"Hocam yemin ederim ben bir şey yapmadım! Ben kendi halinde takılan bir öğrenciyim sadece!" diye bağırdı Hyunjin çaresizlikle.
"Hayır, hocam bana dokunmaya çalıştı!" diye ağlamaya başladı Momo.
Hyunjin sinirle Momoya baktı, Hyunjin Momoya dokunmamıştı bile, şu güne kadar doğru düzgün konuşmamışlardı bile. Sadece Hyunjin koridorda Momoyu görünce selam veriyordu, aynı şey Momo için de geçerliydi.
Momo, Hyunjine takıntılıydı.
Tahmin edebildiğinizden fazla.
Hyunjin hastanede karşısında duran Momoya baktı.
"Geçmişte kötü şeyler yaşamış olabiliriz ama," dedi Momo gülümseyerek. "Geçmiş geçmişte kaldı, geçmiş olsun demeye geldim. Minho arkadaşımdı." dedi samimi bir şekilde. Tabii, Hyunjin için ne kadar samimiydi orası bilinmez.
"Geldiğin için sağol, ama şimdi git. Geçmiş geçmişte kalmadı. Sen benim üstüme iftira attın Momo."
"Hyunjin-ah, o zamanlar ergendim. Duygularimi kontrol edemiyordum." dedi ve bir adım atarak Hyunjine yakınlaştı. Elinide Hyunjinin omzuna koydu. Hyunjin anında geri çekildi.
"Bende ergendim ama doğruyu ve yanlışı ayırt edebiliyordum Momo."
"Hyunjin-ah, hadi ama. Affet beni, beni affedersen seni eğlenmek için bir yerlere götürebilirim." dedi flört edermişçesine. Momo ne kadar samimi gözükmeye çalışsada Hyunjin biliyordu, şuan Momo ona son bir şans veriyordu onu affetmesi için, 'affetmezsen peşini bırakmayacağım' diyordu resmen şuan Momo.
"Hayır Momo, uzaklaş. Kusuruma bak çünkü benim bir sevgilim var." dedi Hyunjin. Daha Felixle sevgili olmamışlardı ama şuan bu onun için önemli değildi. Momo sinirle yanından gelip geçerken derin bir nefes verdi Hyunjin. "Kaç yıl sonra nerden geldi aklına?" dedi kendi kendine ve Jisungların olduğu odaya girdi.
"Ben Minhoyu görmek istiyorum!" diye çırpınan Jisunga gülümsedi, Felix ise Hyunjine bakıyordu "Doktor ne dedi, görebilir mi Minhoyu?"
"Görebilir." dedi Hyunjin soğuk bir sesle. Bunun ardından Jisung hemen ayağa kalkmaya çalışıyordu, Felix ise onu yavaş hareket etmesi konusunda uyarıyordu. Jisung sonunda odadan çıkıp Minhonun yanına doğru gidiyordu, Minho hala komadaydı.
"Momoyu gördüm." dedi Hyunjin, Chan'a.
"Ne?"
...
Jisung içeri girmiş Felix ise dışarıda Jisungu bekliyordu.
"Minho?" dedi Jisung göz yaşları minhonun elini ıslatırken. "Çok özür dilerim, keşke o kişilerin bize baktığını fark edip sana söyleseydim. Hepsi benim suçum. Yemin ederim, seni çok seviyorum. Her ne kadar seni sevmiyormuş gibi davransamda seni çok seviyorum Minho." diye ağlayıp Minhonun elini göz yaşlarından ıslanmış yanağına yaslayıp öptü.
"Seni o kadar çok özledim ki iki günde, yanına gelmek için çırpındım. Seni sadece görebilmek için, ufakta olsa sana dokunabilmeyi çok istedim şu iki günde. Sevgilim nolur beni bırakıp gitme." diyip başını Minhonun elinin üstüne koyup ağlamaya başlamıştı.
"Zaman doldu, lütfen çıkın." dedi hemşire olan kadın. Jisung ne kadar çıkmak istemesede odadan çıkıp Minhonun yanından ayrıldı.
"Bir nebzede olsa için rahatladı mı?" dedi Felix. İki gündür Jisungun nasıl Minhoyu görmek istediğini bir o biliyordu çünkü.
"Ona dokunabilmeyi, öpebilmeyi çok özlemişim."
...
"Niye 8 yıl sonra geliyor Chan! Zaten aklım fikrim Minhoda, birde kimin yaptığını anlamaya çalışıyoruz şimdide Momoyla uğraşmak istemiyorum." dedi Hyunjin. Haklıydı. Kendisi umurunda değildi, arkadaşlarına ve Felixe zarar gelmesinden korkuyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paparazzi/Minsung
FanfictionHan Jisung dünyaca ünlü bir idoldu. Lee Minho ise Jisungun dünyaca ünlü fanı. "Daha yüzünü göstermeye cesareti olmayan insanları ünlü yapıyorsunuz!" "Bir daha onun yüzünü görebileceğin gözlerinin olmasını istiyorsan,kes sesini!"