Eve girip kapıyı arkamdan kapattım ve ayakkabılarımı çıkarttım.
Birazdan taehyung gelecekti, o gelmeden önce bi duş alsam iyi olurdu. Bu yüzden çantamı kolumdan indirip portmantoya astım ve odama doğru ilerlemeye başladım.
Üst kata geçip odama gireceğim sırada zil sesi kulaklarımda uğuldadı. Muhtemelen gelen taehyungdu.
Tekrar aşağıya inip dış kapıya ilerledim ve kulpu tutup indirdim. Karşımda nefes nefese kalan taehyung vardı. Kesin koşarak gelmişti şapşal.
Kollarını belime doladı, bende ellerimi boynuna doladım ve yerimde bir kaç kere küçük küçük zıpladım beni kucağına alması için.
Bunu anlamış gibi kollarını belimden indirip, bacaklarımdan tuttu ve kucağına aldı beni.
Refleksle bacaklarımı beline dolayıp kollarımı boynuna daha sıkı sardım. O da ayakkabılarını çıkartıp salona geçmeden önce kapıyı kapattı ve kilitledi.
Ellerinden birini kalçama indirip ordan destek olurcasına kucağında hoplattı bedenimi. Diğer kolunu da belime sarıp salona doğru ilerlemeye başladı.
Koltuğa oturup beni iyice kucağına yerleştirdi. "Nasıl özledim canımın içini " dedi ardından dudaklarını burnumun ucuna bastırdı.
Şirince sırıtıp kollarımı ensesinde birleştirdim ve "bende çok özledim ki seni " dedim alt dudağımı büzerken.
Yaklaşıp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup geri çekildi, ardından "günün nasıl geçti bebeğim?" Diye hırıltılı bir şekilde konuştu.
Dudaklarımı daha çok büzüp "çok yorucuydu" dedim mızmızlanır bir tonda. Bu onu güldürürken " yemek yiyelim, seni yıkarken masaj yaparım güzelime" dediğinde kıkırdadım ve yanağına kaçamak bir öpücük kondurdum.
"Tamam o zaman! Şef jeon Jungkook, size sihirli parmaklarıyla ramen hazırlayacak!" Dedim neşeli bir şekilde.
"Hm, şef jeon Jungkook bize minik ve tatlı elleriyle ramen hazırlasın, sevgilisi de onu izlesin. Nasıl fikir?" Dedi eğlenir bir tonda.
Hemen kucağından kalkıp kollarımı havaya kaldırdım ve sesimi biraz yükselterek "süper!"Diye ciyakladım.
Küçük bir kahkaya attı ve ayağa kalkıp yanıma geldi ve elimi tutup bizi mutfağa sürükledi.
Taehyung'un boyu 1.87'ydi benim boyum ise 1.66'ydı aramızdaki bu boy farkına bayılıyordum.
Mutfağa geçtik, ellerine asılıp onu mutfak masasına otturttum ve "burdan kalkma, ben işimi bitirene kadar, tamam mı aşkım?" Dedim.
"Tamam aşkım, kalkmam" diye sorumu cevapladığında başımı olumlu anlamda salladım ve yayılarak oturduğu için çok davetkar duran bacaklarının arasına girdim ve eğilerek dudaklarına uzun bir öpücük kondurup geri çekildim.
Arkamı dönüp katıla su koydum ve kaynaması için yerine koyup, fişini taktım. Ardından dolaptan iki paket ramen alıp tezgahın üstüne koydum.
Mutfak dolabından iki tane geniş kap çıkarttım ve onlarıda ramenlerin yanına tezgaha koydum. İki paketide açıp kaplara koydum soslarıyla beraber.
Su hazır olduğunda ketılı alıp eşit şekilde kaplara koydum. Yaptığım işe o kadar odaklanmıstım ki arkadan karnıma uzanan kolların varlığını hissetmemiştim bile.
İrkilip arkamı döndüm ve bende kollarımı boynuna dolayıp dudaklarımızı birleştirdim.
Ben üst dudağını dudaklarım arasına alıp emerken, O da alt dudağımı dudakları arasına aldı.