13.bölüm

59 6 0
                                    

şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım "ııı seni içeri götüremem ama burda durabilirim" diyebildim içeri sokarsam bizim evde de bi aile faciasi olabilirdi annemle babamın pek karışacağını düşünmüyordum ama abim karisabilirdi

riske atmayip burda çardakta kalmak daha iyi olurdu "gerek yok ben gidiyim rahatsızlık vermiyim zaten bugün yorulmuşsundur dinlenirsin" dediğinde yerimden kalktım "ben atıştırmalık biseyler getiriyorum burda dur" diyip içeri girdim mutfağa girdiğimde sessiz olmaya özen gösterdim annemin sardığı sarmaları bi tabağa koydum hazır börekte vardi onları da tabağa koydum ikimize de içicek hafif bi şeyler koyduktan sonra bahçeye çıktım

ethem başı eğik elleriyle oynuyordu elimde ki tepsiyi masanın ustune bıraktım "hadi atıştır biraz" diyip yanına oturdum kucuk bi hoşnutluk miriltilari çıkarttı eline bi sarma aldı dikkatle onu izliyordum bakışlarımı fark etti "boyle bakarsan yiyemem ama" dediğinde güldüm "peki bakmıyorum o zaman" diyip içeceğimden bi yudum aldim hava serinlemişti rüzgar esiyordu cok güzeldi hava

"bu arada" dediğinde bu sefer ona döndüm "hazal benim sevgilim değil" içeceğim bogazimda kaldığında hafif öksürdüm "nasil değil" dedim şaşkınlıkla cunku buna imkan yoktu birbirine bebegim aşkım diye hitap eden insanlar nasi sevgili degildi "yani aslinda biliyorsundur diye düşündüm hazal benim dayımın kızı" ikinci bi sok geliyo bi dakika "onunla oyle konusma sebebim de küçüklükten alışı gelmis bisey yani soy adımız farklı evet ama kuzenim o benim surekli sevgili imasi yapıp duruyordun bende dayanamadim" icime anlamlandiramadigim bi rahatlık girerken normal bi tavır sergilemeye çalıştım

"ne biliyim hic oyle durmuyodunuz" dediğimde içeceğinden bi yudum aldı "okulda ki herkes biliyo aslinda" dediğinde şaşırdım gerci benim bilmemem normal okula bu sene gelmiştim "hazalin tavırları da bana karşı değişik olunca bilemedim sevgilisiniz diye düşündüm" ethem sarmalari beşer üçer götürürken bana cevap vermeyi unuttuğunu düşünüyordum "he o onun konusma tarzı ya" bende elime sarma alıp yediğimde onaylayan mırıltılı çıkarttım

"dolaşalım mi istersen seninde kafan dağılmış olur" dediğimde ayaklandı "bana uyar" dediğinde ikimizde bahçeden çıkıp yürümeye başladık sahil kenarına yürüsek daha iyi olurdu zaten yakındı

kaçıncı kere çalıyo telefonu bilmiyorum ama geldiğinden beri ethemin telefonu birden cok kez çalmıştı inatla hic birini açmıyordu "neden acmiyosun belki onemli bi seydir" dediğimde telefonu sessize aldi "herkes hep kendini düşündüğü için beni arıyo zaten bi kere iyi misin diye soran olmadi" diyip iç cekti "şimdi bi kez de ben açmasam nolcak" diyip arka cebine telefonu koydu

kayalıkların üstüne gelip oturduğumuzda saate baktım 03:57'ydi epey bi zaman geçmişti esen rüzgarın etkisiyle irkildim soğuk bi rüzgar esmişti kollarımla kendimi sararken üstümde ki siyah cropu keske giymeseydim dedim "bu bez parçasını giymekten ne anlıyorsunuz anlamıyorum" ethemin sırtıma koyduğu hırkayla ona döndüm hem laf sokuyo hemde iyilik yapiyodu şapşal ya

"bez parçası değil bu bi kere" diyip hırkayı kolumun içerisinden geçirip tam giydim "ayrıca ne gerek vardı sen üşüyceksin" dediğimde kafasını iki yana salladı "üşümem" peki canim sen bilirsin ısrar etmicem cunku ben de cok üşüdüm

telefondan bildirim geldiğinde elime telefonu aldim bu saatte kim bana mesaj atabilirdi ki üstelik bu saatte bana mesaj aticak tek kisi var o da suan yanimdaydi

cagriozer size bir mesaj göndermek istiyor
cagriozer bir takip istegi gonderdi

art arda gelen bildirimlere baktım cagri bana hem istek gönderip hem mesaj atmıştı en son ki kavgasında uzaklaştırma aldığı icin okulda yoktu görmüyordum ama uzaklaştırma süresi bitmişti yani yarın okula gelecekti ethem benim suratımın düştüğünü anladığında telefona bakmaya çalıştı "ya ne bakıyorsun özel denen bir sey var" diyip telefonu saklamaya çalıştım

"merak ettim ne var bunda" dedi önüne döndü ben çağrının attığı mesajı deli gibi merak ediyordum dayanamayıp mesajın üstüne tıkladım

cagriozer: yarın seninle okulda cok eglenicez asenaciiikk

mesaj isteğini kabul et

ben oturduğum yerde kasılırken ethem telefonu elimden hızla cekti mesajı okuduğunda ona baktım çenesini hafif sıkmıştı çene kaslariyla bakışırken telefonu elinden çektim "bu sik kırığıyla ben yarin cok guzel eğlencem"

panikle koluna dokundum "bak oyle bir sey yapmicaksin senin meselen degil ki ne karışıyorsun" dedim sinirle "benim meselem artik aminkoyim" dedi "ne demek o şimdi" dedim anlamaz bi sekilde "asena bak bu bir degil iki değil seninle uğraşmasının sebebi benim, benim sinirleneceğimi biliyo o yüzden sana bulaşıyor seni korkutmaya hakkı yok" mantıklı gelmişti benimle uğraşma sebebi yoktu aslinda

"dövme diyip duruyosun ama onun ağzını bi kırsam akıllanır o" her şeye şiddet uygulamanın çözüm olmadığını kac kere anlatmam gerekiyordu ki "ethem bu işi siddetle çözemezsin kac kere söyliyeyim kıt misin ya" dedim sinirle "gerekirse kıtım yarin görücek o orosbu çocuğu" bu duruma bu kadar gerilmiş olmasını beni de gererken bi an önce bugünün bitmesini ve yarin olmasını istemiyordum

Papatya misaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin