...
Yazardan
Neredeyse denizin dibini boylayan arabanın içinde hapsolmuş ikiliden Taehyung kısa süre içinde kapıyı açıp çıkmayı başarmıştı. Baygın olan Jin'i sadece tek taraftan çıkarabileceğini anlayınca omzundaki acıyı umursamadan soğuk suyu kollarıyla ittirerek onun kapısına kadar yüzmüş ve kapıyı açmak için harekete geçmişti.
Tek hedefi doktoru kurtarmaktı, evet ölen Seo Jion için yapacağı tek şey buydu, ne olursa olsun onun kıymetli oğlunu korumak!
Çünkü bundan tam yirmi yıl önce amcası tarafından para karşılığında organ mafyalarına satılan o küçük çocuk Taehyung artık büyümüş ve onu kurtaran Seo Jion'a olan borcunu ödemek istiyordu.
Kapı sıkışmış olmalı ki bi türlü açılmıyordu, Taehyung her iki eliyle sıkıca kavrayıp ayağıyla vurmaya başladı, suyun içinde nefesini tutmada iyiydi ama bi süre daha böyle devam ederse ya doktor ölecekti ya da kendisi.
Bana güven doktor!
Ona söylediği şeyi düşününce daha da hırslandı, söz vermişti, kendi kendine söz vermişti bu adamı kurtarmalıydı.
Nihayet sonunda kapı açıldı, Taehyung elini çabuk tuttu ve Jin'i belinden kavrayıp çıkardı onu dar alandan. Çevik bi şekilde onunla birlikte yukarı doğru yüzmeye çalışırken gücünün tükendiğini hatta bitmek üzere olduğunu hissedince dişlerini hiç olmadığı kadar sıkarak dayanmaya çalıştı. Dayanmak zorundaydı, şimdiye kadar her şeye göğüs geren kara panter bunda mı yenilecekti? Yenilmezdi, yenilemezdi!
Suyun üstüne çıktığında kafasını silkeleyerek derin bir şekilde nefesini alıp verdi, kollarındaki sessiz ve soğuk beden onu korkuttu, evet kendisi de buz gibiydi ama Jin'in soğukluğu kadar değil.
Jinle birlikte denizden çıkıp toprağa adım attığında daha fazla dayanamadı ve bıraktı kendini, resmen Jin'in üzerine düşmüştü, daha doğrusu birlikte düşmüşlerdi, hâlâ tepkisiz olan kapalı gözleri daha fazla izlemeden kulağını onun dudaklarına doğru yaklaştırıp nefes alıp almadığını kontrol etti.
Taehyung
Onun gibi doktor değildim ama kara panter olarak şimdi tüm hünerlerimi göstermem gerekiyordu. Elimi onun küçük çenesine götürüp dudaklarına eğildim ve vakit kaybetmeden bu inatçı doktorun ihtiyacı olan o nefesi verdim.
Neyse ki biraz sonra uyandı, midesi bulanmış gibi hızlıca yüzüstü uzanıp öksürmeye başladı, ona destek olmak adına sırtını pat patladım "İyi misin?"
Kendine gelmeye başladığında usulca başını kaldırdı, gözlerindeki pişmanlığı görmüştüm ama her şey için çok geçti değil mi? Nihayet iyisin dercesine ellerimle yüzümü ovmaya başladığım sırada kolumda hissettiğim elle bekledim "Kanaman var" korkmuş yüzünü yaklaştırarak omzumdaki yarayı inceledi "Kurşun sıyırmış sanırım"
Ben ağzımı açamadan ceketimi çıkarmak için harekete geçti, ona ayak uydurup çıkardım yavaşça, omzum acıyınca dişlerimi sıkarak inlediğimde onun mahcup sesini işittim "Taehyung...çok özür dilerim" neredeyse ağlayacak gibi çıkan sesiyle ceketimi katlayıp kanayan yere bastırdı.
Tam olarak ne için özür dilediğini anlamasam da "Sorun değil" dedim.
Aramızda garip bi sessizlik vardı. Ne ben konuştum ne o. Aslında konuşacak çok şeyim vardı ama yorgun hissediyordum ve şimdilik bunlarla uğraşmak istemiyordum.
Jin elini omzumdan çekmeden çekingen gözlerini dikti gözlerime "Neden kendini tehlikeye attın?"
Onu korumak isteyişimi hâlâ neden kabullenememişti anlayamıyordum "Seni koruyacağımı söylemiştim doktor"