113 21 0
                                    

Dün söylediği 'okulda da böyle şeyler giysene' cümlesi yüzünden bugün klasik beyaz sweat'im ve kot baggy'm yerine, açık kahve örgülü bir kazak ve  altında siyah bir paraşüt pantolon giymiştim. Söylediklerinin benim için önemli olduğunu düşünmesini istemiyordum. Ama önemli olmasa bu şekilde giyinmiş olmazdım.

Taehyun'u da almış kapının önünde Yeonjun'un ve arkadaşlarının gelmesini bekliyorduk.

"Of Soobin! Bir kere de beni dinle! Ben ilk dediğimde yürümeye başlasak şimdiden oraya varmıştık bile."

"Sana of! Sana diyorum ki daveti onlar yaptı! Yok Yeon biz önden gittik siz gelin. O ne öyle ucube ucube işler."

Dil çıkardığında ensesine vurdum. Arkamızdan gelan bağırışla ikimizde oraya döndük.

"Taehyun!"

Beomgyu koşarak Taehyun'un üstüne atladığında birbirlerine sıkı sıkı sarılmışlardı. Yeonjun'un yanında Kai arkasında ise Jay ve Jungwon ikilisini gördüm. El salladı, bende aynı şekilde karşılık verdim.

"Gidelim o zaman."

Beomgyu Taehyundan ayrılıp elini tutmuştu. Jay ve Jungwon ikilisi de aynı şekildeydi, ben ise Yeonjun'un elini tutmamak için içimi kemirmekle meşguldüm.

Oraya vardığımızda bulduğumuz ilk altı kişilik masaya oturduk. Jay de yan masadan bir sandalye alıp masanın kısa kenarına koydu. Buraya ilk gelişim değildi. Ama sonbahara özel konsept değiştirmiş gibilerdi. Tavana iple sonbahar yapraklarını asmış, aksesuarları kahverengi, turuncu tonlarında değiştirmişlerdi.

Yeonjun ve ben yanyanaydık. Onun yanında cam kenarında Kai, benim yanımda masanın kısa kenarında Jay oturuyordu. Karşımda Jungwon ve onun yanında burada bulunan tüm insanlar bir anda yok olsa birbirlerini yiyecek olan Beomgyu ve Taehyun çifti vardı.

Garson geldiğinde Yeonjun hepimize tek tek ne istediğimizi sormak yerine;

"Mocha frappe içiyorsunuzdur herhalde öyle değil mi?" dedi.

"Ben vanilyalı olanını istiyorum!"

Kai atıldığında öbürlerine döndüm. Yeonjun benden önce ne dediklerini anladığında tekrar garsona döndü.

"Bir vanilyalı altı mocha frappe lütfen."

Kadın elindeki deftere birşeyler yazıp çok geçmeden tezgahın arkasına girdi.
Gözlerimi Yeonjun'a çevirdiğimde kenetlenmiştik.

"Seversin değil mi?"

"Evet, favorim."

'işte bu' diyerek yumruğunu kaldırdığında güldüm.

"Neyin mutluluğu?"

"Annem kesinlikle mocha frappe sever demişti."

Gülüp gözlerimi elime indirdim.

"Annen beni iyi tanımış."

"Ee Soobin sen nasılsın?"

Kai kafasını eğip Yeonjun'un önünden bana baktığında bende ona döndüm.

"İyiyim Kai sen nasılsın?"

"Miyung teyze sürekli bana seni anlatmasa daha mutlu olacağım."

Gülerek kafamı öbür tarafa çevirdiğimde yeonjun 'yine mi aynı konu Kai' diye tıslamıştı. Ardından Beomgyu'nun sesi yükselmişti.

"Kai haklı. Birşey yapıyoruz beraber Soobin olsa o da çok severdi deyip deyip duruyor."

"Bu hiç normal değil Yeon. Biz seninle ilk tanıştığımızda bile bu tepkiyi vermedi."

Beomgyu Kai'ye katılır gibi kafasını salladı.

"Yoksa annen ve Soobin'i daha önce tanıştırdın mı?"

"Evet. Beomgyu haklı."

Yeonjun parmağını ikisine doğru salladı.

"İkiniz susacak mısınız artık?"

Beomgyu kafasını Taehyun'un göğsüne koydu oda saçını okşamaya başlamıştı. Ama bana bakıyordu. Hemde öldürecek gibi.

"Soobin de sevilmez mi ya?" dedi. Ardından sahte bi gülüş yapıp kafasını hafifçe salladı. Jay de dudaklarını büzüp katılır gibi mırıldandı. Oda Taehyun ile aynı ifadeye sahipti.

"Noluyor lan size?" dedim korktuğumu belli eden bir bakışla.

"Bir şey olduğu yok canım."

"Öyle bakmayı kes Jay."

Kahvelerimiz geldiğinde gözlerimiz ayrıldı ve kahvemi yudumlamaya başladığımda kalkana kadar o ikisine bakmamaya yemin etmiştim. Ne ima ettiklerinin farkındaydım. Ama bir o kadar da duymak istemiyordum.

×××××
luna yorgun luna flop kaldı

arabella || yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin