19.Bölüm

101 3 2
                                    

Herkese merhaba nasılsınız umarım iyisinizdir.

Bölüm hakkında düşüncelerinizi yazın lütfen.

Yıldıza dokunmayı unutmayın.

*
*
*
*
*

Okuduğum satırların etkisi hâlâ üzerimdeydi,Halide'nin bir ikiz kardeşi mi vardı.
Başımı iki yana sallayıp bunun da diğer söylediği sözler gibi yalan olduğunu kendime hatırlattım.

İşlerimi bitirip şirketten ayrılmak için dosya çantasını aldım,şirket koridorlarında acılı bir ses yükseldi,refleks ile arkama dönüp sesin geldiği yöne baktım.

Adımlarımı hızlandırıp yürümeye başladım,terasa yaklaştıkça sesin şiddeti artıyordu,dosya çantasını koltuğun üzerine bırakıp terasa adımladım.

Terasın cam olan kapısını itip içeriye girdim,arkası kapıya dönük bir şekilde cam trabzanlara yaslanmış aşağıyı seyrediyordu.
"Nora"
Başını döndürüp suratıma bakmaya başladı,gözlerinden akan yaşlara aldırış etmeden gözlerimin içine baktı ve daha fazla ağladı.
"Sakin ol"
"Anlatmak ister misin?"dedim,trabzanlara yaslanırken
"Asrın"dedi,gözleri kırmızı olmuştu,yanakları sanki annesinin makyaj malzemesini kullananan acemi bir kız çocuğunun yaptığı gibi kırmızı olmuştu.

"Özür dilerim,size de rahatsızlık verdim?"dedi,ellerinin tersi ile gözlerini silerken
"Siz değil sen,ayrıca rahatsızlık falan verdiğin yok,anlat hadi ne oldu"dedim,ellerini tuttum.

"Dün o zevzek Aren bizi odaya kilitlediğinde,hikayeleri hep ben anlattım şimdi sıra sende"dedim,hafifçe tebessüm edip anlatmaya başladı.
"Tamam"dedi gülümsemesine engel olamayarak
"Violet,yani dadım kalp krizi geçirdi ve durumu kritik,dadım değil aslında o benim annem gibi ben bildiğim herşeyi Violet'ten öğrendim,beni kendi evladı gibi sevdi,bende onu olmayan annem gibi,ikinci kez annemi kaybetmek istemiyorum."dedi gözlerinden akan yaşlara engel olamayarak.
"Özür dilerim?"dedi gözlerinden akan yaşları ellerinin tersi ile silerken.
"Evet özür dilemelisin,bu güzel gözleri ağlayarak bu hale getirdiğin için özür dilemelisin"dedim.
"Ağlamamak elimde değil"
"Ağlama bu güzel gözlerinin sadece güldüğünü görmek istiyorum,ağladığını değil,sil o gözyaşlarını Violet iyi olacak"dedim.

Gözlerini üzerime dikip bakmaya başladı,"ne oldu küçük hanım,izlemelere doyamadınız"dedim
"Ne münasebet,karanlıkta suratın bile belli değil"
"Öyle olsun bakalım"

Trabzanlardan aşağıya bakmaya başladı esen hafif rüzgarın etkisi ile kumral saçları bütün ahengiyle dalgalanıyordu,küçücük burnu ağladığı için kiraz gibi kıpkırmızı olmuştu suratına ayrı bir hava katıyordu,bakışlarının bulduğu yere baktım,yoldan geçen arabaları izliyordu.
"İzlemekle kalmayalım"
"Anlamadım"
"Yani arabaları sadece izlemekle kalmayalım,hadi"dedim ve elini tutup kapıya doğru götürdüm.

Terasın kapısını açıp koridorda koşmaya başladık,arkamızdan gelen bir başka ayak sesi dikkatimi çekti ve beni durdurdu,karanlık koridorda yayılan patırtı sesleri gittikçe bize yaklaşıyordu.
"Duyuyor musun?"dedim,ayak seslerini işaret ederek
"Evet"
Telefonun flaşını açıp beklemeye başladık
"Amq yarım saattir arkanızdan koşuyorum,insan durur bir bakar,ya hırsız olsaydım ya şirketi soyup kaçsaydım kıymetimi bil kıymetimi"diyen kişi Aren'di
"Sen ne arıyorsun burada"
"Şimdi ortak,sen sinirli sinirli gelip odaya kapanınca bende koltuğa oturdum çıkmanı bekliyordum,sonra içim geçmiş uyumuşum"dedi.
"İçim geçmiş ne ya"
"Ne ne babaannem hep öyle derdi aklımda öyle kalmış,ayrıca sen neden benim diksiyonumla dalga geçiyorsun,önce aynanın karşısına geç de bir tipine bak,bir bana bak mükemmel ötesiyim"dedi,eliyle boydan boya kendini göstererek.

İhanet tohumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin