Gizemli Köy 2 [Minsung]

06

Han Jisungdan...

Minho Taehyunların odasında dinlenirken bizde salonda Kai'nin durumunu konuşuyorduk.

"Kurtların soyu tükenmeden önce... Kaiyi bir kurt öldürmeye çalışıyordu. O zamanda Yeonjun yaralıydı ve biz direkt onu görünce eve getirip Yeonjun'un kanını içmesini sağladık. Ondan sonra olan oldu."

"Her şeyi geçtim, neden yalan söylediniz Soobin?"

"Kai zaten sizden çekiniyordu, siz kurtları öldürdüğünüz için melez olduğunu söylemek istemedi."

"Biz niye kokusunu alamadık?"

"Parfüm kullandı."

"Ah... Ciddi misiniz ya? Bunu bize söylemeliydiniz."

"Özür dileriz..."

Ölüm sessizliği oluştuğunda ayağa kalkarak Taehyunların odasına ilerledim.

Kapıyı açtığımda Minho'nun tavanla bakışıyor olduğunu görmüştüm, kıkırdayarak yanına gittim ve yatağın köşesine oturdum.

"Minho, hâlâ yorgun hissediyor musun?"

"Hayır... Zaten yorgun değildim ki, ilgi gösterin diye yaptım."

Güldüğünde kaşlarımı çatarak omzuna vurdum.

"Birdaha sana ilgi gösterirsem ne olayım!"

"Benim ol."

Dediği şey ile kızarmıştım, hızla ayağa kalkarak odadan çıktım.

Kalp ritimlerimle oynuyorsun Lee, azıcık yavaş ol.

Lee Minhodan...

Jisung odadan hızla çıktığında sırıtmıştım, kokusu yavaştan azaldığında ayağa kalkarak odadan çıktım ve salona gittim.

"Benim bir işim var! Hemen döneceğim!"

Hepsi onayladığında ayakkabılarımı giyerek evden çıktım.

Jisung'a verdiğim sözü yerine getirmem gerekiyordu, o iki salağın ailesinin kanıyla Jisung'a çıkma teklifi edecektim.

---

Eve birsürü kan şişesiyle döndüğümde hepsi ayaklanmıştı, acıktıklarını anlayabiliyordum.

Arkamda sakladığım beyaz gülleri saklayarak lavaboya gitmiştim, vampir olduğumuz için kullanmıyorduk. Bu yüzden kimse girmiyordu.

Kanları küçük şişelerden çıkarıp büyük bir saydam vazonun içine dökmeye başlamıştım.

Vazo dolduğunda ise gülleri teker teker vazonun içine koydum, bu sayede hem kan rengini hemde kan kokusu çiçeklerin üzerinde duracaktı.

Çiçekleri görünmeyecek bir yere koyduktan sonra lavabodan çıkarak salona gitmiştim.

Gergin havayı soluduğumda birşeyler olduğunu fark etmiştim.

"Neler oldu yine? Gergin gibisiniz."

"Yok birşey, merak etme."

"Hadi ama söyleyin Yeonjun, birşeyler olmuş."

"Kainin melez olduğunu söylemediğimiz için Jisung trip atıyor."

"Ama haklı değil miyim Minho!? Söylemediler bize! Belki birşeyler yapabilirdik!"

"Tamam Sakin ol Jisung'um, hem bence Kai diğer hayatında mutludur? Lütfen şimdi onun için aranızı bozmayın."

"Minho hyung haklı! Fantezilerine kurban olduğum Jisung ile kavga etmemeliyiz!"

Beomgyu araya girince gülmüştüm, bu çocuk cidden çok komikti.

Jisung kaşlarını çatmış Beomgyu'ya bakıyordu, katliam yapmasa iyidir.

Han Jisungdan...

Beomgyu'ya sinirle bakarken elimi yumruk yapmış baş parmağım ile boğazımı çizmiştim.

Yani ona; 'Seni öldürücem' demeye çalışmıştım.

Zaten bu yaptığımı görünce Taehyun'a sığınmıştı, kıkırdamış ardından ise Minho'nun yanına gitmiştim.

"Sen nereye gitmiştin?"

"Verdiğim sözü tutmaya gitmiştim, boşver."

"Peki?"

Diyerek yerime oturmuştum, Minho da yanıma oturmuştu.

Küçük bir ölüm sessizliği yaşarken Soobin ile göz göze geldik, ona biraz kızgın olduğum için benden çekiniyordu.

"Of... Sizin böyle olmanıza dayanamıyorum Fantezi hastası sincap. Hadi öpüşün barışın!"

"Ben sadece ona değil sanada tripliyim, hepinize tripliyim."

"Hadi ama... Böyle bir seksi adama tripli olamazsın!"

"Bal gibide olurum!"

"Olamazsın!"

Biz kavga ederken Minho göz devirmiş ve eliyle ağzımı kapatmıştı.

"Yeter ya! Kavga etmeyin lütfen! Azıcık sessiz olun."

Elimle elini çektikten sonra göz devirmiştim, telefonum çaldığında cebimden çıkarıp bakmıştım.

Bilinmeyen numaraydı? Bilinmeyen numara olduğu için açmamıştı, fanım çıkarsa eğer numaramı yayabilirdi.

Telefonumu fiskosun üzerine koyduktan sonra tam yerime oturacaktım ki zil çalmıştı.

"Kim gelmiş olabilir?"

"Hiç bir fikrim yok, birisinide davet etmedikki. Cidden kim geldi merak ettim."

"Aynen ya, Yeonjun'a katılıyorum. Bende merak ettim. Hadi aç kapıyı."

Soobin'i onaylayarak kapıya ilerlemeye başladım, vampir kan kokusu aldığım için biraz temkinliydim.

Kapının kulpunu yavaşca indirdikten sonra kapıyı açıp kimin geldiğine baktım.

"ANANI SİKEYİM SENİN!"

Devam edecek...