Bölüm 9

244 24 2
                                    

SEVDA AKIN

Bey babamın odasının kapısını tebessümle kapattık. Yapacaklarını merak edercesine sipere geçmiştim adeta. Hızla merdivenleri inmeye başladı. Bir iki saniye gerçekten beni oraya mıhlamıştı sanki zira hareket edememiştim. Peşinden gelmediğimi görünce bana döndü ve;

' Hadisene, sabaha kadar seni bekleyemem.' Öfkeyle sesini yükselterek söylemişti bunu. Ama beni bir kez daha sindirmesine izin veremem.

' Ne sabırsızsın, ben toplanırken nasıl bekleyeceksin merak ediyorum doğrusu.'

' Şu evden bir çıkalım da merakını gidereceğim, üzülme.' Bu cümlesinden sonra sağlığım hakkında endişelenmeli miydim acaba? Arabaya binmemizle gazı körükledi resmen. Tabi ben yine emniyet kemerinin derdinde.

' Boşuna takmaya uğraşma. İndireceğim seni birazdan.'

' Hareket ederken mi?' kalbimin gümbürtüsünü duymasın ne olur diye dua etmeye başlamıştım resmen. Pis bir sırıtışla cevap verdi.

' Buda iyi bir fikirmiş aslında, yaa kafan nasıl çalışıyor senin acaba. Katile benzer bir halim mi var? Şu dediğini deli gibi istesem de, yok güzelim babamı karşıma alamam senin yüzünden.' Derin bir oh çektim. Madem hala güvendeyim, o zaman ezdirmemeliyim kendimi diyerek tırnaklarımı çıkardım bende resmen.

' Buradan nasıl göründüğünü inan bana bilmek istemezsin. Ayrıca bende bayılmıyorum gelmeye ama gördün babanı canım. Başka şans bırakmıyor bana.'

' Kurbansın yani. Hiç inandırıcı değil. Ayrıca senin tarafından nasıl gözüktüğümü umursadığımı düşünmüyorsun herhalde.'

' Bak. Madem buna ikimizde mecburuz, seninle bir anlaşma yapalım. Sen beni yok farz et, ben de seni. Ne dersin?'

' Sen yoksun ki zaten benim gözümde. Şimdi bir taksi durağında duracağım. Git toplan. Seninle uğraşacak değilim.'

' Eee bey babam. Ona ne diyeceğiz.'

' Senin dönüşünü camda ya da kapıda bekleyecek hali yok herhalde. Kendini bu kadar önemseme hayal kırıklığına uğrarsın güzelim. Hadi inde bende bir nefes alayım.' Kaba şey ne olacak.

İnmemle kapıyı kapamamı bile beklemedi nerdeyse. Ama olsun bende elimden geldiğince sert kapattım onun yüzüne kapıyı. İçim rahatladı mı, hayır. Sinirden geberiyorum.

Fundayla ayrılmamız o kadar zor oldu ki. Yardım etse de eşyalarımı toplamaya, bir yandan burada kalabilmemin planlarını yapmayı ihmal etmedi tabi. Ama onun zehir gibi zekâsı bile su kaynattı desem yeri yani. El mecbur geri döndüm bey babamın evine. Belki oğluyla anlaşamadığımı görünce bırakır bu ısrarını diye küçükte olsa bir ümit bıraktım içimde. Tamam, Fundanın planıydı kabul ediyorum. İçime ekti bu filizi öyle bıraktı beni. Bir taraftan da gönlüm el vermiyor hasta adamı üzmeye ama bu benim elimde olan bir şey değil. O bay kasıntı da bunun için çaba göstermeli değil mi ama?

Valizlerimi taşıdık ettik derken iyice gece olmuş. Yatak bana bakıyor ben yatağa. Buraya alışana kadar da böyle olacak sanırım. Bir cesaret yatağa attım kendimi ama yok kapayamıyorum gözlerimi. Bende aldım battaniyemi, eylülün başları ne de olsa diye, indim bahçeye. Bahçe mobilyasında güzel bir yer yaptım kendime. Manzara müthiş. Uyuyakalmışım. Gözümü yine odamda açtım demek isterdim fakat hiç olmayacak yerdeydim. Banyoda, ılık suyun altında ve Alkın'ın kucağında...


bir SEVDA masalı (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin