18-''Sen Benim Her Şeyimsin.''

49 5 19
                                    

01.07.2024

Merhaba bölümü biraz geç attım kusura bakmayın. Yazma duraklaması yaşadım sjaksnak. Neyse umarım bölümü beğenirsiniz iyi okumalar.

Manga - Işıkları Söndürseler Bile

🎬

İlk kalp çarpıntısı, ilk gülümseme, ilk anlam verilemeyen aslında heyecandan olan karın ağrısı.

Serap bunların hepsini hissediyordu daha 15 yaşındaydı. Ergenliğe gireli birkaç yıl olmuştu. Küçük bi' kız çocuğu olmaktan çıkıp, genç kız olmaya ilk adımlarını atıyordu.

Tabii haliyle bu duyguyada çok yabancıydı. Daha önce okuduğu kitaplarda, izlediği filmlerde görmüştü ama hiç tatmamıştı.

Evet, o duygudan bahsediyorum, hani karnınızda kelebekler uçurun o duygu.

Aşk.

Sınıf arkadaşı olan Yiğit'ten bir süredir hoşlanıyordu Serap. Yiğit'inde ondan hoşlandığından emindi ama cesaret edip, ilk adımı atamıyordu.

Yiğit'de keza Serap'ın ondan hoşlandığından emin değildi. Reddedilmek istemiyordu.

Bir bahar günü cesaretini toplamış Serap'a açılacaktı. Reddedilecek olması umrunda değildi, daha fazla içinde tutmak istemiyordu hislerini.

Zil çaldığında öğlen arası başlamış yavaş yavaş herkes sınıftan çıkmıştı.

Serap haricinde.

O hep öğlen araları sınıfta olur ya kitap okur, yada test çözerdi.

Yiğit'te azimliydi zaten azimli olmasa bu okulu nasıl kazanacaktıki? Savcı olmak istiyordu büyüyünce, Serap'ında moda tasarımcısı olmak istediğini biliyordu. Felsefe derslerinde derse odaklanmaz kitabının kıyısına, köşesine bir şeyler karalardı. Aslında Serap, her sıkıldığında bunu yapıyordu.

Yıllar geçtiğinde ikiside büyüdüğünde Yiğit savcı olmuştu ama... Serap hayalinden vazgeçmişti.

Yiğit herkesin sınıftan çıktığına emin olduğunda ayağa kalktı ve Serap'ın sırasının önündeki sıraya ters bir şekilde oturdu.

Serap, elindeki kalemi bırakıp Yiğit'e baktı ve gülümsedi. "Çıkmadın mı sen?" diye sordu.

Yiğit hayır anlamında kafasını salladı ve hırkasının cebinden çıkardığı kruvasanı masanın üstüne bıraktı. Annesinin bir pastanesi vardı, Serap'ında kruvasanı çok sevdiğini bildiğinden taze kruvasanlardan bir tane hırkasının cebine sıkıştırmıştı.

"Seviyorsun biliyorum." dedi Yiğit. Serap kruvasanı aldı. "Teşekkür ederim, evet seviyorum." dedi.

Yiğit sırtını dikleştirdi. "Serap... ben sana bir şey söylemek istiyorum." Serap gözlerini açıp Yiğit'in ela gözlerine baktı. "Ben... senden... hoşlanıyorum." dedi.

Serap ilk Yiğit'in ne dediğini algılayamadı. "Biliyorum sen benden hoşlanmıyorsun ama..." Serap Yiğit'in sözünü kesti.

"Hoşlanmadığım nereden çıkardın?" diye sordu. Yiğit'in kaşları çatıldı. "H-Hoşlanıyor musun?" diye sordu.

Serap'ın yanakları kızardı. Yanakları pek kızarmazdı, gerçekten utandığı anlar dışında.

Yavaşça kafasını salladı.

Yiğit hızlıca sıradan kalktı. "O zaman benimle çıkar mısın?" diye sordu.

Serap gülümsedi ve kafasını salladı. Yiğit'e karşı hissettiği hisler o kadar saf ve güzeldiki... zaten o yaştaki bir çocuk nasıl hissedebilirdiki?

Kabuslarımın Başrol AktörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin