24- Cenaze

13 2 0
                                    

Melek yıkılmıştı, onu kolumun altına alıp teselli etmeye başladım, saçlarını okşadım, güzel şeyler söyledim ama o ağlamaktan vazgeçmedi.

Vedat Ağa'nın oğullarına dokunamazdım ama ona zarar verebilirdim. Bu yüzden Vedat Ağa'dan elimi çekmedim.

Babam da, abim de tüm ailem buraya gelmişti. Aziz ve Cihan hiçbir şey hissetmiyordu. Bakışlarından ve rahatlıklarından belliydi.

Yıkılanlar yine kadınlar olmuştu. Erkekler üzülse de duygularını çoğu zaman belli edemezdi, gerçi Aziz bu klişe gerçeği çoktan aşıp farklı yerlere taşımıştı da şuan göstermiyordu kimseye.

Benim görevim Vedat Ağa'yı ortadan kaldırmaktı, bizimkiler de hastane otopsi sonuçlarını değiştirecekti...

Öyle de oldu, Vedat Ağa'nın ölüm sebebi raporlara; kalp krizi olarak geçti...

Cenaze kaldırılırken ben de omuzladım tabutu. Malum damadı sayılırım. İmamın beklediği önceden açılmış mezarın yanına geldiğimizde tabutu yere bıraktık.

İmam okunacak duaları okumaya başladı, cenaze töreni bir şekilde bitmiş, taziye ziyaretlerine gidilmiş ve herkes gün sonunda evine dönmüştü.

Akşam vaktı Aliye Anne'nin odasının önünden geçerken birkaç konuşma duydum geliniyle konuşuyordu sanırım. Umurumda bile değil, ben onun oğlunun intikamını aldım. Kimseye duyurulmayacaktı, onlar gibi yapmayacaktık.

Melek'le olan düğünümüz de babasının kırkından sonraya planlanmıştı. Aziz, "Babam böyle isterdi." diyerek ikna etmişti bizimkileri.

Konağın ve şirketin işlerini Cihan devraldı, Aziz boşta kaldı. Sırf Melek'in kafası dağılsın diye Türkan ve Aziz'in yanında dolaşmaya başladım.

Babasını öldürmüş olabilirim ama sonuçta kimse duymayacak ve bu iş gizli kalacaktı, çünkü ben gerçekten Melek'le evlenmek istiyordum.

Konağın içinde babam volta atıyordu, ben de onu izliyordum, "İlla evleneceksin yani..." dedi. Başımı salladım.

"İyi, evlen."

Gülümsedim, "İntikamımızı aldık, gizli kalacak dediniz duyurmadım hiç kimseye."

Babam bana baktı, "Sağol oğlum ya!" dedi.


Kader BozgunuWhere stories live. Discover now