Yavaşça ayağa kalktı, en iyisi yenisini alana kadar içlerinden birini bir daha okumalıydı. Ağır adımlarla yaklaşıp rafın önünde durdu. Tek tek kitapların ismini okurken bir an durdu. Tam ortalarında lacivert bir defter vardı. Şaşırdı, böyle bir defteri olduğunu hatırlamıyordu.
Dikkatle kitaplarının arasından çekip eline aldı. Geri geri gidip yatağının kenarına oturdu. Kapağını yavaşça açtığında, büyük harflerle 'Kerem' yazdığını gördü.
Yüzünde şaşkınlık belirdi, "Kerem.." dedi fısıltıyla. Kalbi sızım sızladı, diline gelen iki heceli isimdi nedeni.
Gözleri istemi dışında doldu, ne oluyordu?
Elini yavaşça harflerin üzerinde gezdiriyordu. Kerem kimdi?
Yavaşça ikinci sayfayı çevireceği sırada odanın içerisinde telefonun sesi yankılandı. Gözlerini defterden ayırdı, kalbi kalkmaması, sayfaları çevirmesi için delice yalvardı. Her sayfada sevdiği, geride bıraktığı adama dair izler vardı.
Kapağı usulca kapatıp kenara bıraktı, telefonuna yaklaştı. Ekranda arkadaşının ismi vardı, tebessüm edip kulağına yaklaştırdı. "Alo."
"Uyumuşsundur belki diye korkuyla aradım." Dedi Bahar."Uyuyamadım hala." Yavaşça yatağına geçip kafasını yastıkla buluşturdu. Gözleri tavanda, aklı arkadaşında, kalbi de bir köşeye umursamazsa bıraktığı defterdeydi.
"İlacını aldın mı?"
"Aldım ama.." pozisyonunu değiştirip yan döndü. Bakışları karşıdaki pencereye kaydı. "Pek etkisi olmadı hala."
"Doktor ne dedi?"
"Pek bir şey söylemedi, uyku ilacı ile rahatlayacağımı düşünüyor."Kafasıyla yavaşça onayladı Bahar. "Ne yapmayı düşüyorsun?"
"Bilmiyorum. Uyuyabilmek için direneceğim."
"Eşlik etmemi ister misin?"
"Ne? Nasıl?"
"Sabaha kadar birlikte uykusuz kalalım mı demek istiyorum."Tebessüm etti Eylül, "Nasıl olacak?"
"Aşağıdayım, kapıyı sessizce açarsan içeri girebilirim."Hızla ayağa kalkıp pencereye yaklaştı Eylül, perdeyi çektiğinde gözleri arkadaşına kaydı. Sokakta arabasının içerisinde bekliyordu. Tebessümle el sallayıp arkasını döndü. Sessiz adımlarla dış kapıya yürüyüp arkadaşını içeri aldı.
Gözlerini yavaşça odada gezdirdi Bahar, "Uyumuyoruz." dedi tebessümle. Yatağa yaklaştı, oturmaya yeltendiğinde gözleri kenarındaki lacivert deftere kaydı.
"Bu nedir?"
"Bilmiyorum, kitaplarımın arasında bulduğum bir defter."
"O zaman şimdilik bu defteri kaldırıyoruz, çünkü bu gece iki arkadaş sohbet edeceğiz." Eline alıp kitapların arasına düzenle yerleştirip arkadaşına döndü.Yatağın kenarına, Eylül'ün yanına oturdu. İki arkadaş yan yana, sırtları başlığa dayalı oturuyordu. Gözlerini arkadaşına çevirdi Bahar, "İşe ne zaman döneceksin?"
"Bilmiyorum."
"Orası sensiz çok sıkıcı." diye ekledi genç kız. Eylül tebessüm etti, her öğle arası, her sıkıldıkları anda bir araya gelip kahve eşliğinde sohbet ederlerdi."Yeni bir şeyler yok mu?"
Bahar tebessümle pozisyonunu değiştirip gözlerini arkadaşına çevirdi. "Burcu sevgilisinden ayrılmış."
"Ne?" Dedi Eylül şaşkınlıkla. Gözleri hızla arkadaşına döndü, şaşkındı. Burcu iş yerinden tanıdığı, pek samimi olmasa da selamlaştığı bir arkadaştı, uzun yıllardır görüştüğü erkek arkadaşıyla evlilik yolunda ilerliyordu."Sebebini henüz kimse bilmiyor ama herkes bunu konuşuyor."
Kafasını yavaşça Eylül, "Beni de konuşuyorlardır." Dedi hüzünle. Uzun yıllardır görüştüğü erkek arkadaşı tarafından aldatılmış, bir gece yarısı bir köprüde yaralanmış, günlerce de kendinde olmadan uyumuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'GERÇEĞİN İZİNDE'
Любовные романыGerçekleşmesi mümkün olmayan bir rüya, hatta bir kabus olmalı her şey! İşim, artık işim değil. Ailem, artık ailem değil. En önemlisi sevdiğim adam, artık sevdiğim adam değil! .... Ve Dünya kendi ekseninde döndüğü bir gece, hafızasından onu tamamen...