Yoongi, başını sevgilisinin göğsüne yaslayıp huzurlu bir şekilde kalp atışlarını dinlerken Hoseok'da onun saçlarını kokluyor, arada da minik öpücükler bırakıyordu.
Han Nehri'nin kenarında öğrenci dostu bir yerden bisiklet kiralamış ve diğer beş kişi hızlı sürme yarışı yaparken bu ikisi sıvışmıştı.
Şimdi çimenlerin üzerinde oturuyor ve ufak dokunuşlarla birbirlerine sevgilerini hissettirmeye çalışıyorlardı.
Hoseok, kolunu kendisinden yapıca küçük sevgilisinin belinden ayıramıyordu. Sanki onu bir anlığına bıraksa Yoongi yok olacak ve onu bir daha göremeyecekti.
"Ne zaman yüzünü görebileceğim?" dedi Hoseok şikayet eder gibi. "Sus, şu an çok huzurluyum." Diye yanıt verdi diğeri.
"Ama seni özledim."
"Buradayım ki bebişim."
"Yüzünü özledim."
Yoongi huysuzca başını kaldırıp sevgilisinin gözlerinin içine baktı. "Ne yanı? Yüzüm olmasa ya da birden çok, çok, çok ama çok çirkin olsam beni artık sevmeyeceksin öyle mi?" Hoseok beklemediği anda gelen soruyla şok içinde sevgilisine baktı. "Ne alakası var güzelim? Ben öyle bir şey mi dedim?"
Yoongi burun kıvırarak aralarına bir karış mesafe koydu ve sevgilisinden uzaklaştı. "Boşuna yorma kendini. Ben anlayacağımı anladım."
Hoseok Yoongi'ye yaklaştı, uzun saçlı olan yine uzaklaştı. Hoseok şaşkınca baktı ona. "Trip mi atıyorsun şu an?" Yoongi onu duymazlıktan gelip önlerinde uzanan nehri izlemeye devam etti.
Yapacağı açıklamanın saçmalığına gülmek istese de ciddiliğini korudu Hoseok. "Yüzün olsa da olmasa da severdim seni Yoongi. Yüzünü hiç görmesem ve sadece mesajlaşarak konuşmaya devam etsek de severdim. Bak, sen şu Suga'yı çok seviyorsun ama yüzünü bilmiyorsun. Ben de aynı şekilde severdim seni."
Yoongi, hevesli bir şekilde bakışlarını ona çevirdi.
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten."
"Hmm" dedi düşünür gibi. Aynı zamanda gözlerini kapayıp kaşlarını çatmıştı. "O zaman buradan öpersen belki sana inanırım." Dedi ve yanağını işaret etti. Hoseok gülerek aralarındaki mesafeyi kapattı ve sevgilisinin parmağıyla gösterdiği yere bir öpücük bıraktı.
Kaşlarının hala çatılı olduğunu ve tek gözünü açıp ona baktığını görünce "Demek öyle..." diye mırıldandı. Art arta birkaç öpücük daha bıraktı ve ardından öpücükleriyle yanağından dudağına uzanan bir yol çizdi.
"Ben, benim birtanecik sevgilimin tam buradan," duraksadı ve uzun saçlı olanın dudaklarını belli belirsiz öpüp geri çekildi. Aynı zamanda Yoongi gözlerini açıp merakla onu izlemeye başlamıştı. "tam buradan öpersem bana tamamen inanacağını düşünüyorum."
Sevgilisinin alt dudağını usulca kendi dudakları arasına aldı ve yavaşça öptü. Yoongi kendine gelip ona karşılık vereceği sırada ise çoktan geri çekilmişti.
Hoseok keyifle çimenlerin üzerine attı kendisini. "Bugün de hava bayağı güzel. Sonuçta yarın mayısa giriyoruz değil mi?" Yoongi ise kocaman olmuş gözleriyle, hayal kırıklığına uğramış bir ifadeyle izliyordu sevgilisini.
"Bebeğim..." diye seslendi kısık bir sesle. Onun aksine oldukça gür bir şekilde cevap verdi diğeri: "Efendim güzelim?"
"Neden öpmüyorsun beni?"
"Öpmüyor muyum? Öptüm ki."
Parmak uçlarıyla kendi dudaklarına dokundu. "O sayılmaz ki. Küçücük öptün!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where is your heart? | sope
FanficYoongi, teması 'şimdiye kadar gördüğünüz en güzel şey' olan fotoğraf yarışmasında birinci olmuştu. Şöyle bir sorun vardı ki, fotoğraftaki okulun yakışıklı heteroseksüeli Jung Hoseok'tu. top: hoseok bottom: yoongi texting + düz yazı