11.bölüm~Kurtuluş

704 52 65
                                    

Helllooooooğğğ ben geldimmmm. Uzun bir aradan sonra sizlerleyim. Okul bittiği için daha rahat olucam ve daha hızlı bölüm yazıcam. Bölüm için net tarihler veremem ama haftada bir bölüm atmayı planlıyorum. Her okunma sayısına, her basılan yıldıza ve her yapılan yorum için çooook teşekkür ederim. 💓💓💓😚

Oylarınızı ve yorumlarınızı
Bekliyorum...
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

5.Gün_

Kan kokusu her yanımızı sarmıştı. Karnımda ki ağrı gün geçtikçe artıyordu. Bağırışlar ve işkencelere ara verilmişti.

Yerden bana doğru ilerleyen kana bakarken daldığım düşüncelere ara vermiştim. Asaf hareket etmişti. Saatlerdir hiçbir şeye tepki vermemiş boynu bükük,bilinci kapalı bir şekilde duruyordu.

Onun hareketlenmesiyle bende ayağa kalkmaya çalışmıştım lakin karnıma giren şiddetli sancı buna engel olmuştu. Ayağa kalksam bile bileğimdeki zincirler yürümeme engel oluyordu.

"Kardeşim" diyerek seslenen Sertaç' da bizden farksızdı. Yüzü solmuştu fakat hala hırslıydı. Kimseyi yanına yaklaştırmıyordu. "Asaf uyan kardeşim. Kalk ayağa, sakın bırakma kendini. Güldürme içerdeki namussuzları"

Bir kaç minik öksürük dışında başka bir tepki vermiyordu. İzlemekten başka çaremiz yoktu. Kurtulmak için ufakda olsa bir ihtimal arıyordum. Günlerdir kafamda milyonlarca plan yaptım fakat hiçbiri işe yaramadı.

Uzaktan bize yaklaşan adım sesleri duyuyordum. Demir bir cismin duvara sürtme sesi oldukça tanıdık geliyordu. Sertçe açılan demir kapının hızla duvara çarpmasıyla ortaya çıkan sesle Asaf hafifçe kıpırdamıştı.

"Bak bak kimler varmış burda. Yüzbaşım iyi uyuyabildiniz mi?" Diyere bana yaklaşan adam Asaf'ın mırıltılarıyla yönünü değiştirdi. Eğlenen bir ses tonuyla konuşuyordu." Uyuyan güzelim uyanmış sonunda. Binbaşım günaydın, uyanda günüm aysın. Bak sen sıkılmışsındır diye sana oyuncaklar getirdim. Uyanda oynayalım." Diyerek büyük bir kahkaha atan adam halinde oldukça memnundu. Acımızda zevk alıyordu.

Torbalarda ki şeyleri göremesemde ne olduğunu tahmin edebiliyordum. Tahmin ettiğim şeyleri Sertaç'da tahmin etmiş olucak ki kolundaki demirleri sertçe çekerek kırmaya çalıştı.

Çabaları boşunaydı fakat içinde ki ufak ümit tohumu hala canlıydı. " Orosbu çocuğu andaval. Sik kırığı götlek herif. Hele burdan bir kurtulayım şu ellerimdekiler bir çıksın peri bacalarını götüne sokucam senin." Diyerek var gücüyle bağırdı.

Sertaç'a aldırış etmeden Asaf'ın yanına ilerledi. Bir eliyle kafasını kaldırdı diğer eliyle saçlarını geriye iterek yüzünü temizledi. Asaf'ın bilinci tam yerinde değildi fakat hala sövebilecek gücü vardı. Asaf'ın yanağını tutan adam sertçe elini çekti ve geriye dönüp bana doğru ilerledi.

Dik dur İzel

Öyle de yaptım. Yüzünü bana döndüğü anda omuzlarımı dikleştirdim. Bunu fark etmiş olucak ki kocaman gülümsedi. "Ahh yüzbaşı. Napıcaz sizin şu gereksiz gururunuzu"

"Senin gibi gurursuz bir köpek olarak yaşamaktansa gururumla ölmeyi tercih ederim." Diyerek gülümsemesini söndürmüştüm.

"Binbaşım konuşmadı, sıradaki seçenek sensin."

"Konuşacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun. Vatanımı satacağıma sıkın kafama öldürün." Biraz daha eğilerek eliyle çenemi sertçe sıkarak kendine çekti.

"Acısız bir ölümü hak etmiyorsun yüzbaşı. " eliyle tuttuğu çenemi biraz daha sıkarak fısıldamaya devam etti" ölümün en acılısını tadıcaksın." Elini çekip hızla üzerimden çekildi ve torbalara yaklaştı. Önce uzun bir demir çıkarmıştı. Demiri incelerken kapı tekrardan açıldı ve içeriye ellerinde sıcak bir aletle iki terörist girdi.

İzel || Asker-Asker ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin