Asi usul usul girdi Alaz'ın yattığı odaya. İçeride ne göreceği ve nasıl bir tepki alacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Alaz'ın yattığı yatak kapının hemen sağındaydı. Asi içeri girip kapıyı kapattı. Alaz uyuyordu daha doğrusu uyutuluyordu. Kendine zarar verdiği için elleri ve ayakları yatağa başlanmıştı. Ağır ilaçların etkisi altındaydı. Doktorlar zor zaptedip yatağa bağlamışlardı. Yüzü gözü yaralıydı sanki kaza yapmış gibiydi. Kollarında ve göğsünde de sargılar vardı. Yüzünde renk yoktu Alaz'ın yaşayan bir insan gibi gözükmüyordu. Asi'nin bu görüntüyü görmesiyle elleriyle ağzını kapatıp sessizce ağlaması bir oldu. Asi'nin baktıkça içinin açıldığı o yakışıklı yüz neredeyse tanınamayacak haldeydi. Asi yine aynı şeyi hissetti. Birisi sivri pençeleriyle göğsüne göğsüne vurup kalbini kanatıyordu sanki. Bu görüntüyü görmeye içi el vermiyordu. Olduğu yerde dönüp duruyordu Asi, elleri hala ağzındaydı. Çekerse sesli bir şekilde ağlayacağını biliyordu. Alaz'ı bu şekilde uyandırmak istemiyordu. Hoş normal bir şekilde uyandırmaya da cesareti yoktu. İçini büyük bir korku kapladı. Alaz uyanırsa ona nasıl bir açıklama yapacaktı. Ya da uyandığında onu tanıyabilecek miydi. Yatağın boş kalan küçük bir kısmına Alaz'ın ellerinin hemen yanına oturdu. Ellerini tuttu. Bu eller ki ona hayatının en büyük zevklerini yaşatan, her zor anında yanaklarını okşayan, her ağladığında gözyaşını silen ilacıydı Asi'nin. Asi bunları hatırlayıp daha şiddetli ağlamaya başladı. Alaz onun her kötü anında yanında olmuştu, hep anlayış ve sabır göstermişti. Oysa Asi onun psikolojisinin iyi olmadığını bildiği halde onu cezalandırmaya kalkmıştı. Üstelik akşamına pişman olduğunu bildiği halde. O öfke o kadar anlamsız geldi ki Asi'ye içinden kendine ağır hakaretler hatta küfürler etmeye başladı. Şimdi Neslihan'ın ondan nefret ettiği gibi o da kendinden nefret ediyordu. Evet Alaz onu üzmüştü birçok kez. Asi de o özür bile dilemeden affetmişti her defasında.
"Yine affedebilirdim, affederim hatta çoktan affettim" dedi içinden. "Ben onu affederim sanki çok hakkım varmış gibi. Ama o beni nasıl affedecek? Sen gerçek bir gerizekalısın Asi. Sen acımasız bir insana dönüştün hem de en olmaması gereken kişiye karşı. Her düştüğünde bu adam kaldırdı seni. Sen yaşa diye abisini öldürmeyi göze aldı. Sen kendini iyi hisset diye Zafer şeytanına kafa tuttu. Seni defalarca göğsünde huzurla uyuttu. Sen naptın? NANKÖRLÜK! Sen nankörsün Asi. Sen aptalın tekisin. Sen Alaz'ı hak etmiyorsun"
İçinden geçirdiği bu fikirler onun kendinden daha da nefret etmesine sebep oldu. Elinde Alaz'ın eli, gözleri kapalı bir şekilde ağlarken ve kendine söverken üzerine dikilen bir çift gözden haberdar değildi Asi. O gözler ki Asi'nin bakmayı en sevdiği gözlerdi. Bazen yeşil bazen kahverengi bazen ikisi birden olan o gözler Asi'nin yuvasıydı. Asi güç bela açtı gözlerini. Alaz'a baktığında onun da ona baktığını gördü. Ama bu bakış benim Alaz'ımın bakışı değil diye düşündü Asi. İçini yangın yerine çevirdi bu bakış. Tarif etmeye kalksa edemezdi. Hem bir yabancı gibi hem Alaz gibi bakıyordu. Hem boşlukta gibi hem de anlamlı bakıyordu. Zor bela açmıştı o da gözlerini. Alaz ağzını açtı ve Asi onun konuşmaya başlayacağını anladı. Ama sözlerini duymaya cesareti yoktu. Onun konuşmasına izin vermeden boynuna sarıldı hemen. Uzun bir süre durdu orada Asi. Deli gibi özlediği kokuyu yeniden almıştı ama bu sefer huzurlu hissedemiyordu çünkü içindeki suçluluk duygusu buna izin vermiyordu. Asi sarılırken Alaz karşılık verememişti elleri bağlı olduğu için. Hoş bağlı olmasa da sarılmazdı muhtemelen diye düşündü Asi. Alaz'ın boynundan doğrulduğunda tekrar göz göze geldiler. İkisi de ağlıyordu. Aynı anda söze girdiler. Kalp kalbe karşıydı gerçekten.
"Özür dilerim😣"
İkisi de şaşırmıştı, diğerinin neden özür dileğini anlamamıştı. Alaz tekrar başladı söze
"Özür dilerim Asi. Ben babam gibi olmaktan korkuyordum. O yüzden sana öyle saçma sapan konuştum. Ama çok pişman oldum Asi. Yemin ederim çok pişman oldum. Akşamına yanına gelirken birlikte kuracağımız aileyi düşünerek geldim. Sana haksızlık yaptığımı fark ettim, yanındayım, bebeğimizi birlikte büyütelim diyecektim. Babam gibi olmama izin verme, yanlış yaparsam beni uyar diyecektim. Çok güzel hayallerim vardı Asi. Yol boyu çok güzel hayaller kurdum. Uzun zaman sonra ilk kez o kadar huzurlu ve mutlu hissettim kendimi. Bebeği ilk söylediğinde verdiğim ilk tepki gerçekti zaten. Sonra aklıma babam ve babası geldi. Onlar gibi olup çocuğuma eziyet etmekten korktum. Ama istedim Asi yemin ederim çok istedim baba olmayı. Sen de bir ailen olsun istiyordun, haklıydın da bu istekte sonuna kadar hakkın bu senin. Ama ben senin bu hakkını gasp ettim. Çünkü gerizekalıyım. Ben seni hiç hak etmiyorum Asi, biliyorum. Ama bilmem sevmeme engel olmuyor. Çok özledim seni, bir daha hiç göremeyeceğim zannettim."