Gece'den
Bulanık hatıralar.kötü kokulu ortam.karanlık.Evimin arka bahçesinden ormana yavaş adımlarım.Yeni keşfetmeyi umduğu, sessiz köşeler.
Büyük ellerinin bedenimde yarattığı korku,bilincimin olduğum durumu idrak edemeyişi...
Omzuma tutunmuş büyük ellerin bel oyuntuma yavaş yavaş inişi.Fazla tuz kokusu ,hatıralarımı kabul edememe duygusu.
Ellerin sahibinin arkamda yaptığı iğrenç danslar,vücudunu bana bastırması.Tepki göstermekten çekinmem.Giydiği lacivert gömleğin terden ıslanışı o ağır ter kokusu.Tarifsiz kalp kırıklığı,fazla utanç,kendinden tiksinme.
Siyah pantolonun bana iyice sokulması,sessizliğim.
Korkum.Kendimi kurtarma çabalarım.Siyah botlarımla siyah pantolona olan savaşım.Mağlubiyetim.Hıçkırıklarım.Beni bırakması için zavallıca yalvarmalarım...
Kafamı ıslak yastıktan kaldırıp şüpheyle etrafa baktım.Nerede olduğum,son olanlar zihnime dolandığında ağzımdan aldığım derin soluklar yerini buruna bıraktığında yorganı üzerimden atıp kalktım.Şu saçma takma adlı mafya bozuntusun misafir odasındaydım.İçerisi gri mavi ve beyazdan oluşmuş mükemmel bir uyum içindeydi. Beyaz duvarlarla gri parkenin uyumu odaya sakin bir görünüm veriyordu.Onun dışında siyah kapının hemen yanında olan çalışma masası ve masanın karşısındaki mavi dolap ve mavi yatakla uyum içerisindeydi.Arkamı döndüğümde fark ettiğim mavi kitaplık,uzun zamandır kitaplarla ayrı düştüğümü hatırlattı.Küçük kitaplıkta daha önce okuduğum polisiye romanlar vardı.Cinayetler kafamı dağıtıyordu ,cinayet masası benim için çok uygun bir yerdi.Şuan olduğum durumsa tam komediydi.Belki birkaç günüm bile yokken neler düşünüyordum. ''Bir de içinden düşünmeyi keşfedebilsen.''boğuk erkek sesiyle arkamı döndüğümde kapının pervazında yarı uyuklayan sarışın adam vardı.Pardon genç adam.''denerim.''ifadesiz çıkan sesim az önceki düşüncelerimi unutturmayacaktı.Salak ben.''Bir soru.''bana soru sormayacak da ilgilendiği bir şeyi anlatacakmış gibi duruyordu.İçinin en derinliklerinde kaybolduğum kabuğumu birkaç dakikalığına bırakmış, bu genç adama merakla bakıyordum.Merakımı anlamış olacaktı çok uzatmadan ''Müzik mi Şiir mi?''
''Unutmak mı istiyorsun acını yaşamak mı?''
''soruya soruyla cevap verme''
''Cevaplamamı istiyor musun?'' Sanırım ilk kez muhalefet etmeden başını salladı.
''Eğer unutmak istiyorsan şiir çünkü ruhunun derinlikleri kaleminle kağıda döküyor fakat müzik, ruhunun en derinlerinde acını hapsediyor.'' Ona karşı kurduğum en uzun cümleydi bu.Hangi akılsız katiline şiir ve müzik arasındaki farkı kendince anlatır ki?.
''Bana liseli beni hatırlatıyorsun''
''Neden böyle düşündün ki?''
''o zamanlar iyi bir fikirdim.Şimdiyse muhteşem bir hata..'' bu cümleyi biliyordum.Atıldım hemen.
''Ölüm şarkısı kitabından'',
''Oradaki Laurent'i hatırlıyor musun?''İçimden öyle hastalıklı bir adam nasıl unutulabilir ki diye geçirdim.Sanki düşüncelerimi okumuş gibi devam etti sözlerine.
''İlk zamanlarda ne kadar kusursuz.Daha sonraları kendini batırıyor.Belki 5 belki 6 cinayet hepsine kendi imzasını atıyor,peki ya sonra?''durdu.Kendine sorduğu soruyu benim cevaplamam gerekmişti.
''Tek bir paniklemesinde karmaşık ilerleyen düzeninde kayboluyor.''hafifçe güldü.
''Kendini dibe çekiyor,o muhteşem fikirleri şimdi sadece hata yumağı oluyor.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanık Kal
Literatura KobiecaKuşkusu yoktu kızın.Biliyordu,sonu hiç iyi olmayacaktı.Oysaki genç adam habersizdi olacaklardan,kıza yaklaşıyordu fark etmeden.kızın hıçkırıklarımıydı adamı bu denli üzen yoksa ikisinin de geçmişlerinde de şimdi de kaçtıkları hiçbir şeyden tam olara...