KAHRAMAN • part 3

1.6K 68 26
                                    

Ece annesinin koynunda ağlayarak uykuya dalmıştı. Asi ona ona ninniler söylemiş sakinleştirmişti, Ece birazcık sakinlediğinde onunla konuşmak istemişti Asi. Ne olduğunu sormuştu ama Ece cevap vermemişti sadece ağlamış sonunda da uykuya dalmıştı.

Asi yavaşça yataktan kalktı, Ece'nin başına minicik bir buse kondurdu ve odadan çıktı.

"Alazz" diye seslendi odaya doğru ama ses gelmedi. Mutfağa baktı önce ordan salona... diğer odalarda ne vardı bilmiyordu. Oralara bakmayı düşündü ama sonra bir hıçkırık sesi duydu. Sese doğru ilerledi bahçeye çıktığında Alaz'ın sere serpe yere yattığını gördü. Gözyaşları ay ışığında parlıyordu zaten bembeyaz olan yüzü iyice kireç gibi olmuştu sadece burnu ve gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Asi biraz kapının önünde dikilip onu izledi.

Hiç sesini çıkarmadan ağlıyordu. Bu sokak çocuklarına özgü bir yetenek sanırdı Asi... sessizce ağlamak... sokak çocukları ağlarken ses çıkarmazlardı kimse anlamazdı ağladıklarını çünkü zayıflıklarını göstermek istemezlerdi ve ya korktukları kişilerin dikkatini çekmek. Bu yeteneğin Alaz'da olmasına şaşırmıştı doğrusu.

Mutfağa gidip iki bitki çayı yaptı sanırım Alaz Asi için sipariş vermişti çünkü bu evde bir hayat sürdürüldüğüne dair tek bir iz bile yoktu etrafta. Asi hızlıca çayları alıp bahçeye çıktı Alaz hala bıraktığı gibiydi çimlere yatmış gökyüzünü izliyordu.

"Alaz" diye seslendiğinde ürktü önce sonra doğrulup Asi'nin elindeki çayları aldı ve yere sabitledi. "Çay yaptım bize iyi gelir" diye devam etti cümlesine. Alaz hafifçe başını sallamakla yetindi. Asi de usulca yanına çöktü Alaz'ın. Alaz sanki hiç ağlamamış gibi duruyordu.

"İyi misin?" Diye sordu Asi dayanamamıştı.

"Sorun.. sorun neymiş?" Sesi çatallı çıkmıştı ve kırgın... hatta kızgın, biraz da mahcup...

"Bilmiyorum anlatmadı uyuyakaldı şimdi de" Asi'nin sesi ise sakin ve temkinliydi

"Sence niye peki?"

" Alaz bak-"

"Biliyordum biliyor musun? Adım gibi emindim."

"Neyden?"

"Beni sevmeyeceğinden." Artık gözyaşlarına engel olamıyordu. Tekrar ağlamaya başlamıştı. Devam etti sakince "çok canım yanıyor Asi... çok yanıyor. Niye beni sevmedi ki ben kötü bir şey yapmadım." Asi daha fazla dayanamadı Alaz'ın başını üzerindeki bol tişörtün açıkta bıraktığı omzuna yasladı ve kolunu koluna sardı. Bir yandan kolunu sıvazlıyor bir yandan başına kısa öpücükler bırakıyor bu arada kokusunu aklına kazıyordu.

"Çok yoruldum Asi, artık sevilmek için çaba harcamak istemiyorum. Birisi de beni böyle sevsin istiyorum sence ben sevilmeyi hak etmiyor muyum?" Asinin soruyu yanıtlamasına bile izin vermeden devam etti. "Tabiki haketmiyorum benim gibi boktan bir adamı kim niye sevsin ki zaten dimi. Benden baba olmaz demiştim..." Alaz kendi kendisine konuşuyor Asi de sakince dinliyordu. Bir süre öylece durdular.

Alaz Asi'nin boynunda hafif hafif soluyordu Asi'nin kokusu kafasını karıştırıyor boktan senaryolar kurmasına engel oluyordu. Asi ise Alazın nefesini hayat damarında hissediyordu. İçindeki özlem ve sevginin asla bitmediğini aksine katlanarak yükseldiğini fark etti. Biraz sonra Alaz konuşmaya başladı tekrardan

"Keşke minicik olsaydım, yok olabilecek kadar minik kimsenin beni göremeyeceği kadar minik kimseye varlığımı kanıtlamama gerek kalmayacak kadar..."
sonra durdu biraz derin bir nefes aldı nefesini verirken aklına gelen fikirle hafifçe güldü

"eğer minicik olsaydım ve bana evin neresi olsun diye sorsalardı...." dedi Asi'nin boynuna sakladığı başını çekip köprücük kemiğinin üzerindeki benine getirmişti usulca dudaklarını beninin üzerine bastırdı. Asi'nin üzerinde hala Alaz'ın kıyafetleri vardı. Böyle daha davetkâr görünüyordu açıkçası Alaz bu işi sevmişti evinde kendi kıyafetleriyle dolaşan bıcır bıcır Asi fikri çok güzeldi. Asi'yi düşündükçe konu bir şekilde 'ev' ve 'ait olma' kelimelerine takılıyordu. Alaz'ın evi Asi'ydi ve kesinlikle her zerresi Asi'ye aitti. Usulca dudaklarını oynatarak devam etti Alaz sözlerine

BENDEN BANA || Aslaz ficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin