(Bu bölümde Asi ve Nesli arasındaki yüzleşmede Asi'nin, Alaz'ın tüm geçmiş travmalarını bildiği varsayımıyla yazıyorum. Bu konuda diziden bağımsız hareket edeceğim)
Asi eve gittiğinde içi hiç rahat değildi. yemeğini yemiş, duşunu almış, dinlenmek üzere Alaz'ın odasına çekilmişti. Odada Alaz'ın yaşadıklarını düşünüyordu ve Alaz'a yaşattıklarını. Bu odada Alaz kim bilir kaç kez yalnız bir şekilde ağlamıştı. Çocukluğundan beri belki de en kötü anılarını bu odada yaşamıştı. Alaz'ın hissettiği yalnızlığını hatırladı ona anlatmıştı daha önce çocukken yaşadığı travmaları. Alaz'ın yaşadığı travmaları düşündükçe Nesli'ye daha çok bileniyordu, Nesli bir de haklıymış gibi Asi'yi azarlayıp duruyordu sürekli. Bu durum daha da sinirlendirdi Asi'yi. Alaz'ın bir yastığına başını koyup diğer yastığına sarıldı. Aldığı her nefeste Alaz'ın kokusu geliyordu burnuna ve bunu Asi çok seviyordu. Aklında Alaz'ın yaşadıkları burnunda Alaz'ın kokusuyla yorgunluktan uyuya kaldı. Sabah uyandığında saat 12 olmuştu. Normalde bu saate kadar hiç uyumazdı. Fakat o kadar yorgundu ki bayılmış gibi uyumuştu. Uyandığında başında bir ağrı hissetti, içinde bir eksiklik, bir huzursuzluk vardı. Aklına hemen Alaz geldi. Onu özlediğini ve görmek istediğini fark etti. Hızlıca kalktı yataktan ve hazırlanıp hastaneye doğru yola koyuldu. Hastaneye vardığında Neslihan'la Alaz'ı sarılıp uyurken gördü. Birkaç gün önce görmüş olsaydı eğer bu görüntüyü çok hoşuna giderdi. Fakat şimdi Neslihan'a olan siniri bu görüntüyü sevimli bulmasını engelliyordu. Bu zamana kadar ilgilenmediği, aynı evin içinde görmediği, sessiz çığlıklarını duymadığı oğluyla şu an ilgileniyormuş gibi yapıyordu Neslihan ve bu Asi'yi çok sinirlendiriyordu. "Alaz'ın geçmişini bilmesem bu gördüklerime inanacağım" diyordu içinden. Sessizce yatağın karşısındaki refakatçi koltuğuna geçip onları izledi. Bir keresinde Alaz ona çocukluğu ile ilgili birkaç anısını anlatmış, anlatırken de kendini tutamayıp ağlamıştı. Küçük bir çocuk gibiydi Alaz o an gözünde. O kadar masum ve o kadar sevgiye muhtaçtı ki. Neslihan'ın Alaz'ı sevmemesi Asi'nin kanına dokunmuştu. Aslında Nesli'ye karşı içindeki ilk öfke tohumları o zaman atılmıştı. Ama empati kurmayı tercih etmişti. Nesli'ye de haklılık payı bulacak yer aramıştı resmen. Bulmuştu da aslında ama içine oturtamamıştı tam anlamıyla. Madem sevmediğin biriyle evlendin neden çocuk yaptın? Madem çocuk yaptın neden sevmedin? Madem sevmedin neden iyi anneyim pozları kestin? Adil olamayacaktın madem neden fedakar ve cefakar anneymiş gibi konuştun orda burda? diye peşpeşe sorular geçti Asi'nin aklından. Bu soruların hepsini konunun muhattabına bizzat sormayı düşündü. Zaten bir yüzleşme olacaktı, bu kesindi. O halde bu soruları da sormalıyım diye düşündü Asi. Aklından bunlar geçerken Nesli yavaşça kıpurdanmaya başladı. Gözlerini açtığında karşısında Asi'yi görmeyi beklemediği bakışlarındaki şaşkınlıktan belliydi. Nesli kısa sürede attı şaşkınlığını üzerinden ve Asi'ye yine delici bakışlarını fırlattı. Nesli kollarında uyuyan Alaz'ın hala uyuyup uyumadığını kontrol etti. Uyuduğunu fark ettiğinde başına uzun ve samimi bir öpücük kondurdu. Alaz'ın kollarından ayırıp yatağa yatırdı ve Asi'ye kapıyı işaret etti bakışlarıyla. Onu dışarı çağırıyordu. İşte başlıyoruz diye düşündü Asi. Neslihan önden Asi arkadan çıktılar odadan. Odanın kapısını sessizce kapattıktan sonra her ikisi de derin bir nefes aldı. Yüzleşmeye ve sinirlerini yatıştırmaya gayret ettiler bu nefes alışla. Koridorda karşılıklı koltuklara oturdular. Her ikisinde de meydan okuyan bakışlar vardı. İkisi de Alaz için savaşmaya, kırmaya ve kırılmaya hazırdı. Sesizliği ilk bozan Neslihan oldu
"Şu yarım kalan konuşmayı bir tamamlayalım bakalım. O saygısızlığını unuttuğumu sanıyorsan yanılıyorsun. "
"Ben bir saygısızlık yapmadım olanı söyledim. Yine söyleyeceğim. Ben yüzleşmeye hazırım da asıl soru sen hazır mısın Neslihan teyze? "