46

91 3 4
                                    

Doktor bana dönmüştü ve konuşmaya devam etmişti

Doktor: çınar baban parla hayırlı olsun

Gözümden bir yaş düşmüştü çınar benim babam mıydı şimdi çınara baktığımda biliyordum gibi bir tepkisi vardı zarzor dövmemeye çalışıyordum çınarı doktor salondan gitmişti çınar öksürüp konuşmaya başlamıştı

Çınar: mutlu olmadın?

: çınar seni gebertmemek için zor duruyorum ne anlatcaksan anlat ben gitcem

Çınar yüzüme bakmıştı ve derin nefes alıp konuşmaya başlamıştı

Çınar: annen çok güzel bir kadındı üniversitede tanışmıştık sonra bir şeyler yaşadık alevlenmeler yaşadık ve anneni hamile bıraktım evlenmek zorunda kaldık falan 6 ay karnında taşıdı annen sonra biz boşanmak istedik annende bende seni istemedik tabi çünkü kim ister ki çocuklu biri ile evlenmek son 3 ay bekledik doğmanı doğduktan sonra bir kağıda soyadı Demirbağ olsun yazıp yurda gönderdik yurttaki kişiler sana Ayça mı ne koydularsa artık öyle bir isim koymuşlar ama senin gerçek adın parla annen ile ikimiz seçmiştik

Çınarın her kelimesinde kalbim dayanamıyordu daha da kötü oluyordum bunları öğrenmek istemiyordum çınar benim babam olamazdı benim ailem yurttaki çalışanlarıdı annem müdürdü babam işe müdür yardımcısıydı. Ayağa kalkmıştım ve hızlı adımlarla kapıya doğru yürümeye başlamıştım kapıya geldiğimde çınar arkamdan " annen yaşıyor görmek istediğin zaman beni ara erdem de numaram var" demişti donmuştum kısa bir süreliği kendime geldiğimde kendimi dışarıya atmıştım erdem arabasına yaşlanmış sigara içiyordu koşarak onun yanına gitmiştim ve boynuna sarılmıştım kafamı erdemin boynuna gömerek ağlamaya başlamıştım erdem ne olduğunu anlamamıştı

Erdem: bebeğim noldu neden ağlıyorsun

: çınar...

Erdem: nolmus cınara

: çınar benim babammıs erdem

Erdemin sesi gitmişti oda şaşırmıştı şaşırmakta haklıydı erdemin eli belimde hissetmiştim okşuyordu hafif hafif ağlamam geçiyordu o okşadıkça

Erdem: sakin ol göz bebeğim benim

: eve gidebilir miyiz artık

Erdem: gidelim sakinleş hem sen

&

Yol boyunca dışarıyı izlemiştim erdeminde moreli bozulmuş gibiydi ve şuanda odamda tek başıma kafamı cama yaşlanmış bir şekilde dışarıda yağan yağmura bakıyordum dışarısı da benim açımı anlamış gibiydi erdem kaç saattir ortalık yoktu denizde ve burakta yoktu nereye gitmişlerdi kim bilir telefonum çalmaya başlamıştı yatağımda duran telefonuma baktığımda erdemin aradığını görmüştüm elime almıştım açıp camın kenarına koymuştum

Erdem: herşey yolunda mı diye aradım

: yolunda

Erdem: değil dimi Ayça üzme kendini

Arkada denizin sesi geliyordu mutluydu sesi

: nerdesiniz

Erdem: deniz tutturdu ya lunapark diye sana sordum hatta gelecek misin diye hayır dedin

Düşünmeye başlamıştım erdem bana ne zaman sormuştu galiba ben unutmuştum sorduğunu

Erdem: akşam odada hazır ol iznin varsa yapmak istiyorum

 bakıcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin