🍀 Platonik Hazal

156 7 6
                                    

Mahalle dilinde, hem eğlenceli, hem komik, hem de tatlı bir aşk serüveni halinde ufak tefek çocukların aşkını konu alacağım. Bende heyecanlıyım. Çünkü çok güzel olacak.

Medyada bizimkiler var♥️.

Keyifli Okumalar Dilerim.


Bölüm şarkısı - Sancak|Ev Gibi.



HAZAL ALAGÖZ.

1 SENE ÖNCE.

Anahtarı hole doğru fırlattım. Gözlerimi sildim ve önünde durduğum kapıdan çekildim. Elimi dayayacak bir yer bulmam gerekiyordu. Kapıyı buldum yine. Gecenin köründe burada durmuş saatlerdir ağlıyordum. Çünkü Savaş, o Duygu denilen sevgilisine evlenme teklifi etmişti. Duygu da kabul etmişti.

Herkes o kadar mutluydu ki.

Ben hariç.

Dudaklarımı büzdüm ve gözlerimi yeniden sildim. Saçımın telleri gözlerimin içine kadar giriyordu. Uzun at kuyruğu saçımı açmak için elimi kafama getirdim. Tokayı sıyırdım ve saçlarımı açtım. Bu durumda yapmam gereken tek şey vazgeçmekti. Artık Savaş'tan vazgeçecektim.

Aşkın yolunda ayaklarıma dikenler batmıştı. Dizlerim bile kanarken kan bahçesinden bir gözyaşı ateşi düştü bahçenin buhran dolu karanlığına. Umutlar küllendi. Umutlar yeniden küle çevirdi kendini. Mezarlık birden ayaklandı. Umutsuzluğa isyan edecekti anlaşılan.

Çünkü benim Savaş'tan yana hiçbir umudum kalmamıştı.

Kafamı kaldırıp önüme baktım. Anahtarı nereye attığımı bilmiyordum. Ayaklandım ve ayakkabılarımı kapının kenarına bırakmak için elime aldım. Elimdeki ayakkabıyı bağırırcasına duvara attım. Çıldırmak üzereydim. Bu aşk çok ağır geliyordu. Kimse beni anlamıyordu. Savaş bile tamamen uzaktı bana. Zaten benden haberi de yoktu. Suçlayamazdım ya onu. Buradaki tek suçlu bendim.

Yalın ayak salona geçtim. Üstümdeki elbise bile anlamsız derecede saçmaydı. Abim bile o kadar sevinmişti ki! Herkese göre Duygu zaten melekti. Duygu kusursuz, Hazal delinin önde gideniydi.

Kırmızı elbisenin hiçbir estetiği kalmamıştı gözümde. Ben bu akşam Savaş için böyle giyinmiş, süslenmiştim. Savaş'a açılacaktım bugün hâlbuki. Duygu'nun doğum gününden sonra ona açılacaktım. Çünkü artık bu aşk bana ağır geliyordu. Omuzlarım taşıyamıyordu. Omuzlarıma yük çok zor geliyordu. Kamburlaşan bedenim ürperdi birden.

"Hazal nerdesin?" Kapının açılmasıyla kolumla burnumu sildim. Elbisenin kırışan yerlerini düzelttim. Abimin sesi geliyordu. Elimi yüzümü düzeltmek için banyoya doğru koştum. Alt kattaki banyoya girip kapıyı kilitledim. Yanında Barbaros abi vardı muhtemelen. İkisi birlikte gelmişlerdi.

"Abicim evde misin?"

"E...vet. Banyodayım" dedim. Sesimi duyduğunu düşünmem gerekirken abimin ayak sesleri kapıya kadar geldi. Kapının tıklatılmasıyla hıçkırdım. "Hazal?"

"Burdayım"

"Ha biz de geldik. Barbaros ile salondayız abicim"

"Tamam abi" kapının önünden ayrılan ayak sesleriyle sessizce bir kez daha hıçkırdım. Aynaya baktım. Bütün makyajım akmış, yüzüm gözüm tanınmaz haldeydi. Ağlamaktan helak olmuştum. Suyu açtım. Dolaptan yüz yıkama jeli çıkardım ve elime sıktım. Yüzümü sıvazladım jel ile. İyice yüzümü yıkadım. Kızartana kadar makyajı çıkarana kadar yüzümü yıkadım. Gözlerim kıpkırmızıydı. Ağlamadığıma nasıl inanacaklardı, hiç bilmiyordum.

Mahallenin Ağası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin