Selamlar
Bin okuma olmuşuzz🥳🥳
Neyse hemen bölüme geçin
Oy ve yorum bırakmayı unutmayın
(Oy verin ve kitabım öne çıksın noolaaar)
∞∞∞∞∞∞
Ne diyor lan bu adam?
Ilgın Uygur?
Saçmalık! Saçmalığın daniskası hem de.
Hasta ruhlu manyak.
Saniyeler süren şaşkınlığımın ardından usulca kıvrıldı dudaklarım. Dişlerim gözükecek derecede gerilen dudaklarımın arsından dev bir kahkaha patladı. Adamın suratına suratına gülmüştüm. Avuç içimle gülüşümü bastırmaya çalışırken “Ben mi evliyim? Birde seninle? Dört sene önce hemde?” diye zorlukla sıraladım alaylı sorularımı.
Bana anlamsızca baktığı sıra gülüşüm yavaşlamıştı. “Bu yüzden mi kaçırıldım yani. Eski karına falan mı benziyorum? Ya da dur takıntılı olduğun bir kadına mı?” gülüşlerin dindiğinde ciddileşerek sözlerime devam ettim. “Ama sen baştan kaybettin çünkü sınırlarım içinde gezinirsen hak ettiğini vermekten geri durmam.” Son kelimelerimde tehdit edercesine sağ yumruğumu gösterdim.
Yine anlamadığım bir anlamla bakan kahveleri kıvrılan dudaklarıyla kısıldı. Bir şey söyleyecek olup vazgeçti. Onun yerine “Karıma takıntılı olmamda bir sorun göremiyorum ben.” dedi.
Ama benim tepem atıyor ha.
Bir elimin parmak uçlarımı birleştirip ona doğru anlatmaya başladım. “Bak. Ben senin karın değilim. İsmini bile bilmiyorum be adam. Adını sanını bilmeden evlenmiş olma ihtimalim de yok hani. Senin karın başka, ben değilim o. Bak işimi kolay yoldan halletmeyi tercih edip sana söylüyorum; beni buradan çıkar. Hem yaparsan karını bulurum sana.” Noktayı koyduğum an derin bir soluk almıştım. Nefesim tükenmişti aralıksız konuşunca.
Soran gözlerle kafamı ona kaldırdığımda ifadesi netti. “Olmaz”
Sağ ayağımı öne atarak az önce yumruğum sebebiyle açılan mesafeyi azalttım. Bir adım daha attığımda dip dibeydik. Yüzüm göğsü ile karşı karşıyaydı. Kafamı kaldırıp gözlerine bakmayı amaçlarken o da hayretle yüzünü bana eğmişti. Yani adama bana yaklaştığı için yumruğu çakıp sonra da dibine girmek onun için şaşırtıcıydı. Önemsemeden “Ben izin vermediğim sürece beni burada tutamazsın!” diye söyledim sert bir dille.
O yakınlığımın sebebini anlamayarak “Göreceğiz” dediğinde hızlı ve çevik bir hareketle kemerine uzandım. Sol dirseğimi karın boşluğuna geçirdiğimde istediğimi alarak iki büyük adımla mesafeyi açtım.
Acuçlarımla sıkıca kavradığım silahı ona doğrulttuğumda karşımdaki adam boştaki eliyle az önce vurduğum karnını tutuyordu. Yüzüne uğrayan saniyelik şaşkınlığın ardından beğeni dolu bir ifadeyle “Bu daha iyiydi” dedi.
Şuan onu kendi silahıyla tehtit ediyordum ve zerre telaşı yoktu. Neye güveniyordu ki?
“Şimdi,” Derin bir nefes verip dudaklarımı yaladım. Yalanlarımı yememişti, e mecbur zor kullanacaktım. “Planın ne anlatıyorsun Azer Mirza Uygur.”
Kaşları kalkarak dudakları yapay bir o şeklini aldığında “Ooo,” diye bir ses çıkardı. “Her seferinde daha iyisini yapıyorsun, favorim bu oldu”
Hâlâ goygoy peşindeydi.
Namluyu saliselik ondan uzaklaştırıp ayak dibine sıktım. Kurşun bir patlamayla zemini delip geçmişti. “Söyle. Amacın ne!?”
“Seni kurtarmak, onlardan alm-“ derken ikinci kez düşünmeden tetiğin üzerinde hazırda bekleyen işaret parmağıma kuvvet verdim.
Böyle adamları bilirdim, konuşmayacağı açıkça belliydi. Vakit kaybetmeye asla gerek yoktu.
Kan sıçaramaması için yüzümü çevirdiğimde silahı ateşlemiştim. Bu yaparken aklımda tek bir sonuca çıkan bir çok düşünce geziniyordu.
Hiçbir zaman ikinci kez düşünme.
Hiçbir zaman eskiyi düşünme.
Yaşadığın her an o âna aittir.
Geleceğinin hiçbir saniyesinden çalmalarına izin verme.
∞∞∞∞∞∞
Öldü mü?
Nasıl ama?
Ters köşe oldunuz muu?
Ay olmuş olun.
Bu arada Azer Mirza Uygur nasıl? Nedense ismi acayip beğendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFESİME ÜFLE +18
Короткі історії"Ama sorun yok, tüm yapbozlar bir gün tamamlanmak için varlar." ♡♡♡ "Öldü mü lan?" "Fikrine sıçayım Fikri." "Abim kızar mı abi?" "Yok, tutar alnından öper amına koyim." "Abi kesin öldü mü?" diye sordu tedirginlikle. Asaf baygın gözleriyle yanındak...