5. BÖLÜM: Son Günümüz Gibi [+18]

790 23 7
                                    


Helö...
Yeni karakter kilidi açıldı 🔓
Umarım yeni karakteri çok beğenirsiniz🙃
İyi Okumalar...
__________________________________________

5. Bölüm
" Son Günümüz Gibi"

Nihat Marten askerlerin kollarında helikoptere bindi. Karşısında duran silueti fark ettiğinde gözlerini kıstı. İçeride ışık yetersiz olduğu için kim olduğunu net bir şekilde göremiyordu ama kadın olduğuna emindi.

" Yolun sonuna geldin ha Nihat Marten. "

Yumuşak ama bir o kadar sert bir kadın sesi doldurdu kulaklarını. Sesi zihnindeki biriyle eşleştiremedi. Bir şey söylemeyip olacakları beklemeye başladı. Sağına ve soluna iri yapılı, heybetli iki asker yerleşti.

" Sen biraz tedirgin mi oldun ? " diye bir soru yöneltti kadın ona. Yavaşça boğazında ki yumruyla yutkundu. Cevap vermedi. Helikopter çoktan havalandı.

" Korkma, öldürmeyeceğim seni. " Kadından keyifli bir kahkaha yükseldi. Gerçekten yolun sonuna gelmiş miydi ? Buna anca kahkahayla gülerdi. Ve kocaman bir kahkahayla güldü de.

" Ben mi yolun sonuna gelmişim ? Buna sadece gülerim hanımefendi. " Sesi kararlı ve ciddi çıktı. Bağlı ellerini hareket ettirmeye çalıştığında iki yanında oturan askerlerin bakışına maruz kaldı. Her an gerinip suratına bir tane çakabilirlerdi ki onların tek yumruğu Nihat Marten'i Allah'ına kovuşturmaya yeterde artardı.

" Sana çok güzel bir son yazacağımdan emin olabilirsin. "

Sağda ki asker kadının dediğiyle yerinde hareketlendi. Çenesi sinirle gerildi.

" Komutanım, emredin sonunu yüzünün ortasına yazayım. Bunu soranlara da kazara helikopterden düştü deriz. "

Nihat Marten ifadesiz biçimde önce askerin yüzüne sonra da yüzünü seçemediği kadına baktı. Askerin " komutanım " demesi kazındı aklına. Bunu daha sonra düşünmek için hafızasının kenarına attı.

" Şimdiden misafirimizi korkutmayalım. Ben onun düşeceği başka yerler biliyorum. "

Karşısında duran kadının Halil İbrahim'le bağını oğlunun söyledikleriyle az çok çözmüştü ama geri kalan bağlantıları da çözmesi için bu helikopterden kazara düşmemesi gerekiyordu. Bunu başarmak kendisine nefretle bakan yanında ki çakı gibi iki askere ve karşısında ki kadın komutana rağmen pek mümkün gözükmüyordu.

Nihat Marten içinden ' onların asıl amacının kendisini öldürmek' olmadığını defalarca tekrarladı.

" Komutan hanım siz beni dağda topladığınız ağzı süt kokan çocuklardan zannettiniz galiba... "

" Yoo, Hayır! Ben senin nasıl bi' yılanın başı olduğunu gayet iyi biliyorum. "

" Tabii bu bilgileri size dünkü çocuk Halil İbrahim Karasu veriyor. Bir de..." Durdu Nihat. Düşünür gibi bakışlarını havaya kaldırdı ve hemen ardından hızlıca karşısında ki silueti baktı. " Bir de o komutan arkadaşı var. Adı neydi? Hah... Oğuz! "

***

Bir rüzgar eser ve her şey değişir. Benim hayatımda da bir rüzgar esti şimdi. Bi' rüzgara bakıyorum bi' de hayatıma. Hayatım kirli işlere batmış bir yığın kabadayıydı. Hayatıma esen rüzgarsa Halil İbrahim. Ben çocuk kalbimle sevdiğimden beri Halil İbrahim rüzgarında savruluyorum. Onun yanında saçlarımı rüzgar dağıtmış, bahçeme boran vurmuş, hayallerim alabora olmuş bir önemi yok. Ben yerle yeksan olmayı göze alarak onun oldum zaten. Yanında olmamın bedelini ödüyorum, ödemeye de devam edeceğim belli ki.

Hudutsuz Sevda [ HalZey ] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin