Depo

23 4 0
                                    

Soğuk iliklerimi bile dondurmuştu.Zihnim fazlasıyla netti.Fazlasıyla açık.Çağrı 2 sabah önce sürükleyerek beni araca bindirip şöföre teslim etmişti.Geldiğim gibi demir sandalyeye kelepçeyle bağlanmıştım üstelik iki elim ayrı ayrı bağlanmıştım.Kaçmamı imkansız yapmak istiyorlardı.Bunda başarılılardı şuanlık...Saatte 1 değişim vardı.Dışarda bir şeyler konuşuyor sonra içeriye giriyorlardı.1 saatte tahminen 3 dakika boşluğum oluyordu.Midemin 'ben açım sürtük,beni doyurmassan ölürsün'çığlıklarını anlayabiliyordum fakat yapabileceğim hiç bi şey yoktu.Başımdaki koruma dikkatle değişimleri izlediğimi fark edince gözlerimi bağladı artık bir şey göremedğim için beynimin en ücra köşelerinde kalan şarkıyı söylemeye başladım.Şimdi yapacağım tek şey kalmıştı.Hayal etmek.Gözlerimin önüne gökyüzünü getirdim diğer yandan da boğazımı temizledim.Depodunun derme çatma kapısının açılma sesini duyuyorum.Değişim zamanı fakat şuan hayallerimde gibiyim sanki uçan kuşların sesini gerçekten duyuyor ve gerçekten görebiliyordum.Ellerimin ağrısını unutmuş özgürce uzanıyor gibiyim.Hayallerimde çalan şarkıya eşlik ettim.

The light is fading now

ışık kayboluyor şimdi

My soul is running on a puff

ruhum tek nefesle devam ediyor

That I cannot reach

ulaşamıyorum

My brain is turnin'

başım dönüyor

And my head is hurtin'

ve başım ağrıyor

Every day a little bit more

hergün bir parça daha fazla

The light is fading now

ışık kayboluyor şimdi

My forces is being sucked by

gücüm emiliyor

A bloody leech

lanet olası bir sülük tarafından

My fear is smilin'

korkum gülümsüyor

And my threat is singin'

ve tehlikem şarkı söylüyor

Every night a little bit more

hergün bir parça daha fazla

cannot see anything

Bir şey göremiyorum

I am blindfolded

gözlerim bağlandı

I can hear the birds

kuşları duyabiliyorum

I can see them fly

uçtuklarını görebiliyorum

I can see the sky

gökyüzünü görebiliyorum

I can hear the birds

kuşları duyabiliyorum

I can see them fly

uçtuklarını görebiliyorum

I can see the sky

gökyüzünü görebiliyorum

It's about to cry

gökyüzü ağlamak üzere



Sözlerin devamını hatırlayamıyordum.Şarkımda,hayallerimde yarıda kalmıştı.Zaten hep böyleydi.Tamam diyordum,bu sefer kimse bozamaz.Bitti diyordum,bitti.Kimse zarar veremeyecek artık.Bak diyordum,yeni bir hayat başlıyor.Eski hayatım tekrarlanıyordu ve ben kendi umutlarımda boğuluyordum.Dipleri keşfediyor ve aydınlığı unutuyordum.Bitiyordu artık umutlarım da saflığım da zamanımda tükeniyordu.Tükeniyordum.Üniversteyi kazanıp gidecektim mesela.Babam gitti,sonsuzluğa adım adım.Üniverstede eve çıkacaktım.Ev arkadaşım olacaktı.Kafa dengi,eğelenceli bir kız.Kızlı-erkekli bir grubum olacaktı lisede yapamadığım tüm delilikleri yapacaktım.Bir işte çalışıp ufak bir araba alana kadar didinecektim.Ailem biraz çıkışsada grubumla karadeniz-akdeniz turu yapıp Türkiye'yi baştan sona gezecektim.Durdum.Ufak bir kahkaha attım ama artık sorun edecek birşeyim yoktu.Burada ya açlık ve susuzluktan ölecektim.Sorun değil.Sonsuzluğu keşfederim bende yapacak iş mi yok belki diğer tarafta eski anlılarımın içinde olurum.Hem sıkılmam orda ya değil mi?.Gözümdeki kumaş parçası kabaca çekilirken baş ağrım işim içine girmişti.Karşımdagördüğüm siyah pantolon debelenmeye başlamam geketiğinin habercisiydi.Korkum içimdeki tüm organallere kadar durmuştu.Kaçmaylıydım.Kaçmam gerekiyordu.Kollarımı çıkarmak için çabaladadım.Bedenimi sağa sola düşünmeden sallıyordum.Bağlı olmayan ayaklarımla yerde sürünmeye çalışıyordum.Yüzüme inen darbeyle kendime geldim.Beynim işlevini durdurmuş acının yerini saptlamaya çalışıyordu.---Burak'tan---Depoya girereken duyduğum ses merakımı canlandırdı.Güzel sesti büyük ihtimalle Gece'ye aitti.Bakışımı Gece'ye yönlendirdim.Gri çelik sandalyede siyah geniş V yakalı tişötü kısa siyah şortuyla oturuyordu.İnce kolları arkadan kelepçelenmiş.Sarı-kahverengi karışımı hafif dalgalı saçları hafif karışmış olsada bedeninin etrafında narince dans ediyorlardı.Gözleri siyah kirli kumaşla bağlanmış pembemsi dudakları açık mora yakın renk almıştı.Dudakları oynuyordu,ayağıyla ritim tutturmuş bedenini hafifçe sallıyordu.Olduğum yerde durmuş onu inceledim.Depo soğuktu.Gece bu soğuga gecede dayanmıştı.Hafifçe titiriyordu ama gecenin bunu hissetmediğine bahse girerim.Eminim yemekte yememişti.Ölümle savaşıyordu.Ölümü yeniyordu.Görünüm berbattı.Güzel sesi vardı fakat sesi çatallaşmıştı.Ölümle savaşan kız bu haliyle bile şarkı söylüyor kendi kendine yetiyordu.Gece bir kıza göre hem fiziken hem ruhsal olarak çok güçlüydü.Şarkı söylemeyi kestiğini fark ettiğimde yanına gidip kafasındaki kumaş parçasını çıkardım.Sorgu zamanı gelmişti.Siktiğimin Arat'ı neden ordaydı ve gece nasıl haber göndermişti.Hepsini öğrenecektim.Önüne geçtiğimde kendini kurtarmaya çalışmıştı.Belkide bir türlü kriz geçiyordu.Haraket etmeye hali kalmayan genç kız hayatı için savaşıyordu.Dururmaya çalıştım.Kafasını tutum.Sakin ol gece diye bağırmama rağmen bir şey anlamayıp benimle savaşmayı sürdürdü.İnce bir kızdı fakat güçlüydü.Duracak gibi görünmüyordu.Elimi kaldırdım acaba gerçekten tokat atmam gerekiyormuydu.Çırpınmaya edevam etmesi sinirlerimi bozdu.Elimi parlaklığını kaybetmiş yüzüne indirdim.-----Yazardan---Genç adam depodan içeri 5-6 adım atmıştı.Genç kız,kötü durumda olmasına rağmen kendi sınırlarını aşmış şarkı söylüyordu.Genç adam bundan etkilenmişti.Hayatında ilk defa bir kızın bu kadar güçlü olduğunu görüyordu çünkü.Genç adam,kızın çökmüş yüzüne soğuktan morarmış dudaklarına ve kızın kurtulmak için kanatmış olduğu bileklerine baktı.Genç kız,çatallanmış sesini umursamadan özgür olduğu dünyasında keşfe çıkmış mutlu oluyordu.Sonra fark etti.Şarkının sözlerini hatırlamıyordu,şarkı kesilmişti.Kesilen şarkı,kızın hayal dünyasını yerle bir etmişti.Kız kendi içinde çatışmaya başladı.Genç adam,kızın sustuğunu fark etmedi.Geçen geceki gibi büyülenmişçesine kızı izliyor zamanı kendisi için durduyordu.Zamanın geçtiğini fark etmiyordu.Kızın kahkahası, oğlanı uyandırmıştı fakat oğlan o kadar büyülenmişti ki fark etmedi kızın kendi kendine kahkaha attığını.Genç adam,kızın gözlerini açtı artık olanları öğrenmeliydi.Kız durup dururken çıprınmaya başlamıştı.Geçmişi geliyordu kızın,hiç kaçamadığı...Kız,geçmişinin değil geleceğinin geldiğini anlamadı.Genç adam şaşkınlıktan kendine gelmekte zorlandı.Adamın içinde kıza karşı üzgünlük ve aynı sırada biraz pişmanlık geçti.Kızı böyle ölüme bıraktığını düşündü fakat kız genç adamdan kaçmıyordu ki.Geçmişinin en kötü zamanlarından kaçıyordu.Bilmiyordu oğlan bunu.Kıza olan üzüntüsünü reddeti oğlan.O hissi sinir olarak algılamaya alışmıştı ve bu seferde sinir olarak algılamayı seçti.Beyin sinir olarak kaydetmişti artık.Dayanamadı oğlan,kızın bu durumuna çalıştı elbetteki durdurmaya.Olmuyordu.Durduramıyordu oğlan çünkü kız savaşçıydı.Kaçmayı sürdürüyor.Kabuslarına giren olayı yaşamamak için savaşıyordu.Üstelik kız pes etmiyorduda.Durmuyordu çünkü tanıyordu kendini yara almayak için kaçıyordu.Savaşıyordu.Biliyordu genç kız,kaçabileceğini ama yapamadığını biliyordu.Devam etti kaçmaya kız ta ki bedeni acıyı hissedinceye kadar.Kız kaçamadığını hisseti.Bitmişti yine kurtulamamıştı.Kurtaramamıştı kız kendini yapabileceği en adice şeyi yaptı kendine hıçkırıklrının ve göz yaşlarının önüne geçmeyi reddetti.Ağlaması genç adamın dikkani çekmişti.Genç adamınn beyni artık sinir olarak algılayamayacağının sinyallerini veriyordu

Uyanık KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin