20. Bölüm

6K 499 434
                                    

Chanyeol şirketin giriş katında menajer hyunglarını telefonla ararken Sehun'u kenara çektim.

"Beni grup arkadaşının doğum günü partisine mi götürüyorsun?" diye hararetle fısıldadım. Sesimi duyurmamaya çalışıyordum ama kızdığımı anlasın istiyordum. "Bana sormadan neden böyle bir şey yaptın?"

Sehun kafasını eğdi. "Seninle tanışmak istiyorlardı, bundan daha iyi bir fırsat olamayacağını düşündüm."

"Oradan bakınca partilerden hoşlanıyormuş gibi mi görünüyorum acaba?"

"Buradan bakınca nasıl göründüğünü gerçekten bilmek istiyor musun Luhan?" diye sorunca neredeyse yumuşayacaktım. Sehun, harika bir oyuncuydu.

"Kelime oyunları yaparak aklımı dağıtmaya çalışma." Kollarını birbirine kovuşturup gözlerini devirince devam ettim. "Şu parti işi nereden çıktı şimdi?"

"Parti dendiğine bakma. Yakın arkadaşlarından bir kaç kişi daha çağırırlar ama kalabalık olmayız. Baekhyun bugün doğum günü olduğunu bildiğimizi biliyor elbette. Odası ağzına kadar hediyeyle doldu. Beklemediği şey bizim bir parti hazırlamamız." Diğerlerinin olduğu tarafa baktı. "Genelde bu tarz şeyleri umursamayız."

"Özellikle Kyungsoo sizden nefret ediyor gibi duruyor." derken kaşlarımı çatarak ona dokunmaya çalışan Kai'ye öldürücü bakışlar atan Kyungsoo'ya baktım.

"O biraz sana benziyor." dedi Sehun. "Nefret ediyormuş gibi yapıyor ama içten içe hepimizi seviyor."

Dudaklarımı büzüp kaşlarımı kaldırdım. "Ben nefret ediyormuş gibi yapmıyorum, nefret ediyorum."

"Kesinlikle." Tavrım değişmediği için derin bir nefes alarak gözlerini kapattı. Tekrar bana baktığında neredeyse 'Ah hayır' diye inleyecektim. Kafasını biraz eğerek kirpiklerinin arasından beni izliyordu. Bunu üzerimde zaten var olan etkisini iyice güçlendirmek için yapardı. Ve bunu en son yaptığından beri neredeyse yıl geçmişti. Çantamın sapını iyice kavradım, son kaçınılmazdı.

"İyi." Bu kadar kolay ağa düşerek kendime karşı saygımı yitirecek gibi olmuştum ama söz konusu o bakışlarsa bana yaptıramayacağı şey yoktu. "Ama uzun süre durmam."

Dudakları tatminle bükülünce öfkemin hedefini değiştirerek gözlerimi kıstım. "Ama bunun hesabını vereceksin. Yurda gittiğimiz an bir kurallar listesi yapacağız."

"Ne ger-" demek üzereydi ki Chanyeol'un ona seslenmesiyle lafını yarıda kesmek zorunda kaldı.

"Bahane yok, çözüm kesin. O kurallar yazılı olarak önüme konulmadan rahat etmeyeceğim." Yapmacık bir şekilde gülümsedim ve "O zaman gidelim." diyerek arkamı döndüm. En azından otoritemin sağlamlığını bir miktar sağlama alırdım.

"Menajer hyung kapının önündeymiş. Luhan Baekhyun'un yerine oturur, hepimiz sığarız arabaya. Hadi hızlı olalım." dedi Chanyeol yanına geldiğimizde. "Byun Baekhyun her an bir yerlerden fırlayıp kendigini bagaja kilitleyebilir."

♧♧

EXO'nun yurdu gösterişten uzak, hatta sıradana baya yakın bir yerdi. SM'in şirketine arabayla on beş dakika bile sürmeyecek uzaklıktaydı ve 6 katlı bir apartmanın dördüncü katındaydı. Sanırım beklediğim şey daha farklıydı. Televizyonda gösterilen ünlülerin evleri üç dört katlı ve havuzlu villalardı. Oysa bu yurdun bahçesi bile yoktu.

Bölünen kazancın parayı kısıtlı kullanmaya sebep olduğunu varsaydım ve benim bekleyen Sehun'dan önce içeri girdim.

"Sanırım etrafı hazırlamak için üç saatten daha az zamanımız var." Suho, elindeki poşetleri girişin önüne bırakıp etrafa dağılan üyelere planı açıklamaya koyuldu. "Pasta bir buçuk saat sonra gelir. Biz dışarıya çıkarak süs malzemeleri alırken Kyungsoo kabul ederse yemekleri hazırlar." dedi Kyungsoo'ya tatlı tatlı gülümseyerek.

SignatureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin