Bölüm 2

7 0 0
                                    

İnsanı bu dünyada en çok üzen şeylerin başında kesinlikle sevdiği kişileri kaybetmesi geliyordu. Kendini bu dünyada yapayalnız, bir başına kalmış gibi hissediyordun ve bu his geçmiyordu. Beni düşüncelerden sıyıran tanıdık ses ile duşta düşüncelere daldığımı ve uzun süredir burda olduğumu anladım.

"Açelya artık çıkman gerekiyor yaklaşık iki saat oldu yaşlı teyzeler gibi buruşacaksın en sonunda bak gör!" 

Nergizin cümlesiyse gözlerimi devirdim ve vakit kaybetmeden suyu kapatıp duştan çıktım. Hızlıca bornozumu üzerime geçirdikten sonra banyonun kapısını açtım.

"Çıktım çıktım abartma" dedim koltukta koltuk başlığından ayaklarını sarkıtmış sallayan ve kafasını yere doğru uzatan Nergize bakarak. "Beynine kan gidecek beyin kanaması geçireceksin" diyede ekledim. 

"ABART ABART" dedi nergiz ben odama girdiğimde bağırarak. Gülerek dolabıma ilerledim bu odayı bir ara kesinlikle toplamam gerekiyordu ama bakalım ne zamana kısmetti. Dolabımdan mavi bir baggy jeans üzerine ise beyaz crop çıkardım. Üzerimi giyinmeden önce küçük bir havluyla saçlarımı kuruladım ve üzerimdeki bornozu çıkarıp iç çamaşırlarımı giyindim. Kıyafetlerimide üzerimde geçirdikten sonra dolabımla birleşik küçük çekmeceyi açıp içinden beyaz çorap aldım ve hızlıca giydim. Hızlı olmazsam okula geç kalacaktım ve ilk dersim matematikti. Hızlıca odamdan çıktım ve banyoya girip saç kurutma makinesini fişe takıp çalıştırdım. 15-20 dakika sonra saçlarım kurumuştu.

Sarışın ve düz saçlıydım bu özelliğim annemden geliyordu, gözlerim ise elaydı bu özelliğimde babamdan geliyordu. Kendime baktığımda ikisini görüyordum ve bu beni çok mutlu ediyordu. Kurutma makinesini kapadım ve son olarak saçlarımı tarayıp banyodan çıktım.

"NERGİZ HADİ GEÇ KALICAZ" derken kapının önündeki çantamı hızlıca kontrol ettim ve koluma astım, tam o sırada Nergiz mutfaktan çıktı elinde iki tane tost vardı. 

"Geldiiiim tostunu al bitecek bu" dedikten sonra tostu elime tutuşturdu. "Ay tamam tamam bitiririz" dedikten sonra hızlıca beyaz spor ayakkabılarımı giyindim, Nergizde ayakkabılarını giyindikten sonra evin kapısını kapattık ve merdivenlerden inmeye başladık. "Okula alerjim var gidersem ölücekmişim" dedi nergiz ağlamaklı bir ses ile. Gülerek tostumdan bir ısırık aldım. 

"Bayıl bide feriha" diye mırıldandım. "Sen de böyle görücem ben seni zorlanırsan gitmek istemezsen alerjim var dersen" dedi nergiz ters ters bana bakarak. Tatlı tatlı gülümsemeye başladım nergize. "Hiç öyle bakma" dedi nergiz. önüme dönüp tostumdan bir ısırık daha alırken apartmandan çıktık. Otobüs durağı evimize çok yakındı ve hayattaki tüm şansımızı burda kullanmış olarak bindiğimiz otobüs hemen okulun önünde duruyordu. Nergizle aynı üniversitede farklı bölümleri okuyorduk ama okulumuz aynı olduğu için her zaman beraber takılıyorduk. Yolun geri kalanını nergizle konuşarak yürüdükten sonra biz tam otobüs durağına vardığımızda otobüs gelmişti. Sabah saatleri olduğu için ve burası ikinci durak olduğu için genelde boş oluyordu. Nergizle otobüse bindiğimizde şans yine bize güldü ve ikili boş yer olduğunu görünce hızlıca oturduk. Yolun geri kalanını Nergizle dedikodu yaparak geçirdik hatta öyle dalmıştık ki neredeyse ineceğimiz durağı kaçırıyorduk..

"O zaman tenefüslerde görüşürüz bebeğim" dedi nergiz. Okula girmiş kendi sınıfıma yürürken kafamı salladım ve göz kırptım. Nergizde gülümsedikten sonra kendi sınıfına yürümeye başladı. Sınıfa girdiğimde hocanın gelmemiş olduğunu görüp rahat bir nefes aldım ve hızlıca ilerleyip sırama oturdum. Benden yaklaşık üç dakika sonra Merve Hocada sınıfa girdi ve kısa bir günaydından sonra derse başladı. Dersin ortasında tıklatılan kapı bütün sınıfın dikkatini bozdu ve bütün bakışlar kapıya döndü. Kapı açıldığında ilk önce müdür yardımcısı Enver hoca gözüktü. Enver hocanın arkasından siyah saçlı uzun boylu bir çocuk sınıfa girdi, bu çocuğu okulda ilk defa görüyordum.

Hayaller ve GerçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin