Bölüm 13

276 24 4
                                    

SEVDA AKIN

Hayatımın en sıkıcı günlerinden biri daha. İki gündür ayağımın beni engellemesiyle zor zar evde dolanıyorum. Allah'tan Funda geldi de biraz sıkıntım geçti. Funda'nın dışında nerdeyse her an kitap okudum. Okuduğum karakterlerin ruh halini taşıyorum resmen. Bazen Sedat'ın Duygusu oluyorum, bazen de Baranın rehine Esması. Ama en çokta Tuna'nın Denizi olmayı seviyorum sanırım. Ne güzel olurdu bu kadar geyik bir hayatım olsa ve ailem hep yanımda olsa. Yüreğimin dinmeyen yarası bu.

Kitaplardan çıkmalıyım zira doktor kontrolüm var. Tahsin Bey hazır bekliyordur diye düşünerek hazırlanıp çıkıyorum. Mor elbisemi giyebilmenin verdiği iç huzura sığınıyorum. Birazdan bandajlar çıkacak ve ben elbisemi rahatça taşıyabileceğim. Birazda süslendim bugün. Karamel rengi saçlarımı kıvır kıvır omuzlarımdan aşağı serbest bıraktım. Hafif bir ruj ve rimel ile zaten gür olan kirpiklerimi belirginleştirdim. Bu kadarı bile fazlaydı aslında çünkü ben makyaj yapmazdım. Niyetim hemen eve gelmek değil, iki günün sıkıntısı çıkmalı bir yerde.

Alkın'ı bile görmedim. Sabah erken çıkıyor, gece geç geliyordu anlaşılan. Beni dua ederken dinledikten sonra bilerek kaçtığını düşüneceğim neredeyse. Hala inanamıyorum ya. Bir insan annesine hiç mi dua etmez. Çok garip geldi bu bana. Beni dinlerken o kadar gözleri üzerimdeydi ki. Şaşırdığım yerlere bile nede olsa bilmiyor diyerek çaktırmadan düzelttim. Annem olsa çok müdahale ederdi bana ama o artık yok. İçimi acıta acıta söylüyordum artık bunu. Topallaya topallaya merdivenlere yöneldim. Kafam o kadar doluydu ki arkamdan seslenen Alkın'ı bile duymadım.

' Hey, nerelere daldın öyle denizkızı.' Demesiyle öyle bir sıçradım ki, neredeyse merdivenlerden düşecektim. Bu sefer bırak bacağımı, kolum kanadım bile kırılırdı herhalde bu dönen merdivenlerden. Hemen belimden yakaladı beni. Dengemi kazanınca ben, yavaşça çekti belimi kavrayan ellerini. Kokusu büyüleyici.

' Korkuttum mu? Pardon. O kadar dalmışsın ki. İki kere seslendim oysa.' Dedi ve beni baştan aşağı süzdü. Gözlerime derin derin bakarak,

' İyi misin?' dedi. Konuşsana kızım dilini mi yuttun diye bağırdı iç sesim bana.

' İ..iyiyim.' bir kekelemem eksikti yani. Kaç gündür görmemiştim onu. Niye heyecanlandım ki. Korktum tabi böyle birden karşıma çıkınca. Böö dese daha iyiydi yani.

' Hazırsan çıkabiliriz.'

' Nereye?' kaşlarım çatılmış düşünüyordum. Bir yere mi gidecektik.

' Doktor randevuna gitmeyecek misin? Unuttum deme bana?'

' Yo yoo... Unutmadım. Sen de mi geleceksin.'

' Ben geliyorum zaten, başka biri demi gelecek?' amma soru sorduk birbirimize derken,

' Niye biz seninle adam akıllı konuşamıyoruz yaa..?' deyip gülünce bende sırıttım. Gözlerim gamzelerinde.

Yavaş yavaş inmeye başladım merdivenlerden. Haliyle o kadar yavaştım ki, arkamda sıkılınca bu merdiven sendromundan bir çırpıda kucakladı beni, yüreğim ağzıma geldi neredeyse.

' Hey ne yapıyorsun?'

' Seni beklersek seneye anca varacağız hastaneye. Ben o kadar sabırlı biri değilim güzelim.'

' Bence senin hoşuna gitti beni böyle taşımak. Kabul et her fırsatta kucaklıyorsun beni.' Dedim ve sustum. Kıpkırmızı olmuştum. Adımları yavaşlayınca suratına baktım, göz göze geldim. Gamzelerini ortaya çıkardı yine ama şaşırdığı belli oluyordu. Ne saçmaladım ben yaa...

bir SEVDA masalı (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin