Yoongi, okuldan çıkan sevgilisini görünce gülümseyerek elindeki sigarayı yere attı. Hoseok hızlı adımlarla yanına geldi ve belini kavrayarak uzun saçlı çocuğu kendisine çekti. Dudaklarına kısa bir öpücük bıraktıktan sonra gülümsedi.
"Sınav iyi geçmiş bakıyorum?"
Hoseok omuz silkti. "İyi geçse de geçmese de beni böyle bir güzellik beklerken asık suratla çıkabilir miydim?" Bir kez daha dudaklarını birleştirdi. Bu öpücük diğerinden uzun sürdü. Geri çekilen taraf Yoongi oldu. Kıkırdayarak Hoseok'un omzuna vurdu. "Hadi! Nasıl geçti, söyle!"
"İyiydi, gerçekten daha kötü yaparım diye bekliyordum ama çok az boşum var. İşaretlediklerimden de eminim."
Yoongi, kollarını Hoseok'un boynuna sardı. "İşte benim sevgilim. En iyisini yapacağını biliyordum."
"Sonuçlar gelmeden böyle deme. Barajı bile geçemezsem çok komik olur."
"Saçmalama! Şimdiden çok iyi yaptığını ikimiz de biliyoruz!" Duraksayıp tereddütle devam etti. "Markette konuştuğumuz şeyi hatırlıyor musun?" Başını salladı Hoseok. Gözlerini karşısındaki sevimli çocuktan alamıyordu ve konuşmaya odaklanmak her geçen saniye daha da zor oluyordu. "Hatırlıyorum sevgilim." Dudaklarını ısırdı Yoongi. "Bir karar verebildin mi?"
"Bilmiyorum... Ama sanırım Seul'de bir üniversiteye gitmem daha iyi olacak. Açıktan okuyup turlarında sana eşlik etmeyi de düşündüm ama biliyorsun açıktan okursam mühendislik okuyamam ve... bu benim hayalim."
İkisi de çevredeki onlara tuhaf bakışlar atan homofobikleri umursamadan sarılarak gelecekleri için önemli olan bir konuyu konuşuyorlardı. Bir okulun karşı caddesine park edilmiş arabaya yaslanarak, birbirlerinin gözlerine aşk ve anlayışla bakarak.
"Ama Seul dışı bir yer asla düşünmedim. Bu yıl Seul'de kazanamazsam yeniden hazırlanacağım. Yoksa ikimiz de çok zorlanırız."
"Hayır, hayır. İstediğin başka bir şehirde okumaksa onu da yapabilirsin bebeğim. Ben olabildiğince sık bir şekilde gelirim yanına."
"I-ıh. İstemiyorum. Şirketin Seul'de, tüm düzenin burada. Turdan döndüğünde bir de benim yüzümden o kadar yol çekmeni istemiyorum. Her seferinde seni heyecanla evde beklerim."
"Ve ben de hızlıca gelirim ve sevişiriz?" Hoseok gülerek burunlarını sürttü. "Kes sesini Yoongi!"
"Ne demek Yoongi? Benim adım güzelim, sevgilim ya da aşkım değil miydi?" dedi oyuncu bir şekilde dudaklarını büzerek. Hoseok güldü ve "Ah, pardon! Kes sesini güzelim, sevgilim ya da aşkım." diyerek karşılık verdi.
"O zaman güzelin, sevgilin ya da aşkın sana sınavın iyi geçtiği için bir yemek ısmarlasın? Olur mu?"
***
Yoongi, şoförüne eve götürmesini söyledikten sonra telefonunu çıkararak arkadaşlarını aradı. Jungkook ve Namjoon görüntülü aramayı aynı anda cevapladılar.
"Nasıl geçti lan?" diye direkt sordu Yoongi. "Vasatın üstü." cevabını veren Jungkook, "Kağıdın amına koydum." diyen ise Namjoon'du.
"Manitan yanında değil mi? Sınava sen götürdün sanıyordum." dedi Namjoon. "Sınavdan çıkınca yemek yedik. Sonra onu eve bıraktım. Uykusu varmış bebeğimin. Benim evimde uyumasını söyledim gece dönünce sarılırdım en azından ama babası sınavının nasıl geçtiğini falan merak edermiş."
"Anladım tamam. Sen ne yapacaksın şimdi?" Jungkook arada ekrana bakarken aynı zamanda sıcak ramenini yemeye çalışıyordu. Namjoon ise yarıçıplak bi şekilde yatarak telefonu neredeyse yüzüne sokuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where is your heart? | sope
FanfictionYoongi, teması 'şimdiye kadar gördüğünüz en güzel şey' olan fotoğraf yarışmasında birinci olmuştu. Şöyle bir sorun vardı ki, fotoğraftaki okulun yakışıklı heteroseksüeli Jung Hoseok'tu. top: hoseok bottom: yoongi texting + düz yazı