Havalı çıkış

519 73 2
                                    

Kocacımla sarılıp uyumuştuk gece. Açıkcası çok da huzurlu bir gece geçirdiğim söylenemezdi. Hem ağrım vardı hemde bu evde mutlu değildim. Rahat rahat uyuyamıyordum.

Demirin kolundan çıkmamla suratı buruşsa da uykusundan kalkmamıştı.Dereni kontrol etmeye gittim. Hala mışıl mışıl uyuyordu. Odaya geri gelip geceliklerimi çıkartıp kıyafetlerimi giydim. Yatakta kocacımın yanına oturup dudağına öpücük kondurdum.

Öptüğüm gibi gülümsemesi bir oldu. Gözlerini tam açamasa da uyanmaya çalışıyordu. Bana baktı. "Günaydın uykucu kocacım!" önce öylece baktı. Kollarını uzatıp belimden kavrayarak yatağa yatırdı. Üzerime çıkıp suratımın her yerini öpmeye başladı. Gülmekten nefes alamıyordum. "Aşkım dur! Çok ses yaptık uyanacak herkes."

"Sanada günaydın sevgilim." son kez dudağımı öpüp üzerimden kalkıp beni de kaldırdı. "Kahvaltı yapıp evimize dönelim. Durmayalım burada daha fazla." dedi. Bende kalmak istemiyordum artık. Ama Demire de gidelim diyemezdim onun ailesiydi sonuçta. Böyle söylemesi çok mutlu etmişti beni.

"Gidelim aşkım." 

Demir lavabodayken giymesi için kıyafet çıkarttım. Geceliğinin üstünü çıkartıp gelmişti. Tüm kasları gözümün önündeyken hiç iyi hissetmiyordum. Ellerimi yumruk yapıp belime koydum. "Senin bu yaptığın çok ayıp. İnsan hamile kocasının karşısına böyle mi çıkar. Kaslarını aşerdim!"

Gür bir kahkaha atıp yanıma yaklaşarak boynumu öptü. "Buyurun Padişahım tüm kaslarım sizindir!" hiç beklemediği anda kolunu ısırdım. Biraz fazla ısırmış olabilirdim.

"Yavrum şaka yapıyorsun sanmıştım!" canı acısa da ses çıkarmamıştı. 32 dişimin de resmini çıkartmıştım kolunda. "Kasların mı ben mi Demir?"

"Aşkım yemin ederim sen." biraz bile düşünüp cevap vermiş olsaydı eğer bir de diğer kolunu ısıracaktım. Isırdığım yeri küçücük öptüm.

"Sen hazırlan bende Dereni uyandırıp giydireyim aşağıda görüşürüz." el sallayıp odadan kaçtım. Demirde beni ısırmaya hazırlanıyordu çünkü. Isırdığında morluklarım geçmiyordu da zaten. Bir de morarttığı için üzülüyordu şapşal kocacım.

Kızım uyanmış uslu uslu onun yanına gelmemi bekliyordu. "Günaydın bebeğim!" kollarını uzatıp ellerini aç kapa yaptı. Kucak istiyordu güzel bebeğim. Yatağına oturup kucağıma alarak sımsıkı sarıldım. Ayakta kucaklayamıyordum artık.

"Rüyamda seni gördüm anniş! Çok güzel giyinmiştin böyle babişimde seni güzel giyindin  diye herkese bakmasın diye kızıyordu." eliyle ağzını kapatarak güldü. Klasik Demir hareketiydi zaten bu kıskanma işleri. Bende güldüm.

Yanağından kocaman öpüp kucağımdan indirdim. "Hadi bakalım cimcime hazırlanıp kahvaltı yapmaya inelim." lavaboya gidip elini yüzünü yıkattıktan sonra üzerini giyindirdim.

Aşağıdan Demirin bağırış sesi geliyordu. Dereni yavaş inmesi için tembihleyip onu tek bırakıp hızlı hızlı merdivenleri inmiştim. Sesin geldiği bahçeye çıktığımda Demir ve annesinin tartışıyor olduğunu gördüm.

"Anne sen ne hakla benim eşiminde olduğu eve  bu kızı çağırırsın. Yaktırtma anne bu evi bana." annesinin bu kadar ileri gitmemiş olmasını umarak yemek masasına baktım. Esra hayranlıkla Demiri izliyordu.

"O çocuk için annene karşı mı geliyorsun Demir!"

"O çocuk değil! Benim eşim çocuklarımın da annesi! Değil seni karşıma almak tüm dünyayı karşıma alırım onun için." hala beni kimse farketmemişti. Bağıra bağıra kavga ediyorlardı. Yemek masasına doğru ilerledim. Tam esranın karşısında durduğumda alaycı bir gülümseme sundu.

Fireball (bxb) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin