Taehyung kucağındaki ağlaması iç çekişlere dönmüş küçük beden ile öylece durmuş viskisini içiyordu. Küçük olan tıkalı burnuna rağmen derin bir nefes alıp, biraz daha sokuldu altındaki bedene. Taehyung elinde ki bitmiş viski bardağına bakıp, viski bulaşmış dudaklarını yaladı.Bardağı koltuğun kenarına koyup kolunu gevşek bir şekilde küçüğün beline sarıp, " hadi kalk uyumaya" diye boğuklaşmış sesiyle mırıldandı. Jungkook huzursuz bir şekilde belirsiz sesler çıkardı ve omuz silkip " böyle kalmak istiyorum. Hem artık barışalım Tete... gerçekten çok pişmanım. Bir daha asla böyle şeyler yapmam söz veriyorum. Seni çok özledim" dedi başını büyüğün boynundan kaldırırken.
Büyük olan küçüğünün gözlerine boş bir şekilde bakıp " sonra konuşalım. Hadi yatağa" diye soğuk bir sesle konuştu. Bununla küçüğün büyük ve parlak gözleri dolarken, alt dudağını büzüp yeniden omuz silkti ve " lütfen Taehyung..." diye çaresizce mırıldandı.
Taehyung küçüğün kalmayacağını anladığında sıkıntılı bir soluk aldı ve jungkook'u sıkı bir şekilde tutup ayağa kalktı. Küçük olan ayaklarını refleks ile büyüğünün beline sarıp, boynuna daha sıkı sardı. " Tete... artık beni sev-sevmiyor musun?" Diye ağladı ağlayacak bir tonda mırıldandı, büyüğü üst kata çıkarken. Bu soru üzerine Taehyung bir anlık durup kaşları çatık bir şekilde küçüğüne baktı. Jungkook gözlerini masum bir şekilde kırpıp cevap bekledi.
Taehyung " saçmalama jungkook" diye hafif yüksek sesle konuştu. Jungkook ona ismi ile seslenmesine kırılıp " indir beni" diye ayaklarını büyüğün belinden çözüp boşluğa doğru savurdu. Büyük olan sinirlendiğini hissederken, yürümeye devam etti. Küçük olan " indir dedim sana!" Diye sesini yükselterek bağırdı.
Taehyung " sabrımı sınıyorsun güzelim. Düzgün dur" diye sessiz bir şekilde mırıldandı. Odanın önüne gelip ayağı ile ittirdi kapıyı. Oluşan boşluktan içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Jungkook inmek için tekrar ayaklarını boşluğa doğru savurdu ve daha sakin bir tonda " indir" dedi.
Büy olan bir şey demeden küçüğü kucağından indirdi ve hareketlerini izledi. Jungkook kalçasını sallaya sallaya yatağa girip, pike ile üstünü örtüp, kalçasını büyüğüne çevirdi. Bununla Taehyung sırıtır gibi olurken hemen kendini düzeltip, odanın ışığını kapattı.
Küçük olan büyüğün gideceğini düşünürken, yeniden ağlamamak için vücudunu kastı. Taehyung üstünde sadece boxer kalınca yatağa girdi. Jungkook büyüğünün gitmediğine sevinirken, çaktırmadan büyüğüne yaklaştı birazcık. Taehyung kendisine doğru kayan bedeni fark edince, gülümseyip sadece bekledi.
Küçük olan adama biraz daha yaklaştı. Biraz daha ve biraz daha... sonunda vücutları birbirine değince durdu ve diğer tarafına döndü. Büyüğünü görmek istiyordu. Taehyung tavanda olan bakışlarını çekmeden bekledi. Jungkook yutkunup biraz daha yaklaştı büyüğüne ve elini esmerin çıplak göğsüne yasladı.
" korkma diye şey ediyorum. Yoksa sana meraklı değilim yani ondan... evet" diye çekinceyle büyüğüne bakarak konuştu. Taehyung belli belirsiz sırıtıp " tamam korkmayayım diye şey et sen" diye alayla mırıldandı. Jungkook büyük gözlerini kırpıştırıp " Tete" diye fısıldadı.
Taehyung " hmm?" Diye mırıldandı. " barıştık mı? Ya da barışmadıysak ne zaman barışırız?" Diye arş arda soru sordu. Taehyung sırıtıp " ne barışması? Ayrıldım senden ?" Diye birazcık küçüğü ile uğraşmak istemişti. İki gün bile olsa özlemişti...
Jungkook transa girmiş gibi büğüne bakarken " ne..." diye titreyen sesiyle konuşup, uzandığı yerden doğrulup iki ayağı üstüne oturdu ve yukarıdan büyüğüne baktı titreyen çenesi ile.
"Ne- ne dedin sen?" Diye şok içinde fısıldadı. Taehyung oyunu sürdürerek " evet doğru duydun. Sevgili falan değiliz artık" diye keyifle mırıldandı. Bunun üzerine küçüğün ağzından hıçkırık firar ederken dolu gözlerinden yaşlar akmaya başladı. " ama-ama..." diyip ıslak yanağını sildi ve büyüğüne yanaşıp küçük elini yapılı göğüse yaslayıp başını hızla iki yana sallama başladı.
" hayır. Hayır istemiyorum ayrılmak! Hayır! Lütfen Taehyung! Lütfen bırakma beni! Ben sensiz ne yaparım? Çok seviyorum seni çok bir sürü..." diye gözünden ard arda akan yaşlarla bağırdı.
Taehyung küçüğün bu haline bakıp endişe ile uzandığı yerden doğrulup, küçüğünü kıcağuna çekti. Jungkook hıçkıra hıçkıra sarsılarak ağlıyordu kucağında. Taehyung kendisine koala gibi sarılan sevgilisinin saçlarına öpücük kondurup " özür dilerim güzelim. Özür dilerim güzeller güzeli sevgilim, bir tanem" diye sessizce fısıldadı ağlayan bedenin kulağına doğru.
Jungkook " be-beni sev-sevmiyor musun artık..." diye bağırarak ağladı. Büyük olan küçük olanın saçlarını okşayarak " çok seviyorum. Nasıl sevmem seni bebeğim? İnsan hiç aldığı nefesten nefret eder mi hem? Etmez. Güzelim sadece sana kırgınım biraz ama öpersen geçermiş öyle dedi dudaklarım?" Diye keyifle sonlara doğru sesini yükselterek konuştu.
" ö- öperim ki"
" bekliyorum"
Ağlamayı iç çekişlere geçerken, başını kaldırıp büyüğüne baktı ve dudaklarını büzüp büyüğüne yaklaştı. Böylece ikisinide derin bir öpüşmenin içine çekti. Birbirlerinin dudaklarını vakumlarken, küçük olan arada inliyor bazen ise dudakları arasındaki dudakları ısırıyordu.
Gecenin sonunda ikisi de iki gün sonra rahat bir uyku uyuyabilmişlerdi...
———-
Bölüm kısa farkındayım ama uygulamaya giremiyorum... düzelene kadar bölümler kısa kısa olur. Herneyse iyi geceler bebeklerimmm🫶🏻🤍🥹 bangtan ile kalın😭🫡