5. BÖLÜM

175 12 7
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın

İyi okumalar💗

                            🕸️

Kolay mıydı duygusuz, hissiz bir insana dönüşmek bence değildi hatta hiç değildi. Biri sana aşık olur sen ne yapacağını bilemezsin hissizsin
çünkü yada birine çok güvenirsin sonra ise o boşa giden güvenin için bu duyguyu kimseye hissedemez aptal durumunda kalınırsın. Hayat budur işte illa ki birine güveneceksin sonra boşa gidecek.

En son hatırladığım kapının önünde yere çökmüş hayatımı sorgulamaktı, şimdi ise bir yatakta bilincimin yerine gelmesi için uğraş vermekti. Gözümü açıp etrafıma bakındım. Üzerimdeki pikeyi itip yatakta kendime gelmek için bir kaç tokat attım. İyice kendime geldikten sonra ayağa kalktım lavaboya girerken fark ettiğim üzerimde beyaz bir geceliğin olduğuydu, ama nasıl olabilirdi? Gece odama geldiğimde kapıyı kitilemiştim.

Boşverip lavaboya girdim, üzerimdeki geceliği çıkartıp duşa girdim, başımın üstünden akan su sanki içimdekileri de aktırıyordu. Uzun duşumun ardından duşakabinden çıktım. Kapının arkasında asılı olan 3 çeşit bornozlardan beyaz olanı seçtim. Üzerime geçirip iplerini bağladım. Aynanın karşısına geçip dişlerimi fırçaladım, çekmecelerde olan yüz serumlarını yüzüme sürdüm, en sonunda gördüğüm aslan figürlü kağıt maske vardı. Paketini açıp yüzüme geçirdim. Boyutunu iyice ayarlayıp banyodan çıktım.

Çıktığımda ise Savaşı yatağımda oturur vaziyette asla beklemiyordum, anlık attığım çığlıkla yüzü bana döndü, yaptığım kağıt maskeye bakarken gözlerini kısıp iyice baktı daha sonra gülmemek için uğraş verdiği dişleri kendini tutamayıp yüksek kahkahasını özgür bıraktı.

" Gülünecek bişey mi var? " Ters sorum karşısında azda olsa kahkahasını durdurdu.

" Ama bişey diyeyim mi tamda aslan gibi olmuşsun, hey yavrum hey" bu dün ki Savaş mıydı, yoksa kafası mı güzeldi?

"Kafan mı güzel senin, hareketlerin bir seri katile göre çokta normal değilde" oturduğu yerden ayağa kalkıp üzerime doğru yürüdü onun yürümesine karşılık bende geriye doğru yürüdüm. O ilerdedikçe ben geriliyordum. Adımlar bittikten sonra sırtım kitaplığın yanındaki duvara yaslanmıştı, o ise tam yanımdaydı kafamı kaldırarak yüzüne baktım. Beni baştan aşağı süzdükten sonra gözleri tekrar maskemi buldu.

" Savaş, ne yapıyorsun" yüzündeki gülümsemeye yakın ifadeyle gözlerimin tam içine baktı.

" Bişey yapmaya çalışmıyorum, sadece dün gece seni korkuttuğum için özür dilemeye geldim" özür dilemek mi? Ve bu Savaş mıydı?

" Korkmadım, ama sende beni buna mecbur bıraktın Savaş, ne kadar zaman oldu halen neden yanında olduğumu bile söylemedin bana" görsün istiyordum, içimdeki o soruları görmesini istiyordum. Ve bana yardımcı olmasını

" Kaçmakta haklısın ama olan oldu, burada kalacaksın Hazel"
Yine aynısı olmuştu, yine ama yine bu sefer belki de söyler diye üstüne gitmeye çalışmıştım ama ona etki etmemişti. Avucunu bastırdığı duvar ve kolunun altında kalan boşluktan sıyrıldım. Yatağın ucuna geldim oda bana döndü. Kararlıydım, öğrenecektim.

" DAHA FAZLA BU SAÇMA SALAK ŞEYE DEVAM EDERSEN SAVAŞ SANA YEMİN EDİYORUM," bağırarak elimle camı gösterdim.

" ATARIM KENDİMİ, DUYDUN MU? BUNCA ZAMANDIR NE ZAMAN SORSAM GEVELEDİN CEVAP VERMEDİN, SÖYLESENE SAVAŞ, BİZ SADECE İSİMLERİMİZİ BİLEN İKİ YABACIYIZ, ANLAMIYORUM DİYELİM DÜŞMANDIK BU YÜZDEN ALDI, TAMAM AMA DEĞİLİZ, ARKADAŞIZ, HAYIR DEĞİLİZ, EEE SONUÇ NE BURDA; İKİ YABACININ BİRİ MUTLU DİĞERİ UĞURSUZ " içimdeki tüm herşeyi ona kusamasamda bu dediklerim özetti, o ise kollarını göğsünde birleştirmiş dediklerimi ve daha da diyeceklerimi bekliyordu.

KARAN                                               (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin