🍀Frambuazın Tatlı Sonucu

25 2 5
                                    

Tik tak...

Tik tak...

Tik tak...

Geceye kadar gözümü kırpmadan saatin sesini dinliyordum. Haliyle gözüm pencereye kayıyordu. Pencerenin önünde uyuyordum. Ay gün yüzüne çıkmış karanlığı aydınlığa kavuşturmaya el veriyordu. Korkuyla titredim ve elimdeki telefona baktım. Saat gecenin ikisine gelirken ekranın ışığını kapattım. Hızlıca yattığım yerden doğruldum.

Telefonu kenara bıraktım. Halen daha beklerken dizlerimi karnıma kadar çektim ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Bu durumdan sıyrılmak istiyordum. Aslında ölmek istiyordum. Birisi beni öldürsün!

Çünkü katlanılmaz bir hayatın pençesinde esirdim. Esir kalmıştım. Artık savaşmak zorunda değildim. Hiçbir zaman da savaşmak zorunda olmayacaktım.

Savaş'a aşıktım.

Savaş benim için bambaşkaydı.

Karmakarışık sevdamın yegane yari, kalbimin tek odacığında ki kanım, canımdı.

Ama aileme ihanet edemezdim. Bağırmak istiyordum. Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum.

Yataktan kalkıp üstümdeki yorganı kenara attım. Abim üst katta kalıyordu. Abim ile Savaş üst katta ki oda da kalıyordu. Savaş kendi odasında uyuyor abim de misafir odasında yatıyordu.

Tek yatmaktan korkuyordum. Hem de beni burada tek bırakmışlardı. Bu kadar tek yatmamıştım. En azından kendi evimde abim gece kapısını aralık bırakır öyle yatardı. Benim de kapım aralık kalırdı. Bu uyumam için bana güç verirdi.

Şu anda çok güçsüz duruyordum. Baş ucumdaki lamba yansa da yine de bu sessizlik korkutuyordu beni. En iyisi abimin yanına gitmekti.

Yalın ayak odadan çıktım. Kapı gıcırtısı bile yoktu. Babam olsaydı direkt annemle aralarına girerdim. Kafamı sağa sola çevirdim. Sessizlik...

Gecenin bu sessizliği beni korkuturdu. Odadan çıktığım anda salona geçmiştim. Balkon kapısı açıktı ve bir tane kırmızı ışık yanıp sönüyordu. Acaba abim sigara mı içiyordu? Karanlıkta kim olduğunu seçemedim. Abim olduğuna kanaat getirip yanına doğru ilerledim.

"Abicim seninle uyusam olur mu? Tek yatmaktan korkuyorum. Hem etraf çok sessiz" kırmızı ışık bir kez daha yandı ve söndü.

Abim duruşunu bozmadan öylece duruyordu. Yanında ki küçük boşluğa oturdum. Ellerimi dizine koydum. Halen daha abime sinirle söyleniyordum. "Yani abi korkacağımı bildiğin halde beni burada tek bırakıyorsun. Zaten Savaş'ta seni zorla çıkarmıştır eminim"

"Adım, ağzına abi kelimesi kullanmadan epey yakışıyor" ellerimi hızlıca dizinden çektim. Bu Savaş'tı... Yanından bir boşluk bırakacak şekilde uzaklaştım. Benimle mi oynuyordu? Onu abim sanmam için çok çaba sarf etmiş olmalıydı.

"Savaş abi... Ben özür dilerim. Seni abim zannettim"

"Fark ettim o yüzden sesimi çıkarmadım"

"Rahatsız ettim. Abim uyuyor olmalı, ben onun yanına çıkayım"

"Gitme, ufaklık" demesiyle sertçe yutkundum. Sesi çok boğuk geliyordu. İçtiği sigarasını söndürdü. Dumanını etrafa yaydı. Ağzından çıkardığı duman etrafa yayıldığı anda burnuma doldu. Yüzümü sigaranın kokusuyla buruşturup elimle kendime yelpaze yaptım.

Mahallenin Ağası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin