Bölüm 13

4.5K 427 22
                                    

Mihri'den

Poyraz'a son lafımı da söyledikten sonra odama geldim. Nihat'ın beni sevmesinin acısı benim bütün evlilik hayatımdan çıkmıştı. Arkadaşı için beni harcamıştı Poyraz. Bencillikse bencillik.Bende artık önüme bakmaya karar verdim.

Ertesi gün işe gitmek için hazırlanırken yeni yüzüğümü de çıkardım. Duygunun aracılığı ile ara sıra haberleştiğim avukatıma tekrar haber verdim. Son kararımdı boşanmak. Keşke en son adımda vazgeçmeseydim diye düşünüyordum.

Her şey ve herkes için en iyisini düşünen Poyraz, beni düşünememişti evliliğimiz boyunca. Yalnız geçirdiğim acı dolu günler bir bir gözümün önünden geçerken içimden kendime gaz verdim.

'Yapabilirsin Mihri, artık işin gücün de var. Kimseye ihtiyacın yok.'

Tek sorun en başından olduğu beri olduğu gibi Yağız'dı. Babası oğlunu düşünmemiş bunca zaman sadece benim ittirmemle giden evlilik nereye kadar gider?

Aklımdaki şeyleri düşünmemeye çalışarak işe gittim. Aklım o kadar dalgındı ki. Zafer bey ikinci seslendiğinde duydum.

"Hayırdır Mihri Hanım? Bir sorun mu var? İkinci kez seslenmeme rağmen zor duydun." Dedi.

"Yok Zafer Bey, klasik şeyler işte. Sorunlarımla sizi boğamam." Gözlerini üstüme dikerek oturduğu koltuktan kalktı ve bana doğru yaklaştı.

"Evet, çalışanlarıma özel hayatlarıyla ilgili sorular sormam pek aslında ama... Sen öbür asistanlarım gibi değilsin." Söyledikleriyle bakışlarını yerden kaldırdım.

"Nasıl yani? Beni farklı kılan nedir?" Dedim.

"Bilmem. Enerjin sanırım." Geçiştircesine söylediği şeyle kaşlarımı havaya kaldırdım. Çok farklı bir enerjim olduğunu düşünmüyordum ama patronumun böyle düşünmesi beni içten içe mutlu etti. İş hayatına artık uyum sağladığımı düşünüyordum. Tecrübesiz olmam sandığım kadar sırıtmıyordu artık üzerimde.

"Öğlen yemeğine birlikte çıkalım. Bir planın var mı?" Zafer beyin söylediğiyle bir süre düşündüm.

"Hayır yok Zafer Bey, çıkabiliriz." Dedim. O kafasını sallarken son notlarımı aldım ve odadan çıktım.

Ben işteyken Poyraz bir sürü mesaj atmıştı. Ama içimden ne bakmak ne de cevap vermek gelmedi. Öğle arası geldiğinde ceketimi üstüme aldım ve Zafer Bey'in kapısını tıkladım.

" Zafer Bey uygunsanız çıkalım mı?" Dedim.

Zafer bey yerinden kalkıp bana doğru geldi. "Çıkalım bakalım Mihri."

Birlikte asansöre bindik ve aşağıya indik. Yanımızda korumaların da gelmesini beklerken arabaya yalnızca ikimiz bindik. Kendime engel olamadan sordum.

" Zafer Bey korumalarınız gelmeyecek mi?" Dedim.

" Hayır , başbaşa kalmak istedim bir sakıncası mı var?" dedi.

Bu soruya ne cevap vereceğimi bilemedim. Eğer var dersem onun hakkında düşüncelere sahipmişim gibi olacaktı. Yok dersem de evli bir kadın olarak beni nasıl yargılayacaktı.

Yine de basımı iki yana salladım. Aldığı cevaptan memnunmuşcasına gülümsedi.

Yakın bir yere öğle yemeğine gelmiştik. Oldukça sevdiğim ve uğradığım mekanlardan birisiydi. Yağız'ı okul çıkışında sık sık buraya getiriyordum. Çalışanlar bile beni tanıyordu.

İçeriye girdiğimizde Zafer Bey'i gören çalışanlar onu selamladılar ve en güzel masayı gösterdiler. İlgi ile karşılanmasına şaşırmamıştım tabii ki. Gittiği her yerde kendisini belli eden bir adamdı.

Güneşten ÖnceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin