26.

48 5 0
                                    



Taehyung hiç uyumamıştı. Dinlendirdiği gözlerini açtı ve arkasında kendisine koala gibi yapışan jungkook'a baktı. Sıkıntılı bir soluk alıp, küçüğünden uzaklaştı.

Yatakta doğrulup, ağrıyan başını büyük avuçları arasına alıp ovaladı. Pikeyi üstünden atıp ayağa kalktı ve banyoya girdi. İşlerini halledip elini ve yüzünü yıkadı.

Banyodan çıkınca kıyafet dolabına ilerledi ve kapağı açıp, eşofman takımı eline aldı ve hızlıca üstüne giyindi. Hazır olduğunda küçüğüne bir bakış atıp, telefonunu, cüzdanını ve araba anahtarını alıp evden çıktı.

Daralıyordu. Gece boyunca düşünmüştü, küçüğü neden kendisine yalan söyleme gereği duymuştu. İsteseydi jungkook'u da alıp giderdi istediği yere.

Kendisini yetersiz görüyordu. Hayatında ilk defa bu kadar berbat hissediyordu. Ne yapacağını bilmiyor, nasıl davranacağını çözemiyordu. Derin bir nefes alıp arabanın kilidini açtı ve sürücü koltuğuna oturdu.

Emniyet kemerini takıp, ceketinin cebinden sigara paketini aldı ve çakmağı ile sigaranın ucunu ateşledi. Zehirli dumandan derin bir nefes alıp gri dumanı burnundan ve dudakları arasından havaya saldı. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Kafa dinlemek istiyordu,her şeyden ve herkesten uzak bir yere gitmek istiyordu.

Bir kaç sene önce satın aldığı dağ evine arabasını sürdü. Camı açıp sigara külünü camdan dışarıya püskürttü. Küçüğünü düşünüyordu, aklında sadece tek bir soru vardı ' neden yalan söyledi?' Yoksa eskisi gibi kendisine bir şeyler hissetmiyor muydu? Bu sorular ve daha yüzlercesi aklından çıkmıyordu. Ama cevapta bulamıyordu.

Sigardan son bir derin nefes içine çekip, izmariti camdan dışarıya fırlattı. Burnundan zehirli dumanı serbest bırakıp, camı kapattı.

Çalan telefonuyla kaşlarını çatıp, konsolun üstündeki telefonunu eline aldı. Arayan kişi ise küçüğüydü aramayı reddedip tekrar yerine koydu.

Bu sefer üst üste mesaj gelince arabayı kenara çekip, telefonunu eline aldı. Küçüğü mesaj atmıştı. Masaja görüldü atıp, aradı bu sefer.

İlk çalışta açılan telefon ile derin bir nefes alıp kulağına yasladı. " efendim?" Diye mırıldandı. "Tete nerdesin?" Diye çekinceyle mırıldandı jungkook.

Büyük olan gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve " dışarıdayım. Ne oldu?" Diye yükselen siniriyle konuştu. Jungkook yutkunup " yanıma gelsen..." diye neredeyse fısıldadı. Büyük olan gözlerini açıp alayla güldü. " sebep. Arkadaşlarını çağır gelirler yanına belki bu seferde başka bir bara gidersiniz"

Jungkook gözlerinin dolduğunu hissederken sessizce burnunu çekti ve " istemiyorum gel konuşalım?" Diye titreyen sesiyle mırıldandı.

Taehyung " işlerim var bir kaç gün bana ulaşmayın. Şimdi kapatıyorum" diye sinirle mırıldandı. " hayır! Konuşalım! Çok pişmanım Taehyung. Neden dinlemeden yargısız infaz yapıyorsun? Çabuk her nerdeysen geri dön bekliyorum!" Diye bir anlık sinirle bağırdı küçüğü. Telefonu kulağından indirip derin bir nefes aldı.

" sikeyim!" Diye elini direksiyona vurarak bağırdı. Ardından arabayı tekrar çalıştırıp geldiği yolu dönmeye başladı.

———

Jungkook ağlamaktan şişmiş ve kısık gözlerle boş boş etrafa bakıyordu. Çok pişmandı. Büyüğüne neden yakan söylediğini bilmiyordu. Keşke yapmasaydım diye geçiriyordu içinden. Fakat bunun için çok geçti.

keko/taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin