Paparazzi/Minsung

8

Onu zaten ilk gördüğümde,
tanıyorum gibi hissettim.
.
.
.
.

"Minho?" diye sorabilmiştim, sesim ağlamaklı çıkarken. Minho ile 2 ay boyunca görüşememiştik, şirket yüzüne.

"Jisung." diye cevapladı beni gülümseyen yüzüyle.

Etrafta kimin olduğu umurumda değildi, sadece ona sarılmak istiyordum.

Ona sarılmaya çalıştım ama o beni durdurarak şunları söyledi
"Olmaz. "

Nefes nefese uyanmıştım, bu gördüğüm en kötü rüya olabilirdi.

Rüyamda Minho ile 2 ay boyunca görüşememiştik. Ama sadece 2 gün oldu.

Demek ki 2 gün, 2 ay gibi geçti.

Telefonumun çalması ile bakışlarım telefona yöneldi.

Minho arıyordu.

"Alo?"

"Nasılsın Jisung?"

"İyiyim, sen?"

"Bende iyiyim. Aramamam gerektiğini düşünüyor olabilirsin. Ama artık engel yok, görüşebiliriz."

"Nasıl yani? Bunu nasıl yaptın?" diye sordum ona. Bunu cidden merak etmiştim.

"Ben seni ölümden kurtarmışım bunu mu yapamayacağım?" diye sordu o güzel kahkahaları arasında.

O kadar çok özlemişim ki.

"Hazırlan seni almaya geliyorum. Biraz gezelim, hakkımız." diyip telefonu yüzüme kapattı.

Hemen kalkıp giyecek bir şeyler bulmaya çalıştım, üstüme v yakalı bol beyaz bir gömlek, onun altına bol bir pantolon giymiştim. Takılarımı takıp saçımı yaptım. Siyah güzel bir bot giymeyi düşünüyordum.

"O çok tehlikeli." dedi kafamın içindeki ses.

"Kim, Minho mu?"

"Evet, uzak dur."

"Neden?" diye sorarken başımı kaldırmış aynaya bakıyordum.

Zilin çalması ile dikkatim dağılmış ve kapıya yönelmeye başlamıştım. Hazırlanmak derken, zaman çok hızlı geçmişti.

"Günaydın." dedi ve sarıldı bana Minho.

Onun kokusu, onun sesi, parlayan gözleri, ellerinin belime sarılışı... O kadar özeldi ki.

"Günaydın." diye cevapladım.

"Yalancı." dedi gene o kafamdaki ses.

"Hayır." dedim sesim zar zor çıkarken.

Minho benden ayrılıp, "Efendim" dedi.

"Ah, şey yok bir şey. Biz nereye gideceğiz?"

"Bilmem, kahvaltı yapmadığına çok eminim. İlk önce bebeğimin karnını doyurmam lazım." dedi gülümserken.