|
İsmail eliyle sahanın sağ tarafını işaret ettiğinde zaman kaybetmeden oraya doğru koştum.
Gücümü son sınırına kadar kullanmaya yeminliymiş gibi hararetle hareket ediyordum.
Ciğerlerim soluklarımın yetersiz kalıp kalmadığını umursamadan hızla inip kalkıyordu.Maçımız Rizespor'laydı.
İçten içe yeneceğimizi bilsem de endişe etmeden duramıyordum.
Bu yüzden olduğum en iyi şekilde oynuyor, takımın da benden farksız olmadığını bilerek gaza geliyordum.İsmail'in attığı pasla birlikte top sol kanada geçtiğinde iyice hızlandım.
Ayağıma ulaşan topu vakit kaybetmeden rakip takımın ceza sahasına göndermeye yeminli gibiydim.Önüme çıkan defans oyuncularını birkaç ufak manevrayla atlatıp kaleciyle karşı karşıya kaldığımda sertçe vurdum topa.
Gözlerim saniyelik olarak kapansa da tribünlerden yükselen alkış ve bağırış sesleriyle attığım topun filelerle buluştuğunu anladım.Bu kez geldiğim yönün tersine doğru koşup bana yaklaşan takım arkadaşlarıma doğru atıldım.
"Ne gol attın lan öyle!" dedi Mert Hakan avuç içiyle saçımı karıştırırken. Kıkırdamadan edemedim.Fakat sevincimiz her zamanki gibi kursağımızda kaldı.
Biz kenarda sevinip bağırıştığımız sırada Rizesporlu oyunculardan biri yanımıza gelmiş el kol hareketleriyle bir şeyler demeye başlamıştı.
"Milleti ne itiyorsun lan?" şaşkınca olduğum yerde döndüm.
Beni arasına alan kalabalığa rağmen adını bilmediğim bu adamın hırsla bana doğru yürüyüşünü izledim.
"Ayıp değil mi yaptığın?"Sinirlendiğim anlarda Türkçem'in daha da bozuklaştığını bildiğimden kendime hakim olmak adına ciğerlerimi derin soluklarla doldurdum. Birkaç kez art arda yutkundum.
"Çocuğun bir şey yaptığı yok. Futbol bu, böyle şeyler olur kardeşim." dedi Mert Hakan ortamı yumuşatmak adına dikkatle.
Fakat rakip takımın umrunda değil gibiydi aralarından birkaç kişi daha bana yönelik konuşan adamın yanına geldiğinde ortamın gerileceğini tahmin edebiliyordum.
Sesimi çıkartmama nedenim tamamen kendi takımımız içindi.
Çünkü ertesi gün haber başlıklarında boy boy Fenerbahçe yazısını görecektim.
Herkes bizim ne kadar sorunlu bir takım olduğumuzdan bahsedecekti.Ellerim bilincimden bağımsız yumruk olurken tırnaklarımın tenime battığını hissettim.
"Faul yapıp da gol atmak nerenin futboluymuş?" hâlâ gözlerimin içine bakarak konuşan Rizesporlu oyuncu birkaç adım öne çıktı.
"Siz alıştınız tabi arkanızın kollanmasına her haltı rahat rahat yiyorsunuz."Adrenalin damarlarıma ilmek ilmek işlerken sinirimin artıp tüm vücuduma dolduğunu hissettim.
Bakışlarım buram buram öfkeye boyalıyken sakinleşmek ister gibi derince soluklandım.O sırada hakem çoktan yanımıza gelmiş, aramıza girerek gürültüyle uğuldayan kulaklarım yüzünden seçemediğim bir şeyler söylemeye başlamıştı.
"Orospu çocuğu şikeciler sizi." ettiği küfür yüzünden hakim olmaya çalıştığım tüm o gergin yanıma yenik düştüğümü hissettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
as you are
Fiksi Penggemarferdi, kendisi ve takım arkadaşı hakkında yazılan bir hayran kurguya denk gelir. *** bu hikayedeki tüm karakter ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur.