14. Bölüm

6K 533 254
                                    

Titremem otele girene kadar geçmedi.

Belki şoktan, belki de hayal kırıklığından olacak, zihnim uyuşmuş gibiydi. Ancak otelin gündüz olmasına rağmen göz alıcı ışıklandırmaları beni kendimi getirmişti. Şüphelenmekten kaçındığım bir başka gerçek olan Yixing'in tüm bu şeylerden haberinin olması bir balyoz gibi suratıma indi. Asansörün önünde uzun süre bekledim ve bana söylenen bunca yalanı sindirmeye çalıştım. İçimdeki o ses, İşte bu yüzden diyordu. İşte bu yüzden kimseye güvenmiyordun, aptal olan sensin.

Yixing oda kapısını metrelerce öteden farkedilecek bir endişeyle açtı. "Neredeydin?" Yanakları hâlâ ateş yüzünden al aldı. Tam olarak iyileşmiş sayılmazdı ama düne göre kendini daha iyi hissettiğini var sayıyordum.

Ona, tam gözlerinin içine sertçe baktım. Tüm bedenimi ilmik ilmik kasan gerginlik dudaklarımı da birbirine bastırmama neden olmuştu. Cevap vermeden içeri girdim.

Yixing aptaldı. Ama tavrımdan her şeyi öğrendiğimi anlamıştı. Önce dudakları aralandı sonra gözleri nemlendi.

"Luhan ben..." diye başlayacak oldu fakat lafını kestim.

Sesim sert, bakışlarım keskindi. Geç de olsa davranmam gerektiği gibi davranıyordum. "Ne zamandan beri biliyordun?"

Hıçkırmamak için kendini sıktığı belliydi. Kızarıklığı biraz daha arttı. "Dün gece... Sen uyurken araştırdığım grup onun grubuydu."

Belki başkası olsa neyse ki daha bir gece öğrenmiş der ve tepki göstermekten vazgeçerdi ama ben başkası değildim. Yani benim için söz konusu dahi olamayacak düşünceleri kenara atarak, "Bunu bana söylemeni engelleyen şey neydi?" diye sordum.

"Şok oldum." dedi titreyen sesiyle. "Biliyorsun, insanların suratlarını çabuk unutuyorum. Fotoğrafları görünce önce benzettiğimi düşündüm. Ama sonra, internette profillerini araştırdım ve emin oldum. Luhan gerçekten ne yapacağımı bilemedim. Sehun'un sebepsiz yere böyle bir şey yapması çok saçma geldiği için onunla konuşana kadar senden saklamaya karar verdim. Benim için çok zordu ama ona olan ilgin-"

"Ben lanet olası ona ilgi felan duymuyorum!" Sözünü sertçe kestiğimde irkildi. Yixing'i korkutuyordum ama şu an bunu aklımın sadece ufak bir kısmı önemsiyordu. Aptal bir kısmı. Tekrar konuşmaya başladığımda sesim daha sakindi. "Sana güven problemimi ve arkadaş olmayı tercih etmediğimi anlatmıştım, Yixing. Yine de sana bir şans verdim ama sen bu şansı kullanamadım. Ben iyilik meleği değilim. İkinci kez şans vermem. Bundan sonra benimle konuşmaya bile çalışma."

Sözlerim kesin, itiraz kabul etmeyen bir tınıdaydı. Yixing aptallık yapmamayı tercih etti ve arada sırada ağlamamak için tekleyen nefesiyle odanın ortasında dikildi. Ben özenle seçtiğim ceketi ve pantalonu yavaşça çıkarırken, o sonunda arkasını dönüp odadan çıkmıştı.

Bu uzun süredir hissetmediğim bir histi. Duvarlarımın arasına sızan zehirli duman yeni yeni tattığım duyguları sarmaladı ve suyu çıkana kadar sıktı. İçimde kendime ve çevreme karşı o kadar büyük bir güvensizlik vardı ki, uyumaya korktum. Sanki rüyamda daha kötü şeyler yaşayacaktım.

Ve bu yüzden, hiç bir şey olmamış gibi, gitmeden önce şarja taktığım ipodumu elime alıp yatağa geçtim ve Google'da arattım.

'zar zor güvendiğiniz çocuk sizden bir idol olduğunu saklarsa ne yapılır'

Herhangi bir sonuç çıkmaması beni şaşırtmamıştı. Yine de DeepWeb'e girip daha ayrıntılı bir ortamda arama yapmayı düşünmediğimi söylemek yalan olurdu.

SignatureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin