🧚🏻♀️💜
...
Jin
Telefon yüzüme kapanınca sâkin kalmaya çalışıp yanımdaki adamın sorularına kulak asmadan arabayı hızlıca kullanmaya başladım.
"Jungkook ev arkadaşın mı, evine mi girmişler?"
"Susmayı denesen mi diyorum?" izinsiz arabama binen Taehyung'un konuşması sinirli olan beni daha da sinirlendirmişti.
Ellerini kaldırırken "Sâkin ol!" dediğinde daha da sinirlendim, benimle alay mı ediyordu? "Nasıl sâkin olayım, benimle kafa mı buluyorsun!?" benim yüzümden şu an Jungkook'un başı dertteydi, ne olmuştu hiç bilmiyordum, tüm bunlar yetmezmiş gibi yanımdaki -silahlı bi mankafanın teki- peşimi bırakmıyordu...nasıl sâkin olabilecektim-
Karşıma aniden çıkan araba yüzünden frene basınca öne doğru silkelendik "Kenara çek arabayı!" Taehyung bağırarak sertçe emir verdiğinde şaşırdım, sinirli olan bendim o ne diye bağırıyordu ki? Oldukça ciddi gözüken bakışlarını dikti gözlerime "Kaza yapıp ölmek mi istiyorsun yoksa hızlıca gidip arkadaşını kurtarmak mı?"
O an bunu düşünmek için zamanımın olmadığını bildiğim için doğru olanın bu olduğunu düşünüp onun söylediğini yaptım ama bu ilk ve son olacaktı, kim bilir belki intikam için değil de bu kara panterin etrafımda olması yüzünden peşime düşmüşlerdi? Tehlikeliydi o, eminim bi ton da düşmanı vardı. Kendi peşimdekiler yetmiyormuş gibi bir de onun peşindekilerin odak noktası olamazdım.
Ben arabadan indiğim vakit Taehyung arabanın içinden hızla diğer tarafa -direksiyonun başına- geçivermişti. Onun yanına oturup tam hızlı olmasını söyleyecektim ki daha ben kapıyı kapatmadan gaza öyle bi bastı ki sırtım koltuğa yapışıverdi. Simsiyah gözüken saçları en az saçları kadar siyah olan gözlerinin üzerine düşmüştü, keskin bakışlarını görünce hafifçe yutkundum, o cidden korkutucu gözüküyordu.
Hızlı ve öfkeli filminde gibi hissettim kendimi, korktuğumu belli etmemeye çalışsam da onun oyuncak araba sürer gibi son hızla araba kullanabilmesi ne yalan söyleyeyim beni şok etti. Şimdi bi trafik polisi gelip bizi durdurursa şaşırmazdım. Arabaların dibinden geçerken o son süratı iliklerime kadar hissettim.
İçimdeki nefesi yavaşça dışarıya verirken sordum "E-evimin adresini nerden biliyorsun?"
"Susmayı denesen mi diyorum doktor?" benim ona söylediğimin aynısını söylemişti, gözlerimi devirip sâkin kalmaya çalıştım...ama kalamadım çünkü resmen arabayla uçuyorduk, nabzım yüz elliyi aşmıştı. Jungkook'a ulaşacağım derken kalp kriziyle ölüme ulaşacaktım bu gidişle.
Elim takmaya zaman bulamadığım emniyet kemerine gitti, aniden durursa sinek gibi cama yapışmak istemiyordum "N-nasıl bu kadar iyi araba kullanabiliyorsun?"
Sorumu cevapsız bırakırken direksiyonu tek eliyle kavrayıp oturduğu yerden hafifçe yükseldi ve belindeki tabancayı aldı eline. Profesyoneldi, tabancayı tutuşu bile başkaydı...çaktırmadan hayretle izledim. Tamam ben de bataklığın içinde büyümüştüm ama o...cidden farklı bir şey vardı onda.
Araba durunca geldiğimizi ancak fark edebildim, kendime gelip silkeledim bedenimi ve aceleyle dışarı çıktım.
Taehyung benden önce panter gibi fırlamıştı, beni niye beklemiyordu bu adam? Tanrım...çok hızlı koşuyordu. Ona neden panter dediklerini şimdi anlamıştım. Aslında...çita deseler daha mantıklı olurdu, yok şimdi o da havalı olmazdı- of ben ne saçmalıyordum?
Asansöre bineceğiz sanmıştım ama o merdivene fırladı "Manyak mısın yedi kat çıkamazsın-" yine dinlemedi, a-ah benden de deliydi bu adam?
Ona şaşırmaktan Jungkook'u unutmuştum, umarım iyiydi, içimden bir ses iyi olduğunu söylüyordu, hislerime güveniyordum eminim iyiydi.