M.S. 400Batı Roma imparatorluğu giderek yıkılışa sürüklenirken insanların arasında özel güçlere sahip kişiler ortaya çıkmaya başladı. Bu insanlar diğer sıradan kişilerden farklı olarak zihin okuyabiliyor, geleceği görebiliyor veya fiziksel hasar almıyordu.
İmparatorluk halkı buna anlam veremediler ve o kişileri birer Tanrı yerine koydular.
Onlar ise kendilerine Orantia diyorlardı.Romalılar zaman geçtikçe bu kişilerden korkmaya başladılar. Bunun sebebi bir Orantia'nın hükümdar hakkında bulunduğu kehanetti. Kehanete göre imparatordan sonra tahta geçecek olan oğlu bütün Roma halkını yıkılışa sürükleyecekti.
İnsanlar Orantia'ları kendilerinden uzaklaştırarak kendilerini güvence altına almaya çalıştılar.
Bir gün dünya üzerine bir karanlık adeta hızla yayıldı.İnsanlar ne olduğuna anlam veremeseler de Orantia'lar biliyorlardı. Şeytanın yandaşları olan iblisler dünyaya terör estirmeye gelmişlerdi.
İblisler insanlara saldırmaya başladığında Orantia'lar birlik olup bir savunma planı kurdular. Fakat bu taktikleri işe yaramadı. İblisler savunmalardan etkilenmiyorlardı. Onlar ölümsüzdü.
Orantia'lar ise güçlerinin sınırlarının farkında değillerdi. Henüz...İblisler ve Orantia'lar arasındaki savaş başladığında topluluktaki iki güçlü kişi güçlerini birleştirerek iblisleri lanetledi. Lanete göre iblisler kendilerine kontrol edecek bir beden bulmadan kendi kötücül güçlerini kullanamayacaklardı.
Sözü geçen iki kişi-Aetheron ve Mortagan- iblislerin yaşamlarına son veremedikleri için onları yer altındaki büyülü zindanlara hapsettiler.
Dünya artık güvendeydi fakat Orantia'lar güçlerinin ne kadar tehlikeli olabileceğini anlamışlardı. Bu yüzden hepsi bir olup Avaloria adında bir ülkeye göç ettiler. Burası kuzey pasifik okyanusunun ortasında insanların gözlerinden uzak bir yerdeydi.
Aetheron ve Mortagan birlikte bu ülkede uygarlık kurma çalışmalarına başladıklarında insanlar o korkunç savaşta kendilerini kurtaran seçilmişlerini efsanelerinde anlattılar.
Avoloria'da medeniyet kurma çalışmaları iyiye doğru giderken her toplumda olduğu gibi Orantia'ların arasında da gruplaşmalar oldu.
Liderler Aetheron ve Mortagan ise bunu engelleyecekleri yerde tam tersine destek verdiler. Araları gitgide açılan bu iki güçlü adam en sonunda kendi taraflarını tutan gruplarıyla birlikte Varoluş ve Yokoluş soyu olarak ikiye ayrıldılar.Varoluş soyundakiler kuzeye, Yokoluş soyundakiler ise güneye göç edip orada yaşamaya başladılar.
Zaman geçtikçe bu iki soyun arasındaki çatışmalar dünya dengesini bozacak bir soğuk savaşa dönüştü.
Sonunda iki lider bir araya gelip bu korkunç gidişata son varmek için çalışmalara başladılar.
Nihayet buldukları şey ise Koruyucular sistemiydi.Varoluş ve Yokoluş soylarından özel sınavlarla seçilecek iki kişi ülkenin bir nevi hükümdarları olacaktı.
Varoluş soyunun Koruyucusu Yin.
Yokoluş soyunun Koruyucusu Yang.
Mutlak Dengenin Yüce Koruyucuları
☯︎Selamlar dostlarım!
Evet. Uzun bir aradan sonra nihayet bahsettiğim fantastik kurguyla karşınızdayım. Yaklaşık 2 yıldır kurgusunda uğraşıyordum:').
Her şey 8. sınıfta o zamanlar yakın olduğum bir arkadaşımın yaptığı çizimle başladı. Ve şu an da buradayım! Ne diyebilirim, hayat sürprizlerle dolu:)
Nihayet yayınlayabileceğim bir konuma gelmiş oldu.
Bu bölüm sadece Orantia toplumunun nasıl ortaya çıktığıyla alakalı. Evreni biraz daha iyi anlayabilmeniz için birkaç tanıtım daha yazıp kurguya geçeceğim merak etmeyin.
Bölümler ise yaz tatilinde gelecek. Takipte kalın!
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sonra görüşürüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİN ☯︎ YANG
Fantastik"Yüzyıllar öncesinden gelen bir toplum, o toplumun iki büyük soyu, soyların mutlak denge liderleri ve 'Koruyucular'ı" ☯︎ Elysium Akademisi, yüz yılı aşkın süredir Avoloria'nın en parlak genç büyücü v...