Mihri'den
Valizlerimi hiç bozmadan sabah otelden çıkış yaptım ve havaalanına doğru ilerledim. Evden ayrıldığım süreçte Poyraz defalarca aramıştı. Ve eminim ki peşime birilerini de takmıştı ama umrumda değildi. Artık gemileri yakmıştım. Bilet kontrolden geçip uçağa bindim. Aklımda sürekli Yağız'a nasıl açıklayacağımı düşünüyordum.
Ben bunları düşünüp dururken uçak inmişti bile. Taksiye binip eve doğru geçerken bir yanım da oğlumu göreceğim için heyecanlıydı. Oğlum benden uzun bir süre ayrı kalmıştı. 2 gün bile olsa daha önce hiç ayrı kalmamıştık.
Eve varınca Poyraz'ın annesi Sevim hanım ve babası Mehmet bey tarafından çok içten bir şekilde karşılandım. Oğlum bahçede oyun oynuyordu. Beni görünce elindekileri bırakıp sevinç içinde bana koştu. Defalarca öperken varlığına şükrettim. Evliliğimdeki en güzel şey Yağız'ın varlığıydı. Salona geçtikten sonra beklediğim gibi sorular başladı.
İlk soru Sevim hanımdan geldi. "Poyraz niye gelmedi kızım, keşke haber verseydin geleceğini alırdık seni havaalanından." Kibarca gülümsedim. "Poyraz gelemedi anne. Bende sürpriz yapmak istedim.""Babam niye gelmedi ki anne?"
"İşleri varmış Yağız'cım o yüzden gelememiş." Diye geçiştirdim oğlumu. Mehmet baba konuşmaya başlayınca ona doğru döndüm. "Kızım sen istersen yerleş odana açsındır yemek yeriz sonra." Başımı sallayarak yerimden kalktım. Valizim odaya çıkarılmıştı zaten. Yağız'la birlikte yatardım bu gece. Oğlumdan fazla bile ayrı kalmıştım.
Üstüne rahat bir şeyler geçiştirdikten sonra oğlumla el ele aşağıya indik. Yemek masasına geçtik. Masaya bakınca acıktığımı hissettim. Kendi tabağıma ve Yağız'ın tabağına bir şeyler koydum. Yağız'a kendi başına yemek yeme alışkanlığını uzun bir süre önce kazandırmıştım. Bu yüzden bu konuda yorulmuyordum. Bir yandan oğlumun yiyip yemediğini kontrol ederken, Sevim anne konuştu tekrar,
"Yağız da büyüdü artık, ikinci çocuk düşünüyor musunuz kızım?"
Beklenti içinde gözlerle bana bakarken, kafamı iki yana salladım.
"Hayır anne düşünmüyoruz ve açıkçası düşünecek durumumuz yok." Sevim anne soru dolu gözlerle bana bakarken tekrar ağzımı açtım "Yağız uyuyunca salonda konuşalım olur mu anne?"
Sevim anneyle Mehmet baba birbirine bakarken, başlarını salladılar. Bende Yağız'a yemek verdikten sonra onunla biraz vakit geçirdim. Birlikte boyama yaptık. Bahçede vakit geçirdik. Annemlerle kahve içtik. İstanbul ve Çanakkale hakkında sohbetler ettik. Yağız'ın uyku vakti geldiğinde onu yatırdım ve aşağıya indim.
Sevim anneyle Mehmet baba salonda oturup meyve yiyorlardı. Sevim annenin yanına oturdum. "Anne söze nasıl başlasam bilemiyorum. Sizden ricam beni dinledikten sonra yorum yapmanız. Biz çok uzun zamandır Poyraz'la bu evliliği zorla yürütüyor gibiyiz.Aynı evin içinde yabancılara döndük. Oğlumuz tek ortak paydamız oldu. İşiyle meşgul çok vaktini alıyor biliyorum ama adam akıllı tek kelime bile etmiyoruz. Ben boşanmaya karar verdim."
Sevim anne hemen konuşmaya yeltendi. Ama hızlıca tekrar araya girdim.
"Evet anne Yağız çok küçük farkındayım ama , sadece oğlum için de yok sayıldığım bir evliliği sürdüremiyorum artık. Adım var evet. Mihri Kozcuyum ama sanki işimden ibaret gibiyim. Birinin karısıymışım gibi hissetmiyorum bile."
Mehmet babam boğazını temizlerken tekrar söze girdim.
"Sizi çok seviyorum, keza Yağız da öyle. Yazın da kışın da sık sık ziyaret ederiz sizi yine. Yağız babasıyla tabi ki her gün görüşür, vakit geçirir. Ama ben bunu artık kendime yapamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşten Önce
RomanceKocasını doğru düzgün tanımayan ama içten içe onu çok sevdiğini bilen Mihri... Ve karısı boşanma kararı alıncaya kadar aklı başına gelmeyen sırlarla dolu Poyraz. 4 senedir evliliğe dair ortada bir şey kalmamış sayılır. Tek ortak noktaları oğulları Y...