161 28 6
                                    

Beklettim diye stres olduğumdan koşarak apartman kapısından çıkmamla benim için ne ifade ettiğini bile bilmediğim çocukla çarpışmam bir olmuştu. Ellerimi refleks olarak göğsüne koyup destek aldığımda oda ellerini ellerimin üzerine koydu. Geri çekildiğimde oda aynısını yaptı.

"Özür dilerim! Geç kaldım sandım da. O yüzden böyle aceleciyim."

Sırıttı. Ayakkabılarımdan başlayarak saçıma kadar tüm vücudumu gözden geçirdi ve saçlarımı karıştırdı.

"Çok güzel olmuşsun."

Gözlerimi kısıp ne dercesine baktım.

"İlk ne bulduysam onu giydim."

"Okulda da böyle şeyler giysene. Okul forması giymiyorsun zaten."

Kafamı aşağı yukarı salladım. Yalnızca sırıtarak giyerim diyebildim. Arabaya bindiğimde arkadan gelen 'merhaba soobin!' sesiyle sıçradım.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?!"

"Bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim. Selam verdim sadece."

"Sana da selam Kai."

Yeonjun arabayı çalıştırdığında oda arkasına yaslandı.

"Couple gibi giyinmişsiniz."

İkimizde kafamızı aynı anda kiyafetlerimize indirdik. Çarpıştığımız da farketmemiştim ama üstündeki benimkine çok benzer bir kazaktı. Ama siyahdı. Altta da ikimizde kot pantalon giymiştik.

"Cidden öyle olmuş." dedi Yeonjun kafasını tekrardan yola çevirirken.

Bense hâlâ ona bakıyordum. Kai dirseğin sürücü koltuğuna yaslayarak yüzünü yüzümle aynı hizaya getirdi.

"Sende bişeyler olduğunu farketmiştim de bu kadar kolay olmasını beklemiyordum."

Belli etmemeye çalışıyordum ama gözlerim en fazla ne kadar olabilirse o kadar büyümüş, boğazım da bir o kadar kurumuştu.

"Ne anlamda bişeyler?" dedin sesimin titrememesini umarak. Gözlerini daha da kıstı.

"Miyung teyze neden seni bu kadar sevdi?"

Gözlerim gelen rahatlamayla beraber onun gözlerinden istemsizce ayrıldı. Yeonjun elini vitesten çekip Kai'nin alnına vurdu.

"Ne saçma salak sorguya çekiyorsun insanları be Kai?"

"Ya hyung acıdı!"

Kıkırdayarak önüme döndüm. Bir kaç dakikanın ardından Yeonjun bir yerde durdu. Buranın Kai'nin evi olduğunu anlamam çok da uzun zamanımı almamıştı.

"Görüşürüz hyung! Görüşürüz Soobin!"

Yeonjun kafasıyla selam vererek el salladı. Bende Kai indikten sonra camdan el salladım. Araba tekrar çalıştığında Yeonjun usul sesiyle;

"Şu çocuk yüzünden yolu uzattık biraz sorun olmaz değil mi?" dedi.

"Yok ya ne sorun olacak."

Bir kaç dakika sonra eve geldiğimizde arabadan indim. Saate baktım. Saat çoktan altı olmuştu bile. Kapı açıldığında isminin Miyung olduğunu öğrendiğim kadın ile göz göze gelmiştik. Yolda görsem bu kadının Yeonjun'un annesi olduğunu savunabileceğim kadar çok benziyorlardı.

"Hoşgeldin Soobin evladım buyur geç içeri."

Kadın kapıyı iyice açtığında bahçe kapısından içeri girdik.

Biraz betimleme yapmam gerekirse beyaz çiftlerle çevrili bir çiçek bahçesindeydim adeta. Her türden ve her renkten çiçek var gibiydi burada. Çiçeklerin tam ortasında da kutu gibi diyebileceğim büyüklükte bir ev vardı.

Etrafı iyice inceledikten sonra içeri girdik ve salon olduğu belli olan bir odaya geçtik.

"Eviniz çok güzel."

"Annem çok gençken düzenlemiş burayı baya eski eşyalar var aslında."

"Olsun harika bi hava katıyor buraya."

Annesi kapıdan kafasını uzattı.

"Ben hemen getireyim kruvasanlarınızı o zaman. Saat geç oldu zaten. Ben Yeonjun'a söyledim daha erken çağır diye ama dinlemedi beni."

Yeonjun yine gözlerini kapatıp dudaklarını birbirine bastırdı. Utanınca yaptığı bu hareket ruhumu bedenimden ayırıyordu.

"Ödev yapıyordum demiştim ya anne..."

Annesi dalga geçer gibi kafasını sallayıp odadan çıktı.

"Bakma sen ona. Kai ile ödev yapıyorduk. Çok konuşmuyormuşsunuz onunla da sanırım. Hemde rahatsız olma diye çok şey yapmadım.."

"Sorun değil Yeonjun. Hem çok kalamam zaten anneni kırmamak için geldim."

"Neden? Yani neden çok kalamazsın?"

"Bayağı erken uyuyorum da ben. Kalkamıyorum yoksa. Ondan yani."

Kafasını salladı. Şimdi ise annesi gelene kadar ikimizde halının desenlerini sayacaktık.

×××××

kruvasan sevgimi sorgulamayın tıkandım agalar yazamıyorum ama okuyan üç beş insancık (💍) için bölüm atayım bari

arabella || yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin