"Cause we dont give a fuck!"
"Ne diyosun Jisung sabah sabah?"
"Ben kendime söz vermiştim, bizi kaçıran adamlara diss şarkısı yazıcam."
"Bu kadar gerizekalı olmak için extra bir çaba gösteriyor musun?"
"Kes."dedim ve elimdeki domatesleri tabağa koydum. Hyunjin ve Minhoya teşekkür amaçlı kahvaltı hazırlıyorduk.
Şuan elimizden gelebilecek tek şey buydu."Pancakelere bir baksana Felix-"diyecektimki koskoca anılar gözümün önünde canlandı. Seungmin ve Felixin pancake macerası.
"Ya mal artık yapabiliyorum güven kardeşine!"
"Umarım."dedim ve kremşanti ile biten pancakeleri süslemeye başladım. Felixin tabağına ne kadar mal yazmak istesemde kendimi durdurup kalp yaptım.
"Şimdi ben bu kremşantiyi elime sıkıcam sende ağzınla yakalıcaksın, havaya atıcam tabii bakma öyle elimden yedirmicem."
"Oha ben varım eğer yakalarsam bana o yüzüğü alcaksın!"
"Tamam lan!"
"Hadi lan!"
Felix kremşantiyi eline sıkmıştı, ve derin bir nefes almıştı. Eline vurup kremşantinin uçmasını sağlamıştı. Ben ise ağzımı açıp kremşantinin nereye gittiğine bakarken tavana yapışmasını gördüğümde Felixin yüksek sesle gülmesi bir olmuştu. Tabii, bende gülmüştüm. Resmen krize girmiştik.
"Şap etti duydun mu?"dedim bir yandan gülüp, alkışlarken.
"Duydum mal duydum!"dedi ve nefesini düzenlemeye çalıştı Felix. Gülmekten suratı kıpkırmızı olmuştu.
"Bu sefer olcak iyi izle Felixini!"
"Olmazsa çok pis gülerim haberin olsun."
Felix gülmesini durdurup tekrardan eline kremşanti sıktı, ve derin bir nefes alıp eline vurdu. Ben gene ağzımı açıp kremşantinin nereye gittiğine bakarken tavana yapışmasını gördüğümde tekrardan krize girmiştim.
"Düşünsene kremşantisin.."dedim nefesimi kontrol etmeye çalışarak.
"Niye kremşanti ile empati yapıyım lan!"diye komik bir tonla sorunca kendimi tutamayıp daha fazla güldüm.
"Düşünsene kremşantisin birisinin seni yemesini bekliyorsun, ama civcivin biri seni şak diye duvara yapıştırıyor!"
Bunu dememle birlikte ikimizde krize girmiştik, tekrardan.
"Neye gülüyorsunuz siz?"demişti Minho merdivenden inerken.
"Önemli bir şey değil ya.."dedi Felix kısık bir sesle. Minhonun arkasından Hyunjinde geliyordu.
"Dün kaçırılan ikiliye bak sen, sabah sabah gülme krizlerine giriyorlar."dedi Hyunjin gülümseyerek. Ardından ciddileşerek "Nasıl oldunuz? Daha iyisiniz değil mi? Sormam hata bakınca belli oluyor zaten.."demişti.
"Oh, evet biz iyiyiz. Size teşekkür amaçlı kahvaltı hazırlamak istedik."dedi Felix. Onların yaptığı şeyden sonra kahvaltı bile ufak bir şeydi, ama elimizden anca bu geliyordu.
"Masaya otursanıza, ben portakal suyunu doldurup geliyorum."dedi Felix. Bende onaylar şekilde kafamı sallayıp masaya oturdum.
Minho masanın en başına oturmuştu, sağında ben solunda ise Hyunjin oturuyordu. Felixde portakal suyunu doldurup yerine geçti. O da benim karşıma, Hyunjinin yanına geçmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paparazzi/Minsung
FanfictionHan Jisung dünyaca ünlü bir idoldu. Lee Minho ise Jisungun dünyaca ünlü fanı. "Daha yüzünü göstermeye cesareti olmayan insanları ünlü yapıyorsunuz!" "Bir daha onun yüzünü görebileceğin gözlerinin olmasını istiyorsan,kes sesini!"