|
"Hapşu!"
Soyunma odasında, kaçıncı kez olduğunu sayamadığım hapşırıklarımın izin verdiği ölçüde formamı giymeye çalışıyordum.
Hareketlerimi kısıtlayan bu saçma hastalığa içimden saydırırken bir yandan da gözlerim dört dönüyor, etrafta görmek istediğim birini arıyordum.Sebastian'la konuşmamızın üzerinden iki gün geçmişti. O süre boyunca tekrardan takılmaya fırsatımız olmamıştı çünkü aksilik bu ya hasta oluvermiştim.
Her ne kadar hasta olmaktan nefret etsem de okuduğum saçmalıklardan sonra Dusan'ın yüzüne bakmamak için bahanemin olması bir bakıma iyiydi.
Kendimden on bir yaş büyük, beni kardeşi gibi gören takım arkadaşımı hayal ederek ve ikimiz hakkında yazılanları okuyarak geçirdiğim uzun gece, beraberinde birtakım pişmanlıklar da getirmişti.İçten içe bu konuyu takmamam gerektiğini biliyordum. Sonuçta o platformda hakkında yazılan tek ikili biz değildik.
Başkası ile kendimi okuduğumda nasıl umursamıyorsam, Dusan'la okuduğumda da umursamamam gerekirdi.
Mantığım beni bu şekilde telkin etse de hislerim tam tersini söylüyordu çünkü okuduğum başkası değil, oydu.İkimiz hiçbir zaman yakın olan iki takım arkadaşı olmamıştık.
Takım içinde herkesin birbirine karşı rolü vardı, onunkisi ise beni her zaman bir abi gibi destekleyip yanımda durmaktı.
Geldiği ilk gün belirlenmişti aramızdaki ilişki. Ne o bana sormuştu ne ben dile getirmiştim bu durumu. Aramıza bir sınır çekilmişti sanki ve o, bu sınırı geçmemeye yemin etmişti. İkimiz de rollerimiz gereği davranmıştık.
Yine de ilk günden beri fazlası olmak istediğimi biliyordum.
Bir arkadaş, dost, sırdaş.. Belki de o gece okuduklarımdan bu kadar etkilenme sebebim, ilk defa ikimizi kalıplarımız dışında hayal ediyor oluşumdu.Düşüncelerim bir çığ gibi zihnimde büyüyüp dalgınlaşmama sebep olurken omzumda bir elin varlığını hissedip irkildim. Arkamı döndüğümde ise gördüğüm yüz ufaktan heyecan yapmama sebep olmuştu.
"Ferdi?"Günlerdir kendi çapımda kaçtığım adam, arka çarprazımda durmuş sorgulayan gözlerle beni izliyordu.
Ayakkabılarımı bağlamayı bırakıp ondan yana döndüğümde istemsizce bakışlarımı kaçırdım.
Nasıl göründüğüm hakkında en ufak bir fikrim yoktu fakat gözlerim hastalıktan sulanmış, burnum ikide bir silmekten kıpkırmızı olmuş halde onun karşısında olmak istemiyordum."Baksana bana." dedi hafif kırgın çıkan sesiyle. İç çekerek ona döndüğümde gözleri yüzümde gezinmiş, hafifçe kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.
"İyi misin? Hasta olmuşsun. Diğerlerinden duydum.""İyiyim." dedim elimden geldiğince gülümseyerek. Sesindeki endişe, tekrardan kalbimin pişmanlıkla dolmasına sebep olurken bu kötü his yüzünden tırnaklarımı sertçe avuç içime geçirdim.
"Bu halde antrenman yapabileceğine emin misin?"
Endişesi bakışlarına da yansıyordu.
"Kıpkırmızı olmuşsun.""Öyle mi?" diye sordum mırıldarcasına çıkan sesimle. Gözlerim, onun parıldayan bakışlarında gezinirken yüzümün aldığı ifadeyi merak ediyordum. Fakat tek yapabildiğim öylece durmaktı.
"Ateşin mi var, hm?"
Elini kaldırıp avuç içiyle alnıma dokunduğunda elim ayağıma dolaşır gibi olmuş, nefeslerim içime kaçmıştı. Bedenim gördüğü anlık ilgiyle mayışmış, şiş gözlerim hafiften kapanmıştı.
Yüzünde gördüğüm en ciddi ifadeyle ateşimi kontrol ediyordu fakat az önce ateşim olmasa bile şu anda çoktan çıktığına emindim."Yanıyorsun sen." dedi. Teninin benimkinde bıraktığı hissiyata saniyeler içinde öyle alışmıştım ki elini geri çektiğinde mızmızlanarak geri alnıma koymak istemiştim.
"Doktora gittin mi?""Yoo." diyerek omuz silktim. "Geçer zaten."
"Saçmalama." diye homurdandı bozuk Türkçesiyle. "Senin mutlaka bir doktora gitmen lazım."
"Antrenmandan sonra giderim." onu geçiştirmek istercesine konuştuğumda kaşlarını çattı.
Onunla biraz daha aynı ortamda kalırsam bünyeme ağır geleceğine emindim.
Zaten kendimi yeterince kötü hissediyordum."Lafımı ikiletiyorsun?" sorarcasına tek kaşını kaldırdı. "Pek benim Ferdimin yapacağı şey değil."
Sözleriyle kalbim deli gibi çarpmaya başlarken yutkundum."Yorgunluktan.." dedim kısık çıkan sesime içimden küfrederken. "Kusura bakma." zoraki bir tebessüm dudaklarımda yer edindiğinde bakışları yüzümü tekrardan taramıştı.
"Nasıl bu kadar hasta oldun?"
"Bilmem."
Gerçekten de bilmiyordum.
İkimiz arasında rahatsız edici bir sessizlik oluştuğunda boğazını temizleyerek araya girdi."Kendine dikkat etmiyorsun ve fazla yoruluyorsun."
Son derece ciddi çıkan ses tonu ve fark edilen ilgili tavrı dudaklarımı büzmeme sebep olduğunda neredeyse ağlayacağımı fark ettim.
Bunca zamandır tek istediğim, ondan gelecek ufacık bir ilgiydi.
"Bir şeyin yoktu geçen gün." fısıltısı ile eş zamanlı olarak ellerinden birinini kıvırcık saç tutamlarım arasına daldırdı.
Bugün ikinci kez hissettiğim sıcak teni, yeniden mayışmamı sağlandığında iç çekişim ikimizin arasında yayıldı.Aramızdaki zaten az olan boşluğu iki adımla kapatıp dibimde bittiğinde burnuma dolan kokusu, sarhoş gibi hissettirmişti.
"İyisin iyi." diye fısıldadı. Saçımdaki eli kıvırcıklarımı özenle okşuyordu.
"Güzelce dinlenmen gerekiyor sadece." sıcak nefeslerinin yüzümü okşarken gözlerim istemsizce kapanmış, vücudum durulmuştu."Şu haline bak, ayakta uyuyorsun." dedi keyifli sesiyle.
"Hı?"
"Şapşal." ardından beklemediğim bir anda benden uzaklaşıp geniş elleriyle sırtıma yavaşça vurdu.
"İki gün sonra maç var. Evine git ve dinlen.""Ama-"
"İtiraz istemiyorum Ferdi."
Ardından yüzümü son bir kez süzüp gülümseyerek soyunma odasından çıktı. Sözünün dinlenmesini sevdiğini biliyordum.
Hem zate çoktan kendini salmış vücudum, dinlenmek istediğini oldukça belli ederken bu güzel isteği daha fazla göz ardı edemezdim.O gittiğinde bile öylece dikilmiş, az önce neler yaşandığını sorgulamıştım.
Zaten karmakarışık olan aklım bugün yaşananlar yüzünden daha da bulanmıştı.
Önceden de böyle ilgili miydi bana karşı yoksa zihnimin aptal oyunları yüzünden bugün bir başka mı geliyordu?Eve giderken doktora uğrayıp ilaç yazdırmıştım.
Normalde pek huyum değildi fakat eczaneden aldığım ilaçların fotoğrafını çekip ona göndermiştim.
Hangi akla hizmet yaptım bilmiyordum belki de sözünü dinlediğimi bilsin istiyordum.Öyle ki fotoğrafı gönderdikten iki dakika sonra ondan aldığım yanıt, yüzümde kocaman bir gülücükle heyecandan havalara uçmamı sağlamıştı.
Aferin sana, maç günü seni iyileşmiş görmek istiyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
as you are
Fanfictionferdi, kendisi ve takım arkadaşı hakkında yazılan bir hayran kurguya denk gelir. *** bu hikayedeki tüm karakter ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur.