ALACAKAN

81.9K 3.5K 1.3K
                                    

ALACAKAN.

"Kalbini kanlı bir savaş meydanında bırakıp şehre inmiş bir asker, o intikâmı elbet bir gün alır."

Çünkü unutma ki bu hayatta:

"Neye gönül verdiysen, en çok ona aitsin."

⛓️❄️⛓️

Her şeyini ardında bırakıp da zafere doğru koşan adımlarını hiçbir güç durduramaz.

Senin adını, asil dudaklardan başkası anmaz.

Yiğit, aynaya bak; seni savaşmaktan başka bir şey paklamaz.

Vatanın kurdu, dağda it çakal bırakmaz.

"Tim 365, KURT KAFES!"

Silah sesleri, sağanak yağış, kanla karışan barut kokusu... Buradan sağ çıkamayacağını biliyordu.

"Etrafı derhal boşaltın!"

Üst merciden gelen emirle adımlarını ters yöne çevirdi; o sırada aynı ses, bu sefer boğaz yırtacak kadar yüksek bir tonla bağırmaya devam etti: "Tekrar ediyorum, etrafı boşaltın! Sayıları çok fazla!"

Silah sesleri şiddetlenirken, son kez arkasını dönüp karşı tarafa hedef ve yön değiştirerek art arda üç el ateş etti. Üç atışın her birinde düşman safından birini indirmişti.

Güçlü adımları, siper olduğu duvarın iç tarafına doğru ilerledi; o sırada onu durduran kolunun kenarında hissettiği o keskin acı oldu. Kurşun, kolunu sıyırmış ve sıyırdığı yeri kanlar içinde bırakmıştı.

Eliyle, yarasının üstünü bastırdığında bütün avuç içi kana bulandı. Kısık sesli bir küfür savurup elini yarasının üstünden çektiğinde kanaması şiddetlendi, yerdeki beyaz kar bedeninden akan kanla buluştukça kırmızıya boyanıyordu. Bu kanama riskliydi, bu şekilde yerini belli ederdi.

Güç bela soluklandığında ağzından hırıltılı nefesler döküldü, siper olduğu duvardan çok kısa bir an kafasını çıkardı. Ancak dakikalar geçtikçe artmaya başlayan sis yüzünden etraftaki mevziyi ve terörist sayısını tam seçemiyordu.

Etraf barutla karışık kan korkuyordu ve koku artık dayanılmaz bir hâl almıştı.

Karşıdan gelen silah seslerinin gittikçe şiddetlendiğini duyduğunda sayılarının tahmin edilenden çok daha fazla olduğunu anladı.

Havadaki sise güvenerek son sürat, büyük bir güçle koşmaya başladı. Giydiği çelik yeleğin ağırlığı, attığı her adımda onu yere doğru çeken buz tutmuş zemin ve üstüne doğru yağan karla karışık sağanak yağmur, onu yavaşlatsa da yine de bu koşullara rağmen olağanüstü bir hızla koşuyordu.

Şakağından başlayan ve yağmur damlalarıyla karışan terler, adem elmasına kadar uzun bir yol çizdiğinde nefes alamadığını hissetti.

Kendine, çatışma alanından uzak, siper olacak izbe bir köşe bulduğunda yıkık dökük binanın yerden yarım metre yükseklikteki duvarının arkasına yüz üstü uzandı ve duvarı kendine siper alacak şekilde konumlanıp etrafı kolaçan etti.

ALACAKANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin