Ne haber özel ve sevgili okuyucularım nasılsınız bakalım? Hepinizin iyi olmasını umarak, hafta sonu sınava girenler için bir dilekte bulunmak isterim, tüm öğrenciler ve mezuna kalanlar inşallah bekledikleri gibi bir sınav süreci geçirmiştir. Umarım hayallerinize giden tüm yollar sizin için açılır. Başarılar diliyorum.
Deniz sabah gözlerini araladığında gülümseyerek uyandı. Neden gülümsediğinin idrakına varamadı bir süre, elini telefonuna atıp saate baktı. Saat neredeyse on bir olmuştu ve bu kadar uyuduğu için kendine kızdı. Akşamki biraların ve geç yatmanın etkisiyle uyanamadığını düşünerek "Senin neyine içmek acaba?" diye söylenerek yataktan kalktı. Her zamanki gibi ilk iş olarak yatağını düzeltirken bir an yatağa geldiğini hatırlamadığı geldi aklına, sonra başını Pusat'ın omzuna koyduğunu hatırladı. O an zihnine dolan düşüncelerle elini alnına vurdu hızlıca. " Kahretsin... Ben bunu nasıl yaptım? Nasıl kendimi kontrol edemedim? Adam yanlış anlamıştır kesin, of ya..." diyerek söylenirken odada dolanıp duruyordu. Tam o anda neşeyle içeri giren Rüya Deniz'in son kelimelerini duymuştu. "Sabah sabah yine neye söyleniyorsun. Neyi kontrol edemedin yine acaba? Senin şu kontrol manyaklığın sınırı biraz aşmadı mı? "
" Yok bir şey, sana da günaydın..." dedi son kelimesini bastırarak. Rüya "Ay günaydın günaydın canım, sana da günaydın..." Rahatça yeni düzeltilmiş yatağa oturup sırtını biraz geriye doğru götürüp ellerini yatağa koydu. "Anlat bakalım, dökül dökül dökül, akşam ne oldu? Yoksa yine adamı vurmaya mı kalktın?"
Deniz boş bulundu. "Keşke öyle olsaydı, adamın omzunda uyuyakalmışım kızım rezil oldum. "Rüya sevinçle ayağa fırladı. "Ne diyosuuuuun? Karlar ülkesinin kraliçesi buzlara veda mı ediyor acaba?" Sol eli belinde sağ elini havada sallayarak "Gönder gelsin dinliyorum. " Rüya çocuk gibi ellerini birbirine vurarak " Ayyy...Çok heyecanlı. " dediğinden Deniz onun neşesinin tam tersi öfkeyle doluydu. Sabah sabah Rüya tarafından sorgulanmaya hazır değildi. Biraz daha tepkisiz durursa Rüya bütün çevreye canlı yayın yapabilirdi.
Deniz sinirlendi. "Kızım şöyle bağırarak konuşma Damla duyacak yok bir şey. Yıldızları izlerken uyuyakalmışım, hep o biralar yüzünden bir daha size uymak yok. "
Rüya pişkin pişkin sırıtarak Deniz'in yanaklarını çekiştirirken kızın başını sağa sola sallıyordu. "Romantik bir gece yarısı yıldızları izlediniz demek. Taş kalbin yeşermeye mi başladı senin? Yerim ben senin kalbini. " diyerek arkadaşını mıncırırken Deniz onun ellerini çekip odanın kapısına doğru gitti. "Abart Rüya hemen abart sen, yok yeşeren bir şey. Yanlışlıkla oldu işte. Hem sana anlatan da kabahat, pişman et hemen. " diyerek odadan çıktı.
Rüya arkasından giderken "O yanlışlığın detaylarını kahvaltıda dinlemek istiyorum. Elimden kurtulamazsın, eriyik prenses..." diyerek onu takip ederken banyoya yönelen Deniz arkadaşının yüzüne kapıyı çarptı. "Eriyik prenses ne ya? Bu kızın konuşması iyice bozuldu. Damla'nınkini de bozar yakında..." diye söylenerek musluğu açtı.
Deniz banyoda serin suyu yüzüne çarparken olanları düşündü. Rüya ise mutlulukla mutfakta kahvaltı hazırlamakla uğraşan Zeynep'in yanına gitti. Zeynep onun yüzüne bakıp "Sen niye bu saate kadar uyudun ilk günden işe geç kaldın bile. "dediğinde Rüya bir tane zeytin alarak ağzına attı kalçasını tezgaha dayayıp. "Patronlar bugün işe öğlen gidebileceğimi söylediler. Dün geç saatlere kadar oturduk ya. Yerim ben onları pırlanta yürekli patronlarım var. Ne kadar şanslıyım. " dedi gülümseyerek. Zeynep arkadaşına ters ters baktı. "Erkeklere güven olmayacağını öğrenemedin gitti. İlk başlarda tüm erkekler melektir. Centilmenlik maskesi düşünce göreceğim ben seni. O yüzden yelkenleri suya indirip benim kafamı bozma Rüya. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKTEN ÜÇ ADAM DÜŞTÜ
Teen FictionErkeklerden ağzı yanmış üç genç kız ve bir çocuk yaylada yaşamaktadır. Feminist ablasından gizli gizli yaylada kitap okuyan Damla düşen helikopterdeki insanları merak eder ve yardıma gider. Helikopterde yaralı üç adam vardır. Damla telaşla "Ablaaaa...