İlk bölüm ile selamlar sevgiler diyorum ve keyifli okumalar diliyorum ;)
! Bu kitapta geçen bütün olaylar ve karakterler tamamen hayal ürünüdür .Gerçeklikle hiçbir bağlantısı yoktur ve hiçbir kötü amaçla yazılmamıştır !
B. Ş. : Bayrak
"Sakın kimse bulunduğu yerden başını çıkarmasın ." dedim nefes nefese .Bir yandan çatışıp bir yandan askerlerimi ayakta tutmayı çalışırken. "Son nefesinize , son damla kanınıza kadar dayanın!". Buradan çıkışımız yoktu biliyordum .Ama benim bir görevim vardı .Onları ayakta , bir arada tutmam gerekiyordu .BENİM VATANIMIN KAHRAMANLARINA SAHİP ÇIKMAM GEREKİYORDU! Kiminin evinde annesi babası ,eşi çocuğu akrabaları ,sevenleri onları bekliyordu .Biz ölümü göze alarak buraya geldik .Fakat geri de bıraktıklarımız ....Onlar için bu hiç kolay değildi .Ve bizim gidişimiz onları derinden etkiliyor. Gitmemize üzülmeleri için illa bir kan bağımızın olmasına gerek yok. Bizi seven herkes üzülüyordu. Arkamızdan günlerce dizlerini döverek ağlıyorlardı. Benim geride bıraktığım kimler vardı ? Babam.... Kardeşim.... Vatanım, ülkem ,bayrağım.... Beni bu düşüncelerden ayıran ses ise Yasin'in sesi oldu .Astsubay Başçavuş Yasin IRMAK 25 yaşlarında simsiyah hafif uzun saçlı ve simsiyah gözlüydü , boyu 1.87 civarındaydı ."Komutanım geri çekilmeliyiz .Çıkamayacağız .Yaralılarımız fazla ." silah seslerinin arasında Yasin 'in sesini çok zor duydum .Bir kurşun daha sıkıp bir iti daha anlının çatından vurduktan sonra dönüp arkasına saklandığım kayaya bacaklarım omuz genişliğinde açık ve dizlerimi hafif kırarak yaslandım. Haklıydı geri çekilmeliydik. Çıkamayacaktık .Ama ne olursa olsun çatışacaktık. "AYAAZ!" diye bağırdım biraz yüksek bir sesle . "Telsizleri kontrol edin .Eğer ulaşabilirseniz karargaha haber ver destek lazım .Yaralılar için he...." sözüm yarım kaldı çünkü o an kolumu bir kurşun sıyırdı. Ayaz "Komutanııııııııığğğğğğğğm!" diye bağırarak telaşla yanıma koştu. Bu benim için bir sinek ısırığı bile değildi .Fakat bölüğümdekiler ve tabii özellikle Ayaz ile Egemen benim için fazlasıyla fazla korkuyor. Karargahta elim masanın kenarı yüzünden kesilmişti bir gün. Ama sanki savaş çıkmış gibi karışmıştı ortalık .Benim boş boş olanları izlemem ,bölüğümün "Sargı bezi getir Ali Ereğğn ,kanı temizleyin ,batikon yok mu ,ulan pamuk veriin." bağırtıları ve yemekhanedeki tüm erlerin , askerlerin bizi izlemesi .Aklımdaydı her saniye . Ana geri dönelimmm . "Sorun yok Ayaz dediğimi yap ,hadi." dedim bir yandan da elimle yaraya baskı uyguluyordum. "Emredersiniz komutanım." diyerek yanımdan uzaklaştı Ayaz ."Hepiniz öleceksiniz .O siktiğim ülkenize leşiniz gidecek .Ama seen seni kendi ellerimle yok edecem komutaaaaan ,kendi ellerimle." ve kulaklarıma o iğrenç ses doldu. Frances . İt oğlu it Frances. "Kes lan keeeeees. O ağzına benim ülkem hakkında tek bir kelime dahi alamazsın .DUYDUN MU LAAAAAN."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN GÖLGESİ ;Bir Çift Mavi
ActionKaranlık düşünün .Ama kendisi kadar karanlık birde gölgesi olsun .Karanlığın da mı gölgesi olur ? Oluyormuş .Ama her karanlığı da aydınlatabilecek bir umut vardır öyle değil mi ? Benim karanlığımda ,benim karanlığımın gölgesini aydınlatacak umut bi...