(CHARLES'İN BKIŞ AÇISIYLA)
Sadece kendi kendime öylece sokaklarda geziniyordum. Açıkçası hep yanıma bir arkadaşımı alırdım ama bu sefer kendi başımı toplamam gerekti. Aslında böyle daha iyiymiş, yalnız ve huzurlu olmak iyi hissettiriyor bana.
Yanlışlıkla çamur dolu suya ayağımın girmesiyle offladım. Ne güzel düşüncelerin içindeyken oldu mu bu şimdi ama adaletsizlik.Bir anda karşımda beliren 2 adama baktım. Benden oldukça uzun boyları ve simsiyah giyimleriyle ürkütücüydü gerçekten. Bana full dikkat bakmalarından rahatsız olup yanlarından geçecektim biri karşıma geçti diğer tarafa yönelinde diğeri karşımdaydı bu sefer.
''Eşkiya mısınız çekilin yolumdan''
Adamlar birbirlerine baktılar. Öyle soğuk yüzleri vardı ki ''Zorluk çıkarmadan arabaya bin'' adamın dediğiyle tetiklendim. Kime ne zarar vermiş olabilirim ki düşmanım da yoktu benim. Arkaya aniden kaçmaya çalışınca daha büyük duvar gibi cüsseye çarpmam daha kötüsü olmuştu. Ve evet şuan en korktuğum şey ağzıma yapıştırılan ağır kokulu bandanaydı.........
-X-X-X-X-X-
''SİZ GERİZEKALIMISINIZ ALIN KAFASINDAKİ MASKEYİ O KARANLIKTAN KORKUYOR DEMEDİM Mİ?''
Kulağıma dolan kısık sesin asıl bağırma sesi olduğunu anlayabiliyordum ama kafamda dönen şeyden dolayı kısık geliyordu. Başım ağrıdan çatlamak üzereydi, yavaş yavaş gözümün önünde uçuşan yıldızlar kaybolup kapkaranlık bir görüntüyle karşılaşınca kokmaya başlamıştım bile. Yerimde çırpındım kafamı sağa sola oynatabiliyordum en azından ve korkudan kalbim çıkacaktı neredeyse. Ağzımdaki acı hisle yeni anlamıştım ağzımın bağlandığını.
Sonra aniden kafamdaki şeyi çekip aldı birisi. Gözümün önü zar zor netleşirken etraftaki adamları algılamaya çalışıyordum ''Hımhımhımhım??'' ağzımdaki bant konuşturmuyordu beni. Görebilecek kadar netliğe kavuşunca tek beyaz gömlekle karşımda yayılarak oturmuş elinde içinde ne olduğunu bilmediğim cam bardağıyla bana bakan Carlos'u görünce gözlerim yerinden çıkacakmış gibi açıldı.
Neden o? neden beni bu şekilde yanına getirdi, isteseydi ayaklarımla kendim gelirdim. Peki neden beni zorla kaçıran kişi devlet savcısıydı, yoksa herşey yalanmıydı?
Dolan gözlerimle ona bakarken bağlı ellerimi oturduğum sandalyeden kurtarmaya çalıştım. Ayağa kalktı ve yanıma geldi, elindeki bardağı adama verip öylece durdu karşımda ''Şu güzelliği en çok hanginiz becermek ister?'' demesiyle bir şok daha geçirdim. Benim hoşlandığım adam değildi bu şahıs. Kesinlikle böyle değildi. Nasıl ve neden olurdu ki böyle bir şey. Etraftaki adamların gülüşme sesleri gelince......utandım
Ben şuanki durumumdan utandım yere baktım ama çenemde kaldırıp daha da yaklaştı yüzüme doğru ''Daniel nerede Charles?''. Sırıtmayla söylediği şey benim içimdeki bir şeylerin kopmasına neden olmuştu. ''Daniel nerede biliyor musun? Ah! Bilmiyor musun? O çok üzüldüğün köpeklerin yanında uyuyor!'' cümlesini tamalayana kadar gözlerim dolmuştu bile. İki elini kafamın arkasına götürüp ağzımdaki ipi çözmesiyle anında yüzüne tükürdüm
''Hain köpek! Ne yaptın Daniel'e??''
Çoktandır konuşmadığımdan olsa gerek sesim cıyıklayarak çıkmıştı. Çenemden sertçe tutup bana o korkunç gözleriyle baktı. Burnundan çıkan sert nefesler onun ne kadar öfkelendiğini belirtiyordu. Dişlerinin arasından çıkan sesle ''Bana bak çocuk bundan böyle benimsin bana aitsin. Evcil köpeğimsin bildiğin. Benden izinsiz hiçbir şey yapmayacaksın. Bugüne kadar yaşadığın yaşam bitti artık hayatın benim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇSUZ // CHARLOS B&B
Historia CortaHiç beklmediği anda ellerine kelepçe vurulup savcının karşısına oturtulan Charles şaşkınlık içerisinde karşısındaki adama baktı ''Suçsuzları yakalayacak kadar beceriksizsin yani?'' demesiyle boğazına dolanan eller sırıtmasına sebep oldu ''Ne o canın...