Kış uyuyordu. Derin uykusu mevsimlerin yolunu kapatmıştı. Kötü ruhlar karın soğukluğunda zirveye çıkmıştı. onların kötü ruhlu Liderleri vardı. Ama kurallar yoktu. tek bir kural vardı. sevgi Yasak olan bu cümle gerçekleşemezdi lanetle soğuyan bu şehirde. İnsanlar heves ederdi hoşlanırdı. Kimse cüret edemezdi bu cümlenin büyüklüğünü kaldırmayı. Hele bir duygu vardı. En güçlüleri bile dört harfi birleştirmekten çekinirdi. Çünkü kalpleri buna sonzuz bir süre boyunca kapalıydı. Onlar soğuğun içinde cehennemi var eden kişilerdi. Hesap sorulmayacak kadar çok günahları hataları vardı. Birini döksen şehir o günahların kirinden arınamazdı. Sözü olmazdı kötülüğün. Ama adı çıkardı iyi olanların. Çok yaşamazlardı. Ya soğuk onları öldürdü. Ya ateş yakardı. Sau raw'un acımazlığına yanlızca zalimler yakışırdı.
❄️
Gökyüzünün rengi yabancı olduğum o grilere bürünmüştü. her geçen zaman diliminde kar bütün şehri hükmü altına alıyordu. ve doğanın gergin sesleri bir müziğin ritmi gibi dolaşıyordu kulaklarıma. sesizlik sukutunu yıkmıştı. ve o görüntü nefeslerimin korku seslerini örtüyordu. Şimdi sadece zihnimde ki tehtitler vardı. bir güç sızmaya çalışıyordu özel alanıma.
Zihinin bazen bir çemberin içi gibi artıklarla doludur. bazen ise koca bir şehiri sığdırır. koşulsuz ki zihnimde benim bile bilemediklerim çok şey saklıydı. onlara ben bile ulaşamazken başkaların izinsizce girmesine izin vermeyecektim.
Adımlarım yavaşça onun sesinin geldiği tarafa çevrildi. mehil'in görüntüsü hala karşımdayken. loş ışıklar benim ve mehil'in etrafımda çember oluşturmuştü. akmayı bekleyen yaşlarım göz bebeklerime dönüp yapışmıştı. onun beni seyrettiğini biliyordum. yüzünü karanlık gizliyordu ama Buna rağmen gözlerim karanlıkta onu aramaya başladı.
Ondan korkmam onu memnun ediyordu bu yüzden karşıma çıkmak yerine sezsizce bir köşede izliyordu beni. onun gözünde kolay bir avdım o yüzden işimi bitirmek yerine benimle eğlenmeyi seçmişti. öldürmek yerine oynamak ona daha fazla zevk veriyordu. zira kör gözlerle bile o kehribarların acımasızlığını görürdü insan. çünkü onun verdiği his gözlerinin baktığı kadar yakıyordu ruhumu.
küçük hataların böyle büyük bedeller getirdiğini bilseydim onun gözlerini kendime yasaklar bakmazdım.
Kuytu düşüncelerimin içine o kadar çok kaybolmuştum ki. düşüncelerimin arasına sızan sesiyle beni kendime getirdi. onun sesini tanımıştım. bana kendini onu gördüğüm ilk andan beri ezberletmişti. kalbimin sesi zirvelerde ulaşırken "Sencede Bir avcı için fazla yetersiz değil misin?"dedi tehlikeli bir fısıltıyla birleşen soğuk gülümsemesi soğuk kışın sesini susturdu.
"Dişine göre bir rakip arıyorsan kendin gibileri bul!"diye yanıtladım onu. o an dediğimle gülüşünün yankısı kulaklarıma tırmanırken. ışıkların aniden dağılmasıyla her yer aydınlığa kavuştu. karın eşsiz görüntüsü gözlerimin önüne serildi.
Ve o an bakışlarım yağan karın arasında onun varlığıyla rasladı. gözlerim hızla kehribarlarına çekildiğinde.Ağırca yutkundum. kalbimin ritmik sesleri beynimde attığını hissettim o an. soğuktan kuruyan dudaklarım aralandı. öyle net bakıyordu ki yüzüme. saç tiplerimde ki terler bile tereduttçe şakaklarıma dökülüyordu. kurulduğu tahtında tıpkı bir kral edasıyla oturuyordu. ruhu en karanlığı bile kendine itat ettirmişti. öyle ki karın onun üstünde yağmadığını farkettim. bu benim dönük gozlerimi dehşetle büyütmeme sebep uyandırmıştı. buzlarla yapılmış bir tahtın en ihtişamlı hali vardı karşımda. buzların kar tanelerinin şeklini almıştı. ve buzdan yapılan tahtın etrafını sarmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/356804025-288-k621266.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAU RAWES (SERİSİ)
FantasyGökyüzü maviliğini sunduğunda. O maviye bakarak çoğu kişi hayal kuruyordu. O gökten düşen her bir damla yapraklara ve toprağa düştüğünde insanlar bir çok umut eder. En imkansızları bile düşlerdi. Öyle ki tahtında herşeyi karanlık gören o bakışlar da...