M.S. 426
Aetheron ve Mortagan, Koruyucular sistemini halka duyurduklarında bir seçim sınavı için turnuva ve yetenek belirleme testleri hazırladılar.
Bu testler hem fiziksel hem de güçsel anlamda pek çok sınavı kapsıyordu.
Aylar süren çalışmaların ardından geriye sadece iki kişi kalmıştı.Bu kişiler Zephyrion ve Nihilion'du.
Zephyrion, Varoluş soyundan gelen bir adamdı. Ailesinin kim olduğu hakkında hiçkimsenin bir bilgisi olmadığı için Orantia'lar onu Meryem'in oğlu olarak anarlardı.
Parlak siyah saçları, çıkık yüz hatları ve gök mavisi gözleriyle fazlasıyla çekiciydi. Henüz 26 yaşında olmasına rağmen pek çok eğitimli savaşçıdan çok daha azimli ve güçlüydü. Özel güçlerini kontrol etme konusunda üzerine başka bir Orantia daha düşünülmüyordu. Koruyucu adayı olarak onun seçilmesine kimse şaşırmamıştı. Onun gibi sert duruşlu, kararlı biri Koruyucu olmayacaksa kim olacaktı ki?
Fakat Zephyrion'un tek bir zaafı vardı.
O da Nihilion'a karşı konulmaz bir tutkuyla bağlandığı aşkıydı.Nihilion, Yokoluş soyundan gelen bir kadındı. Ailesini uzun bir süre önce soylar arasında oluşan çatışmalarda kaybetmişti. (Bu olayda Mortagan'ı suçlu buluyordu.) Sefil bir hayat sürmüş olmasına karşın kendini toparlamakta zorluk çekmezdi. Hırslıydı ve istediği herhangi bir şeyi elde etmesi uzun sürmezdi. Siyah saçları beline kadar uzanıyor, mor renk gözleri baktığı herkesi büyülüyordu,(Zephyrion biraz da bu yüzden ona aşıktı.) yüz hatları yumuşak olmasına karşın bakışları sertti. Koruyucu adayı olduğunda Orantia'lar soydaki asil kişiler dururken onun aday olmasını biraz kınamışlardı. Fakat Nihilion kendini herkese kanıtlamayı başarmıştı.
Bu ikili koruyucu olarak başa geçtiklerinde Avoloria'da düzen nihayet kurulmuştu. Halk mutluydu. Fakat Zephyrion ve Nihilion için her şey henüz yeni başlıyordu.
Bazı Orantia’lar güçlerini kötüye kullanmaya başlamıştı. Zaten güçlerine yeni yeni alışan halk ne yapacaklarını bilemediler. Sayıları giderek artan bu topluluk ise kafalarını güçle bozmuşlardı. Kendilerine ise ‘Karanlığın Elçileri’ diyorlardı.
Bu terörist topluluğun lideri Damon, halkın gözünü korkuttuğunu gördükçe kendine güveni de artıyordu. Hatta bazı Orantia’lar kendi istekleriyle onun topluluğuna geliyorlardı. Bu da onun işine geliyordu.
Zephyrion ve Nihilion muhafızları ile birlik olup topluluktan birkaç kişiyi yakalamaya çalıştılar. Fakat Elçiler onlardan daha güçlüydü. Zephyrion buna neyin sebep olduğunu anlayamıyordu. Kullandıkları güçler Elçilere etki etmiyordu.
Nihilion ise her başarısız yakalama girişiminde yeni bir büyü deniyordu.
Bu onun gitgide daha da zayıflamasına sebep oluyordu. Fakat o bunu umursamıyordu.Elçiler gitgide kontrolden çıkmaya başlamıştı. Artık halkın karşısına çıkıp gövde gösterisi yapacak kadar cesurlardı. Zephyrion ve Nihilion ise bu toplumla ne yapacaklarını bilmiyorlardı.
Elçiler Orantia'ları kışkırtıcı hareketlerde bulunmaya başladıklarında Orantia toplumu giderek korkuya kapılıyorlardı.
Avoloria'yı karanlık günler bekliyordu...O sırada Zephyrion ve Nihilion tarafında da sorunlar vardı. Zephyrion'un duyguları artık görevine odaklanmasını engelliyordu. Nihilion ise onu görmüyor gibiydi.
Onların hayatında duygulara yer yoktu.
Hem Koruyucuların birlikte olması büyük bir sansasyon yaratabilirdi. Halkın tepkisi bir yana dursun, böyle bir çatışmanın içerisindeyken dünyanın düzeni bile altüst olabilirdi. İkisi de bunu riske atamazdı.
Nihilion görevi için her şeyini feda edebilirdi. Fakat Zephyrion için aynı şeyi söylemek zordu. Konu Nihilion olunca eli kolu bağlıydı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİN ☯︎ YANG
Fantasi"Yüzyıllar öncesinden gelen bir toplum, o toplumun iki büyük soyu, soyların mutlak denge liderleri ve 'Koruyucular'ı" ☯︎ Elysium Akademisi, yüz yılı aşkın süredir Avoloria'nın en parlak genç büyücü v...