Kerkuk Zindani, Kirac
,,,
Bir süre sonra yanına koşarak gelen sarışın çocuğun ardından gülümseyerek oturduğu banktan kalkmıştı. Çocuk eğer biraz daha geç kalacak olsaydı, evine dönecekti.
Dün on üçte buluşmak gibi bir karar almışlardı ve Shou, tam vaktinde gelirken Jun geç kalmıştı. Saat daha yeni yeni on dördü geçerken koşarak okul bahçesine girmiş, Shou gitmediği için Tanrı’ya şükretmişti.
Jun bankın kenarında dinlenirken Shou, gitmek için bekliyordu. Dinlenmesi bittiğinde -Ki aslında bitmemişti sadece Shou’nun daha fazla sızlanmasını dinleyecek durumda değildi.- kalkıp daha önce haritalardan baktığı yolda ilerlemeye başlamıştı.
“Yanlış yere gitmediğimize emin misin?”
“Yani... ” Yeşil ışıkla beraber karşıya geçiyorlardı. “Google ne diyorsa onu yapıyorum.”
“Lütfen, ciddi olma!” Shou yakınarak söylediği şeyle Jun’a baktığında, çocuğun yüzünün tamamen ciddi olduğunu görmüştü. Jun’un bulduğu kestirme yol, Google haritaların işiydi.
“Kestirme dediğin yol, Google’dan mı?”
“Nolmuş yani haritadan baktıysam?” Shou’nun düz yüzüyle karşılaşmışken devam etti, “Ne yani, internete de mi güvenmeyelim?!” demesiyle karşısındaki çocuğun gülmeye başlaması bir olmuştu.
Omzuna hafif bir yumruk çakmış, gülmemesi için uyarmış olsa da Shou dinlememişti. En sonunda Jun, Shou’yu kaldırımın ortasında bırakarak ilerlemeye başlamıştı.
“Hey, beklesene beni!” Sinirle ilerleyen Jun’a yetişmeye çalışan Shou’nun, kaç kişiyi solladığının haddi hesabı yoktu. En sonunda kolundan yakaladığı gibi çekmişti, gülme istediğini bastırarak konuşmuştu;
“Tamam, gülmeyeceğim.” Jun’un ‘Başka ne var’ diyen gözlerina hitâben konuşmaya devam etmişti, “Sağ taraftan gidelim, okulun oralarda olması gerek.” dediğimde Jun, oflayark sağa yönelmişti.
“Madem biliyordun yerini, niye beni uğraştırdın?”
“Komik oluyordun” Demesiyle koluna yumruk yemesi bir olmuştu.
“Sus lan”
,,,
İkisi sonunda aradıkları okula ulaştıklarında birkaç dakikalığına dinlenmek için oturdukları bankta, onuncu dakikalarında Shou yüzüncü kez konuşmalarını tekrar etmişti.
Jun en sonunda bıkmış şekilde oflamıştı.
“Yeter, lütfen... Biraz merhamet et de sus!”
Aldığı tepkiyle kaşlarını havaya kaldırmış olan Shou,Jun’un devam etmesine izin vermeden konuşmuştu.
“Tamam ama bak dediğim gibi, kıza küfür falan etme!”
“Ya ne edi’ce’m kıza küfür?” Shou’nun düz bakışlarıyla sinirle oflamış ve okula ilerlemişti, “Sen bana güven,ben tatlı dilliyimdir. ” diyerek Shou’yu yine beklememişti.
Jun’un akıllanmayacağını düşünen Shou, arkasından yürürken bir taraftan da okulu süzüyordu. Reika, bu okulun takımında kaptandı ve yeni bir takım yetiştiriyordu. Takımlarına başka biri yok diye aldıkları kızın, bu kadar ilerleyeceğini kim düşünürdü ki?
Reika, bu kadar ilerlemişken naif kişiliğini asla kaybetmemişti. O hâlâ insanları kırmayan, insanlar için çabalayan Reika’ydı. İşte bu yüzden umutluydu, Shou. Reika’nın reddetmeyeceğini biliyordu.
Sahaya yaklaştıklarında ikisi, sonunda yan yanalardı. İleride kızlara bir şeyler anlatan Reika’yı gören Shou, kendisi fark ettiğinde hafif bir baş selamı vererek yanına ilerlemeye başlamıştı.
“Gel hadi, dediklerimi de unutma.”
Yeniden uyarılmasıyla Jun, karşısındakinin ona çocukmuş gibi davranmasından dolayı oflayarak yanında ilerlemişti.
Reika’nın yanına geldiklerinde takım çoktan ısınmaya başlamıştı.
“Shou?” Gülümseyerek ikisine baktı Reika, “Görüşmeyeli uzun zaman oldu, iyisin değil mi?” dedi.
“Fazlasıyla iyiyim, sen?” Gözleriyle sahayı taradıktan sonra “Sahanız güzelmiş.”
“Ben de iyiyim!”
Bu kadardı. Eskiden iki yakın arkadaş olan bu iki kişinin şimdi, konuşması bu kadar sürüyordu. Konuşmanın ilerlemeyeceğini, ikisinin birbirlerinden kaçındığını anladığında Shou’nun planına aykırı şekilde araya girmişti Jun.
“Buraya geliş amacımızı merak ediyorsun,öyle değil mi?”
Reika çekinerek kafasını sallamıştı. Evet, Reika öyle aniden neden geldiklerini soracak biri değildi.
“Momoyama’yı tekrar kurmak istiyoruz.”
Reika, duyduklarıyla ufak bir şaşkınlık geçirmişti. Momoyama’yı tekrar birleştirmek zordu ayrıca bu çocuk ne alakaydı?
“Anlamadım?”
“Bak şimdi canım şöyl-” Jun, anlatacakken Shou araya girmiş ve kendilerini açıklamaya başlamıştı;
“Momoyama’nın tekrar birleşmesi için çalışıyoruz, Reika. Eski oyuncularla beraber yeniden Momoyama olarak maçlara çıkmak, hak ettiğimiz gibi hatırlanma istiyoruz. Biliyorum bu takımı öylece bırakamazsın ancak Momoyama’ya dönersin diye düşündük.”
Söylediklerini can kulağıyla dinleyen Reika’nın kafasında soru işaretleriyle beraber yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Momoyama, bir dönüm noktası. Şimdiki Reika’nın kolonu, dayanağı.
,,,,
Yazmak zor lldu😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekrar Yap.|Vk
FanfictionBilinmeyen numara; Fazla naz yapmadin mi sence de alt tarafi alti yil once yaptigin seyi tekrar yapacaksin --- Jun Asari Lgbtq uyarısı ---- Amacindan ayrilmis bir hikaye gibi gozukebilir, temelde de boyle zaten. Hikayeyi okumaniz ve size yanlis gel...