BÖLÜM 8: GURUR

809 107 44
                                    


İnstagram - Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

İlk bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

Gözlerini ışıl ışıl parlayan odaya açtığında, pencereden odaya dolan bol güneş ışığıyla keyifli şekilde gülümsedi. Her sabaha bol güneşli bir odada uyanmak, onun için paha biçilmezdi. Ancak keyifli anları, vücudunda hissettiği ağrılarla ansızın sona ermişti. Beli, sırtı, bacakları, kolları ve en kötüsü de boynu... Her yanı sızım sızım sızlıyordu. Yerinden güç bela kalkıp etrafına bakındı. Bu yer yatağı saçmalığına bir çözüm bulmalıydı. Öyle guru yapıp burnunun dikine giderse, yakında felç kalacaktı.

Hafifçe ayaklandığında, yatağın boş olduğunu fark etti. Belli ki beyzade erken kalkanlardandı. Derin ve bıkkın bir nefes savurduğunda, yerdeki yatağını toparlamaya başladı. Bir şekilde yatağı ele geçirmeliydi ama nasıl? Hem gururundan ödün vermemeliydi hem de Şahin ona yalvar yakar yatağı teslim etmeliydi? Ama işte nasıl?

Bir süre düşündü ve her zamanki gibi duş yaparken, parlak fikirleri ansızın ortaya çıktı.

"Görürsün sen Şahin Bey! Bey mi yaman Hüma mı yaman?" deyip, keyifle duşuna devam etti. İşi bitip üzerini giyindiğinde, aynanın karşısında aksini süzdü. Yüzü fazla canlıydı, bir tık solgunlaştırsa fena olmayacaktı. Makyaj malzemelerini çıkardı ve yüzünü biraz soldurdu. Son hali hoşuna gidince, ıslık çalarak banyodan ayrıldı.

Odasından çıkıp aşağıya indiğinde, ortalıkta kimseyi bulamadı. O sırada mutfak tarafından elinde taze pişilerle gelen evin emektar çalışanı Hayriye, yeni gelini görünce neşeyle gülümsedi.

"Hayırlı sabahlar olsun, gelin hanım." Hüma, küçük bir tebessümle karşılık verdi. "Sana da hayırlı sabahlar, Hayriye teyze... Şey, herkes nerede?"

"Züleyha Hanım, kahvaltıyı bahçeye kurdurdu. Hava epey güzel, ağaçların arasında güzel bir kahvaltı yapmak istedi."

"Öyle mi? Tamam o zaman, sen bana pişileri ver, ben giderken götürürüm."

"İyi madem... Ama Şahin Bey'e pişilerden hemen ver, o sıcak sever."

"Sen hiç merak etme, ben hızla götürürüm elini bile yakacak vaziyette yetiştiririm."

Hayriye, Hüma'nın bu hallerine gülüp mutfağa döndü. Hüma ise elindeki pişilerle yavaş yavaş bahçeye ilerledi. Demek Şahin Bey, sıcak pişi severdi ha? Görürdü o Hüma'yı kızdırmak neydi?

Bahçede oturan küçük aileyi gördüğünde, yüzünde geniş bir gülümsemeyle onlara yaklaştı. Baş köşede biricik kocası Şahin, masanın sağ tarafında Züleyha Hanım ve Serhat, sol tarafında ise onun için hazırlanmış boş bir sandalye vardı. Kendi yerine ulaştığında, oturmadan keyifle söze girdi.

"Herkese hayırlı sabahlar..." dediğinde, Züleyha Hanım ve Serhat, gayet coşkulu şekilde karşılık verdiler. Şahin ise mırıldanır gibiydi. Onu umursamayan Hüma, sözlerine neşeyle devam etti. "Hayriye teyze mis gibi sıcacık pişi yapmış, isteyen var mı?"

ŞAHİN BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin