Yeni bölüme hoş geldinizzz.
Bu bölüm için artı bi heyecana sahibim çünkü herşey aslında bu bölüm itibariyle başlayacak öncesi ufak bir fragman misaliydi.🥰🤭
İyi okumalar dilerimm🤍🤗💫Ne de çok özledim seni benden uzak olduğun o galakside sıkışmışken sevgin. Hangimiz daha şanslı tanıma şansı bularak yanan sen mi yalnızlığın korumasında ki ben mi?🫀
Başlangıç ve bitiş farklı zamanların ortak kulvarında koşturan yarışmacıları, solukları olayın iki ucunu temsil etse de bir bütün karşılaştıkları orta nokta. Bizlerse zoru seçerek sonucunda söylenmeyi tercih ediyoruz , oysa seçime zorlamadan önce kabul etsek benliğimizi ve geride kalacakları ,yerine gelenleri. Yaradılışın var olan zorlu düzenini güzelleştirmeye yetmez mi ki ?
Yine de bitti diyordum tüm tavsiyelere rağmen. Bitti İlay , kurtuldun bu karmaşadan , yalnız değilsin artık diyordu karşımda dimdik duran bedenler ,biz buradayız artık diyorlardı adeta. Şaşırmamıştım gördüklerime , alışkanlıklar şaşırtmaya yetmez ya . Duyduklarım şaşırtmalıydı asıl ve bunun için oldukça zorluyordum kendimi ama pek te başarılı sayılmazdım çünkü günlerdir ben hariç herkes inanılmaz bir sakinliğe sahipti .
Bıkkınlıkla oturduğum yere yasladım sırtımı, bedenime yetiyordu günlerdir saklananlar . Ve biliyorum hiçbir kabus bu kadar absürt bir saçmalığa bezenemez . Yanımda hissettiğim beden de her anımızın yalana kaplı olduğunu hissettiriyordu. buradaki esaretim ve tüm acılar tesadüf yerine bir seçimden ibaretmiş gibi. Gerçeklerden daha ne kadar korkup kaçacağımı sorguluyordum. Cevap net duyuluyordu hiç vaktimiz yok, dayanacak gücümüz kalmadı diye bas bas bağırıyordu çıkmayan sesim. Aslında çıkmasını istemiyordum güvenim yoktu kimseye kurtuluş dilenecek , kendimden başka yardım isteyeceğim kimsem kalmamıştı. Sadece bitişe odaklıydım , cevapları bulabileceğime inancım yavaş yavaş kırılıyordu her geçen dakika, yanıtlardan çok gizem karışıyordu yaşamıma . Büyümek bu kadar güç olmamalıydı , çocukken anlamlandıramadığım ve üzerine gittikçe örtülen tüm karmaşa birden yığılamazdı tüm sorumluluğu ile üzerime.
Hala kaçmaya çalıştığım bu sorumluluk bitiş olarak yankı buluyordu zihnimde , üzerine sonuna kadar gideceğimi bile bile başlangıç demeye çekiniyordum. Kötü bir alışkanlık zorlandığımız ilk an tekrar sil baştan başlama erdemine erişmek yerine sırt çevirmek, hem de her şeyin yeni geldiğini bile bile. Tek bir günüm kaderin cilvesinde değil de benim kontrolümde gelişen bir olay örgüsü barındırsaydı bu kadar şoka uğratmazdı cümleler.
İlerleyen birkaç saniyede salon tam bir kıyamet gününe dönüşmüş , tüm acılarımı unutturmuştu. Ben hariç kimse yüzünde şaşkınlık barındırdığını ve de kafalarında dönüm duran sorular dizesi olduğunu sanmıyordum.
Sakin duruyordu her biri, ben se bir umut yüzümü Uraz'a çevirdim. Büyük annemden kopan donuk bakışlarım birkaç saniye dehşetin kırıntılarını arasa da yine kırıldı hevesi. Ben yine hiçbir şeyden haberi olmayıp put gibi duran taraftım. Karşımda tüm ihtişamı ile duran büyük annemin bakışları ayrılmıyordu Uraz'dan. Belki de çok iyi gizlemeyi başardığı gerginliği dik duruşunda yer bulamıyor aksine meydan okuyan bir tavır sergiliyordu . Büyük annem Diana'nın git gide sönen yıpranmış kanatlarına gözüm takıldığında anca sıyrılabilmiştim düşüncelerimden. Sönen kanatların arkasında yerden kalkarak üstlerini silkeleyen arkadaşlarımsa beni şaşırtmayarak beni o sorularla yalnız bırakmayarak gelen moral destek ekibimdi ve tıpkı bıraktığım gibiydiler.
''Sana bu büyüyü öğrenmeden denememelisin demiştim' 'diye söylenen Leila'ydı ve kırışan elbisesinin pek hoşuna gitmediği her halinden belli oluyordu. Saatler sonra ilk defa güvende hissediyordum. yıllarımı paylaştığım ve ailemin eksikliğinden beni her zaman kurtaran iki dostlarımın şuan yanı başımda oluşu derin bir nefes solumama yardım ediyordu. Dünyaya gelebilmek için Flore büyü yapmış olmalıydı. Minerya ve dünya arasındaki en büyük dengeyi sağlayan kolonlardı büyücüler, geçit kapısını açma rolüne sahip tek yetililerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Işığının Gölgesinde
Fantasybirbirinden bağımsız iki ayrı dünya ve arada sıkışan iki farklı beden benzer ruhlara ve ortak yaralara sahip olabilir mi ? yada bilinmezliğin yol açtığı suçlamalar nefreti mi besler çoğunlukla? dünyalar her ne kadar uzaksa da zihinlerde bir köşede s...